Ah be Sülman…
Bilirsin, evrenin ve dünyanın değişmez yasasıdır.
Her şey bozulur, çürür, YOK OLUR.
Doğada ve toplum yaşamında var olan her şey bu acımasız kurala boyun eğer.
X X X
Peynir bozulur, atılıverir yok olması için çöplüğe.
Elma buruşur, çürür.
Bulutlar bir araya gelir, rüzgârla savrulur, yağmur olur, yağar ve YOK OLUR.
Kar eriyip su olur, YOK OLUR.
Ağaç fidanken ne güzeldir, yaşlanır, kurur, doğaya karışır. Mevsimler mevsimleri kovalar.
Ve her ölüm başka bir doğumu müjdeler.
X X X
Her şey bozulur, çürür, YOK OLUR.
Ölüm, hayatın yanı başındadır.
Ve her ölümün yanında bir doğumun müjdesi vardır.
EVRENİN VE DÜNYANIN VAR OLMASININ SONSUZ ÇELİŞKİSİ DE BURADADIR, BUDUR. HİÇBİR ŞEY SONSUZ DEĞİLDİR. SONSUZUN KENDİSİ DE SONSUZ DEĞİLDİR. O BİR BİLİNMEZDİR. SÜREKLİ YENİ BİLİNMEZLER YARATAN BİR BİLİNMEZ. ADINA SONSUZ DİYORUZ BİZ İNSANCIKLAR.
X X X
Her şey bozulur, çürür, YOK OLUR. Küçük dünyamızın küçük tarihinde doğada canlılar ve insanlar dünyasında nice değişimler yaşandı. İnsan toplulukları ya evrime ayak uydurdu ya da yok oldu. Devletler kuruldu, devletler yıkıldı. Firavunlar, Sezarlar, imparatorlar, krallar, diktatörler hepsi tarih denilen geçmişin çöplüğüne atıldı. Bilinen gerçek kağıdı ama ne acımasız gerçek.
HER ŞEY BOZULUR, ÇÜRÜR VE YOK OLUR.
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı, ah be Sülman!