Sinan Aydınol (Geçmişe dair araştırma yazıları)

Tarih: 04.12.2025 22:06

1900’LÜ YILLARIN BAŞLARINDA BANDIRMA İSTANBUL DENİZYOLU

Facebook Twitter Linked-in

(DEVAM) Geceyi Kapıdağ yakınlarında pusuda geçiren E11 İngiliz denizaltısı 31 Mayıs 1915’te Bandırma limanına geldi. Açıkta Alman “Rickmers Line” şirketinin 3431 grostonluk Madeleine Rickmers yük vapuru demirliydi. İki haftadır yük alan vapur hareket etmeye hazırlanıyordu. 900 metre kadar yaklaşıp torpidosunu gönderdi. 

Vapur, makine dairesi yakınından isabet aldı. Büyük bir patlama sesiyle birlikte iskele tarafına doğru yan yatmaya başladı. Bir römorkör açıktan çekerek karaya oturttu. (*) (*) Dünya Türkleri Birliği – Turkish Forum Sosyal Bilimler e-Dergisi · cilt 1 · sayı 1 · yıl 2015 1918 yılının başında Kaymakam Hikmet Bey, Bandırma Menzil Müfettişliğinde görevliydi. 

O günlerde Bandırma, İstanbul’da tedavi olup Anadolu’ya sevk edilecek yaralı, sakat ve hasta erlerin sevk merkezi olmuştu. Haydarpaşa Hastanesi sevk-i mecruhin komisyonu vapurlarla taburcu ettiği askerleri Bandırma’ya gönderiyordu. Taburcu olan bu askerler memleketlerine dönüyorlardı.

 Vapurlarının çoğu askeri hizmetlerde kullanıldığı için, 1918 yılında Seyr-i Sefain İdaresi’nin Bandırma’ya tahsis ettiği vapurlar ihtiyacı karşılamıyordu. Yılın başlarında Galata merkezli Kırlangıç Vapur Şirketi İdarehanesi’nin eski adı Anastasia olan Kırlangıç vapuru da Bandırma ile İstanbul arasında seferlere başladı. 

Sahibi ve müdürü Yorgi Efendiydi. Vapurun bacasında beyaz zemin üzerinde kırmızı kırlangıç resmi vardı. 11 mil sürat yapıyordu. 1887 yılında İngiltere’de inşa edilen bu vapurla 300 yolcu, 500 baş hayvan ve 100 ton eşya taşınabiliyordu. 225 beygir gücündeydi.

 Uzunluğu 47, genişliği 6,4 ve derinliği de 2,4 metreydi. Safi tonajı 58, gayrisafi tonajı da 84’tü. (*) (*) İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası Mecmuası, nr. 1, Kânûnısânî 1928, s. 27. İstanbul’a gidebilmek için Akhisar’dan, Karahisar’dan, Turudlu/Turgutlu’dan, İzmir’den ve daha birçok yerden Bandırma’ya gelenler zor şartlar altında Haydar Çavuş Camii’nin avlusunda uzun süre vapur bekliyorlardı. 

Vapurdan inenlerin alt alta üst üste trene koşmaları, vapurlara binenlerin, boş bir yer kapabilmek için birbirlerini çiğnemeleriyle tam bir izdiham yaşanıyordu. Vapura bindikten sonra da denklerin, sandıkların, valizlerin, bohçaların arasında yatanlar sebebiyle adım atacak yer kalmıyordu. Rüzgarlı havalarda dalgalar kabarınca, yalpalayan vapurdaki kusan yolcular havayı daha da ağırlaştırıyorlardı.

Seyr-i Sefain İdaresi, ekspres olarak çalışan Yörük vapuru ile haftada iki sefer, Kırlangıç vapuru ile de iki sefer olmak üzere dört sefer yapsa da izdiham engellenemiyordu. (DEVAMI VAR)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —