Bayram tatili sebebi ile ailece Ankara’dayız. İki günlük zaman dilimi içinde hemen yakınımızda ve de açık olan Etnografya ve ikinci meclis binamızı ziyaret etme fırsatını yakaladık. Özellikle son günlerde ülkemizde yaşanan ve morallerin bozulduğu siyasi ortamlardan kısa sürede olsa çıkarak tarih mekanların gezilmesinin moral ve motivasyon üzerine epey faydalı olduğunu belirtmek isterim.
Öncelikle 2008 yılında uygulamaya geçen müze kartları hakkında iki çift-söz etmem gerekiyor. Bugün 6o liralık bir ödemeyle alınan müze kart ile bir yıl boyunca devlete ait müze ve ören yerlerini görmek mümkün. Dahası bugün 18 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ücretsiz gezebildiklerini de söylemem gerekiyor. Ve bu uygulamalar sonucu bugün tüm ören yerleri ve müzelerimizde çocuklarımızı ve gençlerimizi görmek çok sevindirici bir durum bence. Bu bağlamda yurdumuzun dört bir tarafında bulunan ören yerleri ve müzelerimizin ziyaret sayılarında önemli artışların gözlenmesini ben bu manada çok değerli bulduğumu söylemek isterim.
Yıllar öncesi ören ve müzelerimizde genellikle yabancıların olduğunu hatta çoluk çocuklarımızın büyükleriyle beraber tarihi eser yerlerinde çok fazla görünmediklerini söylemek isterim. Örneğin bu gün ben Ankara’da gerek Cumhuriyet (II. Meclis) gerekse Etnografya müzemizde gerekse iki ay önce görme fırsatını yakaladığım Kütahya’da AİZANOİ ören yerimizde çocuk ve gençlerimizin sayılarının artması ile kültür ve sanata olan eğilimin artmakta olduğunu söylemek isterim.
Bu arada ilk kez torunumla beraber gezme fırsatını yakaladığım ETNOGRAFYA müzesi Anadolu’nun Türk-İslam Dönemine ait eserlerin sergilendiği bir müze olup salonlarında giyim-kuşam, işleme, takı, kına gecesi ve damat tıraşı konulu sergilerin bulunduğu harika bir Kültür Müzesi olduğunu söylemeliyim.
Bu kez biraz daha yukarı yürüyerek Ulus’ta bulunan adı hem II. Meclis hem de Cumhuriyet Müzesi olarak bilinen tarihi binamızın önüne geldik. Yine aileleriyle beraber çocuklar ve gençlerin yoğun olduğu bir yapı önüne ulaştığımızı söylemek istiyorum.
Türk siyasi tarihinde çok önemli bir yeri olan II. Meclis binası bilindiği üzere öncesinde Cumhuriyet Halk Fırkası çalışma binası olarak tasarlanmış olup daha sonra ihtiyaçlara cevap veremeyen I. Meclis yerine 18 Ekim 1924 tarihinde TBMM olarak açılmıştır. Ve bu önemli işlevini 27 Mayıs 1960 tarihine kadar 36 yıl siyasi hayatımıza hizmet etmiştir. Daha sonra OCAK 1992 yılında yeniden düzenlenerek tekrar hizmete açılarak bu gün CUMHURİYET MÜZESİ adı altında milletimize hizmet vermeye devam etmektedir.
Müzede ilk üç Cumhurbaşkanı dönemini kapsayan olaylar, kendi sözleri, fotoğrafları, bazı özel eşyaları ile o dönemlerde mecliste alınan kanunlar ve karaların alındığı çok özel bir yapı olarak mutlaka görülmesi gereken bir müze olarak görüyorum.
Müzeyi gezerken dikkatimi meclis salonu dikkatimi çekmişti. O tarihlerde mecliste yaşanan tartışmalar, söylemler aklıma geldi. Özellikle daha henüz kuruluşu tamamlanan Cumhuriyetimizle beraber o zor koşullarda yaşanan siyasi tartışmaları hatırlayınca Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün görevinin anlamını, liderliğinin büyüklüğünü bir kez daha hatırladım. Ve 15 yıl gibi o çok kısa dönem içinde ülkemizin sağlam temeller üzerine oturması için başta eğitim, iktisadi gibi başarılması zor ama başarılmış görevler olarak görüyoruz Özellikle okullar, yollar, köprüler, fabrikalar gibi halkımızın ihtiyaçlarına dönük çalışmaların çok kısa süreler içinde yapılması ile kazanılan başarıları bugün çok daha iyi anladığımızı düşünüyorum..
Eğer Ankara’ya işiniz düşerse çocuklarımız ve gençlerimizle beraber bu müzenin gezilmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
7 Nisan 2025 Erhan Göçmen