Ya bu Savcı tesadüfen Savcı oldu, ya da eğer bir daha seçim olursa AKP’den milletvekili olmayı düşünüyor! AK Milletvekili olabilir mi? Bence olamaz.
Saray tarafından milletvekili atanmanın ilk şartı yüzde yüz biat, yüzde yüz itaat kuralına uymaktır. Yüzde birlik bir açık olsa, o iş olmaz!
Çok seneler evvel, bugünkü gibi yokluk zamanı idi. İnsanlarda her sezon yeni ayakkabı alacak para yoktu! Ayakkabı tamircileri eskiyen ayakkabıları
“Gizli Pençe” yaparlardı. Şimdi Sarayın hukuk düzeninde Gizli Pençenin yerini
“Gizli Tanıklar” aldı. Nasıl delikli demir (tüfek) çıktı mertlik bozulduysa, Gizli Tanıklar çıktı, ne hukuk kaldı ne de adalet!
Bir Savcı, Gizli Tanık yaptığı kişilere sahip çıkamıyorsa, onun diplomasından şüphe edilir. Hele Gizli Tanıklar, mahkemeden önce birer birer kaçıyorsa, o Savcı, altını tutamıyor demektir.
AK Siyasetin emrinde olan Cumhuriyet Savcısı nasıl olmalıdır? Anlatayım;
Uyuşturucu kaçakçılığından ve yaralamadan sabıkalı bir kişi, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının üstüne, tam da şehit cenazesinin önünde
“Ölüm Tehdidi” demek olan bir mermi fırlattı diyelim. Mesela dedik yani!
-Tahkikatı yürüten Savcı, dünyanın gözü önünde olan bu “Ölüm Tehdidi” eylemini yapan kişiyi, mahkemeye sevk etmeden serbest bırakıyorsa, o Savcı kesinlikle AK Siyasetin milletvekili olamaz!
-Tahkikatı yürüten Savcı eğer AK Milletvekili olmak istiyorsa, üzerine kurşun fırlatılan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını Cami avlusunda gözaltına alıp, “Suçüstü” kuralına göre tutuklanması talebiyle AK Asliye Ceza Hâkimliğine sevk etmesi gerekirdi!
Nasıl yani? Hem muhalefet partisi başkanının üzerine kurşun fırlatılacak,
hem de o Genel Başkan tutuklanacak ha? Hangi gerekçeyle?
Böyle Hukuk Devleti olur mu diye ağlaştığınızı görür gibiyim.
Olur, olur. Hem de bal gibi olur! Ne demişti Sultanımız;
“Bu Anayasa fiilen rafa kaldırılmıştır. Yemişim sizin Anayasanızı!
Ortağı Bahçeli ne demişti? “Erdoğan Anayasaya uymuyorsa, Anayasayı ona uyduralım!” O zaman ben de “Anayasa don mu ki, her gelenin kıçına göre keselim biçelim uyduralım” demiştim de, hakkımda dava açılmıştı!
Gerekçe ve hukuki mütalaa mı istiyorsunuz! Alın o zaman benim mütalaamı;
“Cebi delik bir vatandaşın cebinden kaza ile düşen kurşunun üstüne atlayıp olay çıkartmak, kamu düzenini bozmak, Cami avlusunda ahlaka aykırı davranışlarda bulunarak Müslümanların din ve vicdan hürriyetini zedelemek, meydana gelen kargaşa sırasında, Pervin Buldan’ın sol ayağının mübarek küçük parmağının ezilmesine sebep olmak, tutuklanmamak için kamu görevlilerine direnmek, hatta polisin yumruğunu kavrayıp kendi burnuna vurmak…”
Nasıl mütalaa ama? Taş gibi değil mi?
Bu mütalaa’ya Lahey Adalet Divanı şapka çıkarmazsa, daha da mütalaa yazmam…
İşte böyle delikanlı savcılarımız olsun, Sultanımızın ciğerini yesinler!
Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın vefatı dolayısıyla, ailesine ve CHP’ye baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Aralık 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
