Bana zaman zaman sorulur:
?Bazı kişiler, size yazılarında hakaret edip, yalan ve iftiralarla saldırılarda bulunuyorlar. Neden onlara yanıt vermiyorsunuz??
Söyleyeyim.
Öncelikle şunu iyi bilirim. Bu kişilerin, kamuoyuna bir şeyler vermek gibi bir niyetleri yoktur. Onlar, şiddet dili ve polemikten, kavga ortamından beslenerek gündeme gelmek isterler. Hatta bazıları, ?Sen de bana yaz, polemik olur, daha çok okunuruz? garip ve gerçek dışı bir düşünce içindedirler. Ancak ciddiye alınmazlar. Yıllardır bunun çok örneklerini gördüm ve görüyorum. Zaten Bandırma´da yaşayan dikkatli ve sağduyulu okurlar da bunun farkında bulunuyor.
Toplumdaki şiddetin azalması için biz gazetecilere de büyük görev ve sorumluluk düştüğüne inanıyorum. Bu nedenle de her zaman, yazılarımda ?şiddet dili? yerine, ?yapıcı eleştiriler? içeren ?sevgi dili? kullanmayı yeğliyorum.
Ciddiye alınmamak çok kötüdür. Ben dahil kimsenin ciddiye almadığı kişiler ve pespaye yazılara yanıt vermem. Ne mi yaparım. Doğru, yüce yargıya havale! Kararı onlara bırakırım.
Gelelim, diğer noktaya.
Değer verdiğim kişilerin yazılı veya sözlü eleştirilerinden mutlaka yararlanırım. Yazı düzeyliyse, aynı düzeyde yanıt veririm. Yıllardır sürdürdüğüm bu çizgi bundan sonra da değişmeyecek.
Yani, adamına göre muamele!