Kimi Sağ, Kimi Sol, Ama Hepsi Aynı Odağın Ürünü
Bizim toplumumuzda siyaset çıkar amaçlı yapılmaktadır.
Bizde bir adet vardır. Bir ağa bir oğlunu Halk Partisi’ne, diğer oğlunu da Adalet Partisi’ne sokar.
Şimdide durum pek farklı değil. Hangisi kazanırsa işim görülsün diye düşünür. Şimdi bunu bizim ağalar akıl ediyor da ABD mi akıl edemeyecek. Bizim de yıllardır yaşadığımız tamda budur. Bu bir şaşırtmacalı oyunundan ibarettir. Halkın büyük bölümünün bilmediği, sol parti geldiği zaman onu emperyalizme karşı bir güç olacağını zannetmesidir. Aynı şekilde Sağ parti geldiği zaman da birileri bunu milliyetçilikle karıştırır, buna sevinirler. Hâlbuki hâkim güç her zaman kimi sağ pozunda, kimi sol pozunda, kimi dindar, kimi laik, kimi Atatürkçü pozunda gözüken Türkiye’nin başına sorun olan iki bine yakın kişi. Bunlar sinsi sinsi Türkiye’yi içeriden tüketiyorlar.
Bizim muhakkak Avrupa’yla iş yapmamız gerekli ama haysiyetli bir şey olmalı.
Ama bizimkiler biz onurlu şey istemiyoruz; biz illa sömürge olacağız, diye tutturmuşlar. Bunlar sayıca az olmasına rağmen etkileme güçleri oldukça fazla. Yani bu azınlık çevre Türkiye’yi yok etmek konusunda dışarıyla beraber canla başla çalışıyorlar.
Onun için hangisi gelirse gelsin hiçbir şey fark etmez. Bu seçimde millete maç göstermekten ibaret.
Siyasete şahsi menfaat için girilmez
Biz 70’lerdeki ortamı da gördük 80’lerdeki ortamı da gördük. O zamanlar da milleti yine dışarıdan ayarlı bir takım uygulamalarla bölmüşlerdi. Halkı faşist, komünist gibi sloganlarla tanımlamışlardı. Şimdi günümüze bakıyorum değişen bir şey var mı? Sistemi öyle ayarlamışlar ki bilim adamları, öğretim üyeleri, öğrenciler, işçiler, dernekler siyasete giremez. Peki, kim girecek? Yukarıda bahsettiğim iki bin kişi. Bunlar siyaset yapsın başka hiç kimse yapmasın; olmaz böyle bir şey. Madem bu demokrasidir, milletin demokrasiye gerçekten katılması gerekiyor. Ve katıldığı zaman da ben inanıyorum ki bu millet kendi milli hükümetini çıkaracaktır. Şu noktayı da vurgulamak gerekiyor: eğer bilim adamları öğretim üyeleri ve diğerleri siyaseti hayat sigortası ve şahsi gelir kaynağı olarak kullanacaklarsa hiç girmesinler.
Toplum mühendisliği bilimden daha önemli
Bir toplumda hangi kesimler vardır?
Toplumun dengesi nasıl oluşur?
İstenilen anda toplum birbirine nasıl düşürülür?
Uzaktan hiç görünmeden nasıl hükümetler değiştirilir?
İstenilen hükümet nasıl getirilir? Bu işlerin bütün ilmiformülasyonu yapılmıştır. Bu formüller birçok ülkeye uygulanmaktadır.
Bunlar bilgisayarın icadından, uzay biliminden, daha önemli gelişmelerdir. Bunlar somut bir şekilde gözükmüyor, ama etkileri sürekli hissedilir. Bizi bu hale sokan işte bunlardır.
Sonuç olarak, her kesimde ve siyasette birtakım sahtekârlar var. Her kesimde ama her kesimde, oralarda bir yerlerde ayarlı, bir takım sahte adamlar var. Ve bunlar hep aynı lafları söyler, hiç şaşmaz; kimi sağcı, kimi laik pozunda, hala aynı şeyi söyler. Onun için, insanlara sağcı-solcu diye bakmayın, milli davaları, geleceğimizi belirleyecek davaları önüne koyduğunda ne yapıyor ona bakın…
Bu milleti, memleketi seven insanlar olarak, kime, neye hizmet ettiğimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor aksi takdirde ne Türk kalır ne devlet ne bağımsızlık ne de din kalır.
Eğitimci Yazar- Soner Atabek