“Ben her şeyi bilirim” demek kadar, saçma-sakil-salakça bir deyiş olamaz.
Doğrusu, “Ben bilmediğimi öğrenmek için mutlaka konunun uzmanlarına danışırım” olmalı!
Diyanet İşleri Başkanlığı adlı Anayasal kurumun (Anayasa Md 136) Başkanı
konumundaki kişinin son zamanlardaki “Laiklik Karşıtı” söylem ve eylemleri üzerine, ben de başta DOĞRU Parti Genel Başkan Yardımcısı değerli Hocam Yazar, Sedat Şenerman’dan destek ve yardım istedim.
Sedat Bey de bana, başta Ethem Ruhi Fığlalı Hocam, Hakkı Yılmaz Hocam olmak üzere, kendi eserlerinden derlediği çok değerli yazılar, makaleler gönderdi. Özellikle;
-KUR’AN, BİR İNSANLAŞMA VE UYGARLAŞMA PROJESİDİR, ve
-ATATÜRK’ÜN KURDUĞU CUMHURİYET BİR İNSANLAŞMA VE UYGARLAŞMA PROJESİDİR, konulu yazılar ve bilgiler çok ilgimi çekti.
Bu konuların üzerinde iyice çalışıp hazmederek, önümüzdeki günlerde kısa-öz, adeta Aspirin gibi, halk diliyle, sizlere takdim etmeye çalışacağım.
Eğer başarabilirsem, Cumhuriyet Aydınlarımızın maalesef yapamadığını, yani “İKİ MUSTAFA’YI, Hz. Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal’i, Türk Milletine, “Her türlü yalan-hurafe ve saptırmalardan” arınmış olarak gerçek belgelere dayanarak, doğru olarak tanıtmış olacağız.
Örnek vermek gerekirse, Hz. Peygamberin çok büyük bir “Sosyal ve Ahlaki
DEVRİMCİ” olduğunu gençlerimize öğretsek, dinimizi para ve çıkar için kullanan YOBAZ tayfasının belini kırmış olmaz mıyız?
ATATÜRK, 17 Aralık 1927’de Ankara’da Türk Milletine söylediği;
“Efendiler; Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, onların din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdıkları için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler, bazı cemaatler bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduklarımızı öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki, o gün geldiğinde her bir taraf diğerlerini
dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır…”
Yüz yıl önce Atatürk’ün kayda geçirip öngörüsünü, bugün ÜMMETÇİ-BÖLÜCÜ işbirliği ihanetinde yaşamıyor muyuz? Atatürk’ün dinimize bakışını Türk Gençlerine öğretsek, anlatsak, YOBAZ takımının işini zorlaştırmış olmaz mıyız? Sadece İmam Hatip Öğrencilerine ÇARPITILMIŞ değil İNDİRİLMİŞ Kur’an’ı öğretsek, Ümmetçilerin kaynaklarından birini kurutmuş olmaz mıyız?
DİB Ali Erbaş’ın “Kur’an’a dayanmayan, Müslümanlara söylenmemesi gereken bir husus hutbelerde yer almamaktadır” sözleri tuzaklı ve çok tehlikelidir. Bu sözler bölücülerin sözleriyle çakışmaktadır. Bakın;
-Türk Milletini dinsel inancına, Müslüman olan-olmayan diye ayrıştırıyor.
-Yurttaşların yasalar önünde eşitliği (Anayasa Md.10-41… Md) ilkesini görmezden geliyor ve “Anayasa İhlal Suçu” işliyor!
-Sözlerim “Müslümanlara aittir” dese de, Anayasa Md 24, buna izin vermez.
-Müslümanlara ve olmayanlara İKİLİ HUKUK sistemi öneriyor. Halbuki Demokratik Hukuk Devletinde bir tek Hukuk Sistemi vardır. O da Pozitif Hukuktur, Laik Hukuktur. Şer’i Hukuk uygulanamaz…
Aziz Türk Milleti;
-Laik-Seküler olmayan hiçbir sistemde, DEMOKRASİ YOKTUR!
-Şu basit soruya yanıt vermeliyiz;
Hukuk, referansını nereden alacak? Yeryüzü ilke ve kurallarından mı (Anayasa), yoksa İlahi emirlerden mi? (Şeriat)
Bir Kamu Kurumu olan DİYANET, ANAYASAYA AYKIRI davranamaz.
İktidarın baskısına boyun eğen Cumhuriyet Başsavcıları bu Anayasa İhlal suçunu görmezden gelerek, suç işleyebilirler!
Fakat bu yol çok tehlikeli bir yoldur, ateşle oynamak gibidir. Yanarsınız…
AKP-MHP-DEM-HÜDA PAR çetesi, içinde bulundukları bataklığı beğenmiyor ve daha derinini araştırıyorlarsa, çok yakında bulacaklardır…
Devam edeceğiz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Ağustos 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı