Adamın birinin çok sevdiği bir koyunu varmış. Bu koyun hiç gebe kalamıyormuş. Adam, komşu köyde birinin koçu olduğunu ve hangi koyunla çiftleşirse hamile bıraktığını duymuş. Bunun üzerine koyununu el arabasına koymuş, çıkmışlar yola. Köye vardıklarında selam verip, adamın yanına yaklaşmış:
?Yahu gardaş, senin koçun methini duyup, koşarak geldim. Hele bizim koyuna da bir çare.?
?Aman gardaş, lafı mı olur ama 30 liranı alırım.?
?Tamam!?
Çiftleşme gerçekleşiyor ve adam, koyunu tekrar el arabasına koyup giderken, koçun sahibine sormuş:
?Hamile kalıp kalmadığını nasıl anlayacağız??
?Yarın sabah ahıra girince bak! Koyun, eğer yatıyorsa, hamiledir. Yok, ayaktaysa hamile değildir.?
Sabah olur. Adam, bir heyecanla bakar ki koyun, ayakta.
?Ulan, yine tutmadı? der.
Eşi, ?Bir daha götür? diye uyarır.
Adam, yeni bir umutla koyunu tekrar el arabasına bindirip götürür. Bu kez 40 lira alır, koçun sahibi.
Ertesi gün adam, koşa koşa ahıra gider. Bir de ne görsün, koyun yine ayakta.
Adam, iyice sinirlenir. Neredeyse koyunu kesecek!
Eşi, adamı sakinleştirip, koyunu yeniden götürmesi için ikna eder.
Adam, koyunu götürür ama koç sahibi kişi, bu kez 50 lira alır. Adam, daha da sinirlenerek ve söylenerek eve gelir. Koyunu ahıra atıp gider.
Sabah ise yatağına uzanmış ve sinirli bir şekilde eşine, ?Hele git, şu koyuna bak! Oturuyor mu, ayakta mı?? der.
Kadın, gidip bakarak geldikten sonra şunları söyler:
?Koyun, ne oturmuş, ne ayakta, bey! El arabasına binmiş, seni bekliyor!?
