FAZİLET KIRTAY (POSTALLI DENİZ KIZI)


UMUT’ U KIRK’LAMAK

UMUT’ U KIRK’LAMAK


Korkmuyorum (birr).. Korkmuyorum (ikii).. Korkmuyorum (üç)... Korkmuyorum (otuz.. dokuzz).…Nasılda severdim bu oyunu ben. Yorgun annem yine ateşlenmiş üç kardeşin en büyüğü olarak gece yarısını geçmişken dayımlara giderek haber vermek bana düşmüştü.(sahi o zaman 112 yok muydu acaba ?) 

Karanlıktan mı korkuyordum? Yoksa kız çocuklarını kaçıran kötü adamlardan mı? Yoksa alt sokakta yaşayan ( ve geçmek zorunda olduğum !! ) cüce ailesinin sürekli camın önünde oturan korkunç yüzlü oğlundan mı? Bilemiyorum. Ama korkuyordum işte.. ( sahi artık hem cüce hem de down sendromlu çocuk görünce çok sevimli ve inanılmaz geliyor bana)

O gece sekiz yaşında bir kız çocuğunun yürüyebildiğince hızlı adımlarla korkarak yürürken aklıma anneannemin söylediği:

-Kırk kere söylersen olur! Sözü takılmıştı nerden geldiyse. Ama iyiki gelmişti. İlk o gece “ korkmuyorum .. Korkmuyorum ...” diye başlamıştım ‘ kırk kere söylersen olur oyununa.

Kalbimin sesini, gecenin sessizliğinde ayaklarımın Arnavut taşı döşeli yolda çıkardığı sesten daha fazla duyuyordum. Her gün okula gelip giderken geçtiğim yol, o gece sanki birkaç kilometre uzamış gibiydi.

-Annemde tam hasta olacak zamanı bulmuştu. Diyerek artık yüksek sesle konuşuyordum sanırım. Evet, Naciye’lerin evinin yanından geçiyorum; üç ev sonra köşeyi dönünce, cücelerin oradan kazasız belasız geçersem dayımların oturduğu lojmana geldim demektir. Sanki denizin kokusunu alır gibi oldu burnum ( Denizi bu yüzden mi hep çok sevdim acaba? ) ve dudaklarımın kıyısında belli belirsiz gurur gamzelerini kimse görmese de ben biliyorum. Gece bekçisi kulübesinden çıkıyor beni görünce yukarı telefon edecekmiş. İyi ki telefon ediyor çünkü üç kat yukarı çıkabileceğimi sanmıyorum . Dayım şaşkın : - Nasıl gelebildin? Diye soruyor. Öyle gururluyum ki...

 Ne zaman baş etmem gereken bir sorun çıksa karşıma bu oyun can simidimdi artık. İlk aşkım Murat’ı çarşıda tesadüfen görmek istediğimde de (Facebook ve cep telefonu henüz yoktu tabi ) oynamıştım oyunumu.

Murat’ı görmek istiyorum (birr) Murat’ı görmek istiyorum... İstiyorum (kırrk ) Ve Murat karşımdaydı fırının köşesinde bana bakarken...( başka bir şehre tıp okumaya gidince göremedim bir daha onu) Oyunum hep benim galibiyetimi sağlıyordu. O yüzden kimselere bahsetmiyordum oyunumdan. En önemli sırrımdı: Korku oyunum.

Korkunun umuda, umudun başarıya dönüşmesi için kırklanması lazımdı artık yaşamımda. Neleri kırklamış, neler için kırk defa tekrarlanmış kelimelerle oynamıştım. Ama her istek için oynanmıyordu oyunum; ne zaman oynanacağına karar vermek de önemliydi. Mesela okul çıkışı yağan karın cazibesine kapılıp eve kadar yokuş aşağı çantanın üstünde kayarak eve gidersen asla bu oyunu oynayamazdın. Çünkü değil kırk , yüz kırk kez söylesen patlayan çantan için ( ne zorluklarla alınmıştı o çanta !! ) işiteceğim azardan kurtulamazdım. 

Doktorum “hasta” olduğumu söylediğinde de muayenehaneden çıkmadan oyunuma başlamıştım bile. Yenebilirim (birr)...yenebilirim(otuzz) ...Yenebilirim ( kırkkkkk) Operasyonu özel ve yeni teknikle yapacağını anlatan doktorumu dinlerken de oyun dilimde sürüyordu. Ameliyata hazırlanırken en son ‘ otuz dokuz’ uncu kezi söylüyordum galiba; yoksa kırkı söylemiş miydim?

- Eylül hanım... Eylül hanım. Ben doktor Murat. Uyanabilirsiniz. Ameliyatınız başarıyla tamamlandı.

- Korkmuyorum.... (kırkkkkkk)               F.K.

  • BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,32% -0,07
  • EURO

    34,83% 0,19
  • GRAM ALTIN

    2389,22% -0,30
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07
  • Cumartesi 11.2 ° / 9.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 17.1 ° / 8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 19.5 ° / 5.3 ° Güneşli

Balıkesir

04.05.2024

  • İMSAK 04:11
  • GÜNEŞ 05:51
  • ÖĞLE 13:06
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:11
  • YATSI 21:44