Soner Atabek EĞİTİMCİ YAZAR

Tarih: 28.01.2023 21:15

TÜRKİYE’NİN AYDINLIK YÜZÜ

Facebook Twitter Linked-in

Merhaba değerli okurlarım, bugün sizlerle Türkiye’nin aydınlık yüzünü konuşmak istiyorum hazırsanız başlayalım. 

Türkiye’deki aydınları, yazarları, hocaları, topluma yön veren kişileri tanıdıktan sonra anladım ki aydınların büyük bir kısmı bu topluma inanmıyor.

Bazı aydınları tenzih ediyorum. 

Bu toplumun kötü, olduğunu, düzelmesinin imkânı olmadığı algısıyla hareket ediyorlar. Böyle düşünen aydınlara, yazarlara, neden televizyonlarda saatlerce toplumu tartışıyorsunuz? Neden kitap yazıyorsunuz? Diye sormak gerekir? Ben cevap veriyim para kazanmak ve keyfine bakmak için. Bahsettiğim insanlar 

Türkiye’nin en önemli edebiyatçıları, yazarları, aydınları 

Değerli okurlarım, 

Topumlar bireylerden oluşur; insan değişen, gelişen, canlı bir varlıktır.

İnsan kötüdür, değişmez önyargısı bir aydın için kabul edilebilir bir durum değildir.

Orta çağ Avrupa’sını hatırlayalım, mezhep savaşları vardı, Avrupa’da şehirlerde oluk oluk kan aktı. Amerika’da yıllarca süren iç savaş yaşandı, barbarlık bir yaşam biçimine dönüşmüştü. Bütün dünya benzeri durumları yaşadı. Fakat değerleri olan toplum olmayı aydınları sayesinde başardılar. O ülkelerin aydınları, yazarları, edebiyatçıları, filozofları, ‘’ bu toplum düzelmez’’ demeyip, taş üstüne taş, tuğla üstüne tuğla koyarak, sanatla, edebiyatla, felsefeyle kendi toplumlarını iyiliğe yöneltmek için bıkmadan usanmadan çalıştılar. Batının bugünkü kültürünü, başarısını, edebiyatla, felsefeyle, sanatla oluşturdular.

Görgü, terbiye, nezaket kuralları, romanlarla aktarıldı, felsefeyle, ahlak oluşturuldu, edebiyatla, adalet duygusu yerleştirildi topluma. Toplumsal ilişkiler, birbirine saygı, birbirinin hakkına riayet etme o toplumun aydınlarıyla yapıldı. Asırlardır filozoflar felsefe yapıyor, düşünce üretiyor insanı anlamaya kafa yoruyor ve o insanı iyiye yöneltmek için bıkmadan usanmadan yazıp konuşuyorlar.

Orta çağ Avrupa’sındaki aydınlar barbarlığı bir yaşam biçimi haline getirmiş kendi toplumları için “bunlar düzelmez” deselerdi bugün böyle bir toplum çıkarmıydı ortaya Sokak ortasında birbirini kesen insanlara bakıp “ bunlar düzelmez” deselerdi bugün insanlar Avrupa’da yaşamak için can atar mıydı? Türkiye ‘deki Yazarlar, aydınlar, “toplum düzelmez” duygusuyla hareket ettikleri için halk bu duyguyu çok çabuk hissediyor ve o insanlara mesafe koyuyor. 

Beni ayrıştırıyor, ötekileştiriyor, tepeden bakıyor, diyerek o insanların sözüne kıymet vermiyor.

İnsanın değişmeyeceğine inanmanın, o insanı tanımamak ve o kişiye yapılan en büyük kötülük olarak görüyorum.

Topluma yön vermesi gereken aydınların, yazarların bu ön yargılarla hareket etmesi beni derinden üzüyor. Topluma yön vermek isteyen ayağı kaldırmak isteyen çok kıymetli yazarlar da var elbette ama sayıları oldukça az. Genele baktığımda ne yazık ki ‘’ bu toplum düzelmez’’ diyenlerin sayısı daha fazla.

Üstelik ‘’ bu toplumdan bir şey olmaz, düzelmez’’ diye düşünmelerine rağmen yazmaktan, konuşmaktan da vazgeçmiyorlar. Çünkü amaçları toplumu iyileştirme mücadelesi değil, onlarınki, iktidar kavgası, koltuk kavgası. Haklı çıkmak ve onun verdiği huzurla yaşamak istiyorlar. Yazarak, konuşarak elde ettikleri gelirle ve aydın pozisyonuyla hayatlarını sürüyorlar. Ötekileştirici, kutuplaştırıcı konuşmalarıyla kendilerine bir taraftar yaratarak, iktidar ya da muhalefetin bir parçası haline gelerek koltuklarını sağlamlaştırıyorlar.

Ülkemizin bütün tarihi dönemeçlerinde hep bu duyguyla hareket ederek, toplumu ayrıştırmada büyük rol oynadılar.

Yakın tarihimizi hatırlayalım, 28 Şubat döneminde, cemaat meselesinde, Ergenekon davalarında, Türkiye’nin Suriye politikasında da hakikati söyleyip toplumu bilgilendireceklerine, bu süreçlerde hep kavganın, ötekileştirmenin tarafı olmayı seçtiler. 

Sonuç olarak; Toplumda insanların arasında yaratılmaya çalışılan Sunni ayrılıklar ve bu ayrılıkları beslenmede kullanılan, yazarlar, aydınlar, siyasetçiler, toplumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak yerine, kendi haline bıraksa toplum daha ileriye gidecektir. 

Bahsi geçen kişilerin yarattığı sunni gündemlerinin, toplumda bir karşılığı yoktur. 

Toplum olarak, “gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.” diyoruz. 

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 

Sevgiyle kalın

Hoşça kalın

Eğitimci – Yazar Soner Atabek 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —