Sen böyle bir şey görmedin
Nereden göreceksin.
Şu küçük kentin kırlarında yaşayan ne kadar serçe varsa, aman yarabbi, ne sevinç seyranı böyle, sanki sözleşmiş gibi, güneş adaların üstünden kaybolmaya yüz tuttuğunda, güneşin son ışıklarının çınar yaprakları ile vedalaştığı o alacakaranlıkta binlerce kuş, birlikte olmanın dayanılmaz mutluluğunun müziğini çalıyorlar. Bir cıvıltı, bir cıvıltı?..
Bir düşün?Çınar ağaçların küskünlüğü altında binlerce kuşun sevinç ve aşk cıvıltısı içinde akşam çayı içiyoruz. Bu bir anlık şaşırtıcı ve büyüleyici senfoniyi ancak Erdek´te işitebilir, Erdek´te yaşayabilirsiniz.
Kuşlar bir telaş, bir telaş?
Gece konaklayabilecekleri bir dalı seçmek için, durmaksızın, pır pır uçup, daldan dala, yaprakların arasında oynaşarak, çığlık çığlığa, yer kapmanın kavgasını yapıyorlar sanki. İnsan şaşıp kalıyor. Her gün aynı saatte, aynı yerde, aynı çınar ağaçlarının yaprakları arasında randevulaşmak? Ve her dakika sevişmek?Ta kundarye tepelerinden, paskal merasından, Katikirman´dan, Gedeve´den, çiftçınarlardan kalk gel, güneşin çınar yapraklarını öptüğü bu veda saatinde şu yaşlı çınarları sevindir. Bir öpüşmek, bir koklaşmak, bir sevişmek, bir muhabbet? Kuş dostluğu bu kadar sıcak, telaşlı ve gürültülü oluyor demek ki?.
Güneş adalardan veda ediyor.
Portakal kızıllığı giderek kayboluyor.
Karanlık kente çöküyor.
Karanlığın sessizliği koca çınarların konuklarına da uyku bağışlıyor.
Sessiz, derin bir uyku.
Şaşırıp kalırsınız.
Kuş seyranı yarım saatte biter.
Günün yorgunluğunu derin bir sessizliğe gömen kuşlar, ulu çınarların serin yaprakları arasında uykuya dalıverirler. O deli cıvıltıların yerini çay bahçelerini dolduran çocuk sesleri aldı çoktan. Tıpkı kuş sesleri gibi.
Sen yarını bekle.
Yarın akşam, aynı yerde, aynı saatte, aynı çınar ağaçlarının yaprakları arasında kuş seyranı var.
