Adımları geri geri gidiyordu sanki ileriye doğru yürüdüğünü bilse de. Tüm bacak kasları kaskatı kesilmişti. Ağrı tüm vücuduna yayılıyordu. ‘Suçluluktan‘ dedi kendi kendine.
Suçluydu işte...
Gitmemesi lazımdı. ‘HAYIR’ demesi lazımdı. Hayıflanarak niye evet dedim ki, yine dedi. Evde televizyonun karşısında yatmak varken. Üstelik duş alıp çıkmıştı ve muhtemel yine hasta olacaktı.
Adamla buluşacakları restorana yaklaştıkça adımları sıklaşıyor ama yol bitmek bilmiyordu bir türlü. Uzaktan gördü onu üzerinde yağmurluk vardı.
Çisi çisi yağan yağmurun kokusu ve deniz kokusu birbirine karışıyordu. Gözleri yağmurdan değil masaları tararken tanıdık olması korkusundan sırılsıklam olmuştu.
Montunu sandalyesine asarak masaya oturdu. Ne diyeceğini, ne yiyeceğini bilmiyordu. Ama gecenin nasıl biteceğini biliyordu. İsteyip istemediğini düşündü. Aklına mı? Bedenine mi? Hükmetmeliydi bu gece!
Adam konuşurken kibar, anlayışlı ama biraz arsız gibiydi. Muhtemel dokunuşları da öyleydi. Sevecen bir adamı özlediğini hissetti. Kibar, sevecen ama biraz deli dolu olmalıydı yanında ki adam. Sönük olmamalıydı. Aptal ve sönük adamlara tahammülü yoktu.Gerçi gittiği tüm adamlar öyle değil miydi!?
Adam bir şeyler anlatıyor o sadece onaylıyordu. Havadan sudan konuşmadılar şaşırmıştı.
Gecenin sonunda esas soru gelmişti. Geceyi nerede bitirelim? Benim evde mi? Senin evde mi? Tabi biraz nazlanacaktı. Tüm adamların hoşuna gidiyordu bu nazlanma faslı. Yağmur dinmişti yürümeyi teklif etti adama. Yürümeye başlayınca adam koluna girdi. Arsızca değildi dost gibiydi. Sıcaklık hoşuna gitmişti. Hiç çekinmemişti rahattı. Suçluluğu giderek azalıyordu.
Tam kapıya gelince ‘bu gece burada bitsin‘ dedi birden. Adam şaşkın kalakaldı. Hızla uzaklaşıp bir nefeste çıktı merdivenleri. Kapıyı açmaya çalışırken elleri titriyordu. Ama gülüyordu. Mutfağa gitti. Tencerenin içine sakladığı kavanozu aldı. İlk kez kendi için kendinden, çantasında ki tüm parayı içine bıraktı.
‘Bu gece aşk pahalıydı ‘ dedi.
Evet pahalıydı!
Fazilet Kırtay 11-10-2023