Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bandırma Şubesi’nin, “Lozan Antlaşması’nın 102’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlediği konferansa gittim.
Keşke gitmeseydim!
Nedeni şu:
Konferans vermek için Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neşe Özden davet edilmiş. Konuşacağı konunun ana başlığı şu: “Lozan Antlaşması ve sonrası: Cumhuriyet, üniter ve ulus devlet, Türk vatandaşlığı.”
Konferansın moderatörü, ADD Bandırma Şube Başkan Yardımcısı ve Tarih Öğretmeni Hakan Çağatay’ın yerinde olmak istemezdim!
Neşe Hanım, konuşmasına saat 18.00’de başlıyor, saat 20.00’yi geçtiğinde ancak, neredeyse zoraki son veriyor. Bu süre içinde, moderatör Çağatay, zaman zaman kendisini uyararak, konuşmasını tamamlamasını istiyor ama Neşe Hanım’ın umurunda değil. Lozan Anlaşması’na bir türlü gelmiyor, konuyu uzattıkça uzatıyor. Dinleyenlerin elbette ki ilgileri dağılıyor ve sıkılıyorlar. Ancak nezaketen dinlemek zorunda kalıyorlar.
Çok sevdiğim bir söz vardır:
“Uzun konuşma, kısa dinlenir!”
Bilimsel araştırmalar, şu gerçeği ortaya koymuştur. Bir konuşmada, dinleyiciler için ilk 20 dakika çok önemlidir ve konuşmacının yeteneğine göre ilgi çekebilir. Daha sonra ilgi giderek azalır ve konuşmacı, ne kadar derin bilgiye sahip olsa da dinlenmez!
Bu gerçeği, unvanı “Prof” olan bir kişinin bilmemesini gerçekten anlayamıyorum.
Prof. Dr. Neşe Özden hocam.
Konuyla ilgili uzmanlık alanında bilgili olmanıza saygım sonsuz ama siz de dinleyenlere saygı duymalı ve konuşma sürenizi buna göre ayarlamalısınız!
Yoksa dinlenmezsiniz ve sıkıcı duruma düşersiniz!