Siyaset; bu ülkede siyaset değil.
Çünkü; baştan sona, üstten alta, sağdan sola, garabet içeriyor...
İlkesellik yok.
Parti ilkeleri yok.
Ahde vefa yok.
Aday olamayınca partiden istifalar, cicozları atarak ben oynamıyorum diyen küçük çocuklar gibi küserek, beni aday göstermezseniz falanca partiye giderim, oylarınızı bölerim diyerek, rol kesenlerle dolu.
Nerede ilkesellik?
Parti sevgisi?
Git ve gör!
Bugün hangi şehirde ve partide olursa olsun, bunun gibi siyaset içinde güya politika üretenler, ürettiğini sananlar; bu duruş ve tavırları ile nasıl halkçı olup, vatandaşın çıkarını düşünecek?
Bu politika üretmek mi?
Adayların; bu tavır ve davranışları ile halkı değil, kendilerini düşündükleri apaçık ortada.
Birde bu şehirde; şehr-i emin olmaya aday olupta, vatandaşa "NAH" çekenleri görünce seçim sonrasını düşünemiyorum!
Demek ki; herkes bundan sebeplenecek!
Züccaciye dükkanına fil saldırısı gibi!
Her yeri dağıt, kır ve dök!
Seçimde vatandaşta aynen iade eder mi bu sözü?
Malesef değişen bir şey yok.
Yıllar önce de böyleydi! Lan lun, dan dun...
Siyasete yön verenler, genel merkezler, politikacılar, bir şehrin kaderini değiştirenler?
Ne vermişler bu şehre?
Bunu da sorgulamalıyız?
Bu şehre ne kattınız?
Nasıl bir eser bıraktınız?
Milletvekili ve Belediye Başkanları?
Buna Büyükşehir' de dahil!
Hepsi seçim sonrasında yazılacak elbette.
Fakat 31 Mart ta; inşalllah Sukût-u hayal olmaz ille de ben diyenler için!?
Ama yine kaybeden halk olacak.
Neden mi?
Kavga dövüş, Başkan olmak için restleşme, aday olmayınca istifa edenler, züccaciye dükkanında bardakları kıranlar, gaf yapanlar, ne için aday oluyorlar?
Geçmiş karneleri ortada!
Siyaset, siyaset olmayınca Genel Merkezlerin atadıklarını seçince demokrasi olacak öyle mi?
Değil elbette.
Çünkü siyaset siyaset değil.
Genel Merkezlerin atadıklarını seçeceksiniz!
Tercihiniz olmayanları!
Can Emre
