Recai ÇEVİK

Tarih: 20.09.2016 21:32

Korku

Facebook Twitter Linked-in

Kentin dar sokaklarını dolaşıyor, caddelerde ayak sesleri işitiliyor korkunun, kapıları tek tek dinliyor, sofralarına çöküyor beyaz ekranın ürkütücü görüntüleriyle, davetsiz...

KORKU İŞİTİLMEZ.

DUYULMAZ DA.

ELLE TUTULMAZ, GÖRÜLMEZ. O HİSSEDİLİR. ÖNCE GÖZLERDE, SONRA YÜREĞİN DERİNLİKLERİNDE. YERLEŞİR BİLİNÇ ALTINDA, HAYATI TESLİM ALIR.

O, karanlıktır.

O, cehalettir.

O, yobazlığın ve tek benliliğin insanı yok eden, acımasızlığın ölümcül yüzüdür.

Korku, sessizliktir.

O sessizlikle beslenir.

Görülenin görülmemesi, çirkinlik ve pisliğin, hırsızlık ve namussuzluğun, açlığın ve yokluğun yakarmanın ve tüm insanca duyguların kara bir şalla örtülmesidir korku. Söylenmesi gerekenin söylenmemesi, duyulması gerekenin duyulmaması, bilinmesi gerekenin bilinmemesidir o. Lânetlenmesi gerekenin kutsanması, sessizliğin insan ruhunu karabasana döndürmesidir korku.

Korku, ölümün adıdır.

 X        X         X

Korku, insan ruhunun karanlığıdır.

Aklın ve dilin tutulmasıdır.

Yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin tepesinde sallanan faşizmin kanlı kılıcıdır o.

Sinsi sinsi, yavaş yavaş, görünmeden insanların akıllarına, bilinçlerine, yüreklerine girer, çöker.

Korku büyüdükçe, sessizlik de büyür.

X         X         X

Korku, gölgeleri büyütür.

Gölgeler, ancak aydınlıkta küçülür, yok olur.

Korku aydınlıktan korkar.

Güneşten.

Her aydının bir güneş olduğunu bilen korku, saldırır durur aydınlara. Binlerce yıldır sürer durur bu çatışma.

Hapishaneler aydınlarla dolar.

Darağaçları kurulur.

Duvar diplerinde kurşunlanır aydınlar.

Evlerde yakılır.

Ölüm çığlığı duyulur her yerde.

Ama kazanan hep aydınlık olur.

Güneş ısıtıverir yürekleri.

Tarih böyle yazıyor.

İnsanın yazdığı kutsal tarih.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —