Eğer bir toplumda adalet zedelenmiş, samimiyet kaybolmuş, vicdan susmuşsa, liyakat rafa kaldırıldı ise orada birey’ de zamanla içten içe çürümeye başlar.
Bireyin bu çöküşü-çürümesi bir salgın gibi yayıldığında, zamanla toplumun kendisi de çürümeye başlar.
Bu çürümenin temelinde bireyin “Biz” bilincinden çıkarak, yalnızca kendi çıkarlarını gözettikleri bir bencillik olayı vardır.
Liyakatin yerini kayırmacılık, dürüstlüğün yerini aldatma, ortak faydanın yerini kişisel menfaatler aldığında, toplumun temelleri sarsılır, kurumlar varoluş amaçlarından saparak içleri boşaltılmış birer kabuğa döner.
Adalet dağıtması gereken HUKUK, güçlünün sopası haline gelir. Bilgi üretmesi gereken eğitim ise vasatlığı yücelten bir çarka dönüşür.
Ancak bu çürüme toplumun kaderi değildir.
Çözüm yine bireyin kendisinde, vicdanının sesini duymasında ve “BEN” hanesinden çıkarak “BİZ” diyebilmesinde saklıdır.
Bu, her şeyden önce bir ahlaki uyanış ve irade gerektirir.
Çürüme nasıl ki bireyde başlayıp yayılıyorsa, yeniden doğuş da adaleti ve dürüstlüğü hayatının merkezine koymak bireylerin işidir. (Mehmet Rauf)
Ülkenizin yönetimini dürüst-doğru-adaletli bireylere vermezseniz, tepe sersemi olmuş gibi dolanır durursunuz. Her gün geçmişi daha fazla ararsınız, cebinizdeki paranın her gün eridiğini, fakirleştiğinizi görür ve yanlış yerlere koşarsınız, hem enerjinizi boşa harcarsınız hem de en kıymetli şey olan zamanınızı boşa harcamış olursunuz….
“Temel ve Fadime yeni evlenmişler. Fadime gündüz tarlada çalışmak zorunda. Temel de minibüsü ile kasabaya gidip gelmekte. Gündüz birlikte
olmak istediklerinde şöyle bir formül üretmişler;
Temel, kasabadan dönüşte, Fadime’yi isterse, tüfekle havaya bir el ateş edecek, Fadime koşarak gelecek ve birlikte olacaklar. Günler böyle geçmiş.
Bir gün Dursun, Temel’e sormuş; Nasıl gidiyor sizin tüfek işi?
Temel bir of çekmiş ve; Başlarda iyi gidiyordu ama av mevsimi başlayınca
Fadime her patlayan tüfeğe koşmaya başladı. Yüzüne hasret kaldım…”
Cumhur İttifakının Yöneticileri, başta YAŞLI ve HASTA iki Yabancı (Biri Bagratuni, diğeri Artin Agopyan’ın hısmı) aynen Fadime gibi oldular.
Bir Putin çağırıyor, bizimkiler kapıda beklemek uğruna koşarak Putin’e!
Bir Trump çağırıyor, alay konusu olmayı kabullenip, doğru Oval Ofis’e !
Arkadan Arap Fellahı gelin bakalım diyor, doğru Arabın yanına!
S-400 alıyorlar, F-35 leri kaybediyorlar. Kaan yaptık diyorlar, motoru yok. Kapı kapı motor arıyorlar ! İsrail’e sözde kızıyorlar ama katille ticarete devam!
En son iyice şaştılar ve 54 BİN insanımızın hayatını, çocuklarımızın 400 Milyar Dolarını çalan, uyuşturucu müptelası bir caniyi, Türk Devletinin muhatabı yaptılar.
Allah bir kulunu rezil etmek isterse, önce aklını alırmış!
Bunlarda ne akıl, ne vicdan, ne merhamet, ne şehide saygı, ne ahlak ne
vatan sevgisi, ne Türk Milletine bağlılık kalmış.
Türk Milleti bunların ne olduklarını gördü görmesine de, bu teressubatı kaldırmak yine bizlere düşecek!
Aziz Türk Milleti, sana can feda ama, seni sevmek çok kahırlı be!
Olsun, her şey senin iyiliğin için…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı