Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)

Tarih: 18.01.2014 10:50

ŞİRK KOŞMAK

Facebook Twitter Linked-in

Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Bazı kişiler birisini ne kadar yüceltmeye çalışırlarsa o kadar telafisi mümkün olmayan hatalar yapar. Tayyip Erdoğan’ı yüceltmeye çalışan yağcıları o kadar ileri gittiler ki. Olayı şirk koşmaya kadar getirdiler. Bundan önce 4-5 kişi bu hataları yaptı. Bu hatayı yapanların içersinde milletvekili olanda var. Düzce milletvekili Tayyip Erdoğan’ı öyle bir yüceltmeye kalktı ki. En büyük yağcı ben olacağım. Benden büyük yağcı olmayacak cinsinde bir yüceltme çıkışı yaptı ki. Doğrudan doğruya şirk koştu. Şirk koşmak “tövbe yarabbi” Allaha ortakçı olmak demektir.

Bu büyük yağcı beyefendi ne diyor? “Allahın taşıdığı bütün vasıflara haiz olan bir dünya lideri” diyor. Bu Allaha şirk koşmaktır. Bunu imanı, inancı olanın söylemesi mümkün değildir. “Tövbe hâşâ” Tayyip Erdoğan ile Allahın ayni tutuyor. Şirkler vardır. Küçükten büyüğe doğru, En büyük şirk işte budur. Bu beyefendi ihlas suresini hiç okumamış. Bence İslamiyet’in en cahil kişisidir. Mektep, medrese görmemiş zır cahil olan birisi dahi bunu söylemez. Yazıklar olsun! Bir kişinin büyük olduğuna inanmayan kişiler. Böyle ipe sapa gelmeyen konuşmalarla onu yücelttiğini zannederler. Böylelikle kendilerini tatmin etmiş olurlar.

Vaziyet berkemal komutanım. İktidarın bütün birimleri 17 Aralıktan beri öyle yoğun çalıştılar ki. Emniyet müdürlerini, emniyet şube müdürlerini, polisleri, savcıları şimdiye kadar hiç olmamış bir şekilde yer değiştirerek. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun depremini atlattılar. AKP’nin çalışan bu birimleri çalışmaların tamamladıktan sonra başbakana vaziyet berkemal komutanım diye raporu verdikten sonra. Başbakan esti gürledi. “Yolsuzluğa bulaşan oğlum dahi olsa evlatlıktan ret ederim” dedi.

Yolsuzluğa bulaşan dediğine göre yolsuzluk yapılmamış komplo olduğu ortaya çıkmış demektir. Yandaş bir bayan gazeteci öyle senaryo üretiyor ki. Ben dahi inanacaktım. Bu operasyonu yapanların ellerinde konuşma bantları varmış. Bu konuşmaları kayda alanlar tayin olmuşlar başka yerlere gitmişler. Eldeki kayıtlara imza dahi atmamışlar. Bunlarla operasyon yapılmış bunlarda geçerli değilmiş. Bu yandaş gazeteciye sormak gerekir. Neden? Emniyeti yerle bir ettiler?

Emniyetteki şube müdürleri polisler görevlerinden alındı. Yerlerine yenileri getirildi. Savcıların yerleri değiştirildi. Konuşacak görevliler görevlerinden alındı. Şimdi yeni gelenler bilmiyorum, duymadım, görmedim diyerek rollerini oynayacaklar. Başbakanın tehdit ettiği ikinci operasyonu yaptırmak isteyen savcı Muammer Akkaş ucuz atlattı. Tayini Tekirdağ’a yapıldı. Dünyanın hiçbir ülkesinde yolsuzluk ve rüşvet olaylarını ortaya çıkaran görevlilerin görevlerinden alındığı görülmemiştir.

Devlet sırrı taşıyan bir tır vardı. Bu tır nerde durduruldu. Hatay yolunda durduruldu. Adana ile Hatay komşu şehir. Başbakan “senin orada ne işin var. Söyle kimin hesabına çalışıyorsun. Sen kimsin MİT’e ait bir tırı durdurup arama yapıyorsun” diyor. Hatay ile Adana arasındaki yolun Adana sınırının bitim noktasında bu arama yapılmışsa sen Adana’dan gelip nasıl arama yaparsın denilebilinir? Bu tır ne oldu? Türkmenlere yardım götürüyordu denildi.

Bu millet saf ya buna inandı. Yardım götüren bir tır da silahlı MİT elemanlarının ne işi var. Silah olduğu ihbarı yapılmış. Böyle bir ihbar geldi ise bırakın arasınlar milletin kafasında istifan oluşmasın. Aratmıyorlar MİT elemanları devlet sırrı diyor. Yardımın sırrımı olur? Bal gibi silah vardı. Esat’ı devirmek için yapılan son gayretler. Türkmenlere insani yardım yapıldığını hiç duymamıştık. Başka ülkelere yapıldı da Türkmenlere duymamıştık. Türkmenler bize yardı falan gelmedi diye açıklama yaptılar.

Bu tır aranmak için durduruldu. Arama yaptırılmadı. Bu tır bir yerleşim merkezinde geçenken tır da patlama oldu. Allah korusun 15-20 kişi hayatını kaybetti. Sorumlu kim olacaktı? Arma yapmak isteyip de arama yapamayan savcı mı? Yoksa tır da ki MİT elemanlarımı? Arama yaptırmayan makam mı? Mutlaka savcı suçlu bulunurdu. Savcı görevini yapmamış. Onun görevi o tırı aratmaktı derlerdi. 38 kişinin hayatını kaybettiğinde hızlı tren kazasında olay iki gariban makinistin üzerine yıkılmadı mı? Hâlbuki esas suç alt yapısı yapılmadan, o hızlı treni sefere koyan ulaştırma bakanlığınındı. Aradan seneler geçti hala o hızlı tren hattı açılmadı.

Havada bulut siz bunu unutun. Yolsuzluk ve rüşvet olayı bir deprem yarattı geldi ve geçti. Artık her şeyi istedikleri gibi kontrolleri altına aldılar. Yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üzeri örtülmüştür. Hangi savcı ikinci operasyonu yapabilecek? Hangi savcı başbakanın oğlunu ifadeye çağırabilecek? Adalet bakanı işi öyle güzel ayarladı ki. “Başbakanımızın oğlunun ifadeye çağrılması diye bir şey söz konusu değil. Başbakanımızı ve hükümetimizi yıpratmaya çalışanların çıkardığı bir iftiradır” diyerek savcıyı dahi yalanladı. Artık bu olaydan sonra böyle konuşanları derhal gözaltına alırlar. Gezi parkı olaylarında, nasıl cadı avına çıktılarsa, bu olayda da cadı avına çıkarlar. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

  NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!  

18- 01- 2014 Mustafa KOÇAL 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —