Soner Atabek EĞİTİMCİ YAZAR

Tarih: 29.11.2023 00:18

NEREYE GİDİYORUZ

Facebook Twitter Linked-in

NEREYE GİDİYORUZ

Küresel şirketler, önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen gerçeklerle ilgili kobay olarak kullanıyor. Bizler bunun farkında mıyız? Bu konuyla ilgili ne beklemeli, nasıl tepki vermeli, yeni düşünme biçimlerini nasıl harekete geçirmeliyiz ?

Değerli okurlarım, 

Yeni teknolojiler bize bir yandan daha iyi bir dünya sunmak için gelmiş geçmiş en iyi fırsatları sunarken, diğer yandan insanlığın varoluşuna yönelik tarihteki en büyük tehditlerle de karşı karşıyayız. Bugün alınan kararların yaşam üzerinde binlerce yıllık etkileri olacak.

Dünyamız, hükümetleri ve şirketleri deviren sismik olaylarla sarsılıyor. 

Son on beş yılda neler değişti? Şöyle kısaca bir göz atalım. Değişimin hızı hiç olmadığı kadar ivme kazandı. Bundan nasibimizi bizde aldık, etrafında kopan onca fırtınaya rağmen, belki farkında bile olmadan değişip dönüştürüldük. Hatırlayın; 11 eylül saldırılarını, akabinde Irak, Afganistan ve Suriye’de terörist gruplarla ilişkili savaşları... Bununla birlikte teknolojide de baş döndürücü bir gelişme yaşadık. Daha ucuz ve mobil bilgisayarlar, daha hızlı internet, daha fazla e- ticaret ve sosyal medyanın hızlı yükselişi, daha ucuz teknoloji, robotlar... Asya’nın hızlı büyümesi, küresel ısınmayla birlikte artan endişeler ve her yerde kurulan rüzgar çiftlikleri, uzun süren bir genişlemeyi takip eden ve bankaların kredi kriziyle tetiklenen büyük bir piyasa çöküşü, kurumsal banka skandalları, yükselen emeklilik yaşı ve emekli maaşlarıyla ilgili endişeler... Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, İsrail’in Gazze’yi bombalaması, salgın hastalıklar hakkındaki endişeler, ve tartışmaya açık insan teknolojisiyle yapılan depremler ve daha niceleri..

Sizlere şaşırtıcı gelse de modada müzikte, günlük hayatta, siyasette, genç insanların ümitlerinde ve hayallerinde, insanların akıllı telefonlarından başlarını kaldırmamaları ve internetten daha çok alışveriş yapmalarını bir kenara koyarsak yukarıda anlattığım olaylar insanların pek de umurunda değil. Geçmişte yaşananlar bizleri nasıl etkilediği umrumuzda olmadığı gibi, gelecekte yaşanacak ve değişim, dönüşüm gösterecek olayların bizleri nasıl dönüştüreceğinin pek de farkında olamayacağız. Farkında olmadan değişecek ve dönüşeceğiz. 

1950’lerden 80’lere kadar gördüğümüz ‘’kuşak farkı’’ günümüze baktığımızda neredeyse yok gibi. Gençler ve yaşlılar benzer müzikler dinliyor. Aynı filmleri seyrediyor, benzer kıyafetleri giyiyor, benzer yerlere seyahat ediyor ve çoğu değeri birlikte paylaşıyor. 

Değerli okurlarım, 

Önümüzdeki yıllarda çeşitli gruplar birbirleriyle geleceğe hükmetmek için savaşırken hoşgörüsüzlüğün tırmanışa geçtiği ve akabinde fanatizmin giderek yükseldiği, particiliğin, bölgeciliğin, etnik grupların birbirleriyle olan sataşmalarının yakın zamanda şiddetli kültür çatışmalarına dönüşmesi kaçınılmaz, bu durum sadece İslam ve liberal ‘’Batı’’ kültürü arasında yaşadığımız çatışmalar gibi değil, İslam’ın kendi içinde de çatışmalar. En büyük güçler bunu kültür çatışmalarında değil, dini inançların veya onların olmayışının etkilediği vicdani çatışmalarda sahaya sürecek. Bizler akıllı telefonlarımızdan kafamızı kaldırıp bu olayları okumaya ve önlem almaya pek de niyetli değiliz. Ne kadar umursamaz olursak olalım, ne kadar o telefonları elimizden bırakmasak da bu olaylar topyekûn hepimizi etkileyecek. Gözümüzü açtığımızda çok geç olabilir. 

Gelecekte bizi bekleyenlere karşı hazırlıklı olmalı, dünyada sürdürülebilirlik ve hoşgörüye dayalı bir bakış açısını benimsemeliyiz. Unutmayalım ki, bugün alınan kararlar, yarının dünyasını şekillendirecek.

Eğitimci -Yazar

Soner Atabek


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —