İnsanların birbirine mutlaka işleri düşer. Siyasetçinin insanların oyuna ihtiyacı vardır. Siyasetçinin seçimlerde seçmenlerin oylarına ihtiyacı vardır. İnsanlar siyasetçilerin kendilerine bakışına göre oy verirler. Siyasetçiler vatandaşlar ile konuşurken çok dikkatli olması gerekir.
Onları kıracak veya onurlarına dokunacak söylemlerden kaçınmaları gerekir. Bu ülkede 60 milyon Türk var. Nüfusun 4 de üçü Türk olduğuna göre. Siyaset de Türklerin ağırlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Siyasetçi kendisini vatandaştan üstün görmemeye özen göstermelidir.
Tayyip Erdoğan seneler önce “biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir partiyiz. Bize Türkçülük içinde kimse gelmesin” demiştir. Hangi her türlü milliyetçiliği ayaklarınızın altına aldınız. Ülkede birçok etnik guruplar var. Lazlar var! Kürtler var! Çerkezler var! Kıpçaklar var.
Bu azınlık gurupların toplamı. Türklerin gurubunun yanında devede kulak gibi kalır. Tatarlar var. Gürcüler var. Bunlardan hangilerinin milliyetçiliğini ayağınızın altına aldınız da? Bize Türkçülük içinde kimse gelmesin dediniz? Şimdi bu ülkedeki Türkler size oy vermese ne diyeceksiniz? Çünkü Türkleri yok saydınız.
O zaman yola hangi azınlıklarla çıkmayı düşündü iseniz. Şimdide onlardan oy isteyiniz. Bu ülkede 60 milyon Türkü yok sayan siz değil misiniz? Bu dünya etme bulursun dünyasıdır. 60 milyon Türkün yerini hangi azınlık gurupla doldurmaya çalışıyorsunuz. Onun için mi? Parayla Türk ırkını satıyorsunuz?
Bir kişinin Türk vatandaşlığına geçebilmesi için. Ülkede beş sen ikamet etmiş olması gerekiyor. Parayı veren düdüğü çalıyor. Bu yapılan kanuna uyuyor mu? 5 sene şartı ne oldu. Parayı veren düdüğü çalıyor. Şimdi seçim var. Senelerdir kendinize çok güvenerek bu günlere geldiniz. Artık yolun sonu gözüküyor. 2002 senesin de bu ülke dünyada kendi kendine yetebile 7 ülkeden birisi Türkiye idi.
Bugün ülkenin düştüğü bu durma ülkeyi kim getirdi. Siz ülkeyi bu duruma nasıl getirdiğinizi biliyorsunuzdur. Bu durma gelmenin yolunu biliyorsunuz da? Bu yoldan çıkmanın yolunu bilmiyor musunuz? Doğru ya o yolu bilseniz çıkarsınız. Bu yoldan çıkmanın yolunu bulamamak çaresizliğin göstergesidir. Şimdi pazar günü bir seçim var. Bu seçim öyle hafife alınacak bir seçim değildir.
Olmak veya olmamak seçimidir. Ey 60 milyon Türk kendine gel. Gaflet uykusundan uyan artık. Ya uyanacaksın? Ya da ebedi uykuya yatacaksın. Bu iktidar senin adeta canınız gibi sevdiğiniz. Atatürk’ü seviyor mu? Onun kurduğu cumhuriyeti cani gönülden seviyor mu? Ben size bir söylemi hatırlatacağım. Bu söylemle ülkeyi sevip sevmediğini anlayacaksınız. Ben 1919 tarihini ret ediyorum dedi. İşte bu söylem ben Türk tarihini ret ediyorum demektir. Bugün geldiğimiz nokta burasıdır.
Onun için pazar günü oyunuzu. Var olmayı veya olmamayı göz önüne alarak kullanacaksınız. Benden acizhane hatırlatmak. Çünkü patron sizsiniz. Sizin dediğiniz olacaktır. Yalnız kendinizi düşünmeyin. Çocuklarınızın ve torunlarınızın geleceğini de bir zahmet düşünün. Böyle düşünürseniz mutlaka doğruyu bulacaksınız. Sizin milli değerlerinizi sevmeyenler. Şimdi zaten sevmiyorlar.
Çocuklarınızın geleceğini sever mi? Kendi ailesinden ve kendinden olmayanları. Sevmeyenler çocuklarınızın ve torunlarınızın geleceğini hiç sevmez. Onun için patron sizsiniz. Her şey sizin elinizde. Şimdiye kadar bizim birilerine işimiz düşüyordu. Şimdi Türk ırkı yok diyenlerin. Türk ırkına ihtiyaçları oldu. Patron sizsiniz. Kimsenin oyuna birilerinin karışması normal değildir.
Herkes Hür iradesi ile oyunu kullanacaktır. Ortamı gerenler var. Seçimden ümitli olmayanlar ortamı germeye çalışıyor. İçişleri bakanı ortamı germeye çalışıyor. Halbuki görevi ülkenin emniyetini sağlamak olmasına rağmen. Ortamı kendisi germeye çalışıyor. Seçimi kaybederlerse bu soylu olay çıkarabilir. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Mustafa KOÇAL 11- 05 – 2023.
