Bir önceki yazımda iktidar ile cemaatin dostluklarının neden
bozulduğunu dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Aralarının
bozulmasının bu güne yansıması nedir? Buna bakalım! AKP´nin bu gün
koalisyonu istememesinin nedeni cemaatle arasının bozulmasıdır. Çünkü
AKP cemaat ile koalisyon oluşturmuştu. Kendi aralarında kurumları
paylaşmışlardı. İşler iktidarın menfaati doğrusunda gidiyordu. Menfaat
ilişkileri bozulunca koalisyonda bozulmuş oldu. Tayyip Erdoğan ?ne
istediniz de vermedik sitemi de buna dayalıdır. Cemaatle oluşturdukları
koalisyon gibi bir koalisyon bulamayacakları için koalisyona karşı
çıkıyorlar. CHP AKP ile cemaatin oluşturduğu koalisyon gibi bir
koalisyonun kurulmasına müsaade etmeyeceği içindir ki koalisyon
istenmemektedirler. Dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Zekeriya
Öz iktidara darbe teşebbüsün de bulunduğu suçundan dolayı yakalama
kararı verilmiştir. Ülkenin gözbebeği olan orduya kumpas kurmaktan
neden yargılanmadı? Çünkü kumpastan yargılansa kimlerin bu kumpası
yaptırdığı ortaya çıkacaktı. Tekrar ediyorum Avrupa da 3 ülkeden ikisi
koalisyonla yönetilirken. AKP´nin koalisyon istememesinin sebebi
cemaat gibi bir koalisyon ortağı aramasından kaynaklanıyor.
Suriye devlet başkanı Beşir Esat ile Tayyip Erdoğan çok iyi
anlaşıyorlardı. Tayyip Erdoğan kardeşi Esat diyordu. İki ülkenin bakanlar
kurulları müşterek toplantı dahi yaptılar. Birlikte ailecek tatil yaptılar.
Vizeler kaldırıldı, ticari anlaşmalar yapıldı. Amerika başkanı Obama ben
Suriye de Esat´ı istemiyorum. Sizde pozisyonunuzu belirleyin deyince.
Tayyip Erdoğan da tercihini ABD´den yana kullanarak eski dostlar. Birden
birbirine düşman kesildi. Ülkemizde böylelikle Suriye batağına girmiş
oldu. Artık Suriye batağından çıkmamız mümkün değil. Bu bize pahalıya
mal oldu. PYD ve IŞİD ile komşu olduk. İkisi de kuzey Suriye de devlet
kurdu. Bunların ikisine de yardım ettik. Sınır kapılarının kontrolünü
kaybettik. Hani bir söz vardır. Ne ekersen onu biçersin derler. Kendi
elimizle iki terörist devletin kurulmasına vesile olduk. Dost olduğumuz
Suriye ile şahsi ihtiraslar yüzünden düşman olduğumuz gibi. Ülkemizin
geleceğini de tehlikeye soktuk.
Şu an İktidar terör örgütünü de düşman ilan etti. İktidar örgütle
görüşmeler gerçekleştirdi. Oslo da örgütün üst düzey yöneticileri ile gizli
görüşmeler gerçekleştirildi. Diyarbakır da şov düzenlendi. Barzani davet
edildi. Kürtçe şarkılar eşliğinde halaylar çekildi. Öcalan ile görüşmeler
gerçekleştirildi. HDP heyetinin Öcalan ile görüşmelerine izin verildi. HDP
heyeti Öcalan´ın isteklerini kandile götürmelerine izin verildi. Akiller 7
bölgede dolaştırılarak Öcalan´ın makbul kişi olması sağlandı. PKK bu
akiller vasıtası ile meşrulaştırılmaya çalışıldı. Öcalan´a sayın demek
serbest oldu. PKK´ya terör örgütü değil silahlı unsurlar denilmeye
başlandı. Andımız kaldırılsın dediler. Kaldırıldı! Dağların eteklerinde ve
tepelerde yazılı olan ne mutlu türküm diyene ibareleri kaldırılsın dediler.
Kaldırıldı! Ana dilde savunma dediler bu hak verildi. Anadilde eğitim
dediler. Kütçe eğitim verecek dershanelerin açılmasına izin verildi. Barış
süreci denildi. Bu sürece zarar verilmesin diye. Kamu görevlilerine süreci
aksatacak hiçbir eylem yapmayın talimatı verildi. Ordunun kışladan
çıkmaması polisin karakoldan çıkmaması sağlanarak böylelikle örgütü
ülke içerisinde rahatça örgütlenmesi sağlandı. Kuzey Suriye de PYD ile
IŞİD´ın savaşına PYD´ye destek vermek için. Barzani´n adamlarının
sınırlarımızdan Suriye´ye geçmelerine izin verdik. Üstelik sınırlarımız
içerisinden emniyetli bir şekilde geçmelerini sağlamak için. Türk silahlı
kuvvetlerini görevlendirdik. Defalarca HDP heyeti ile bir araya gelerek
görüşmeler yapıldı. Sonunda dolma bahçe sarayında iktidar ile HDP
heyeti bir araya gelerek. 10 maddelik bir mutabakat metni yayınlandı.
Barış sürecine karşı çıkanlara ? bunlar analar ağlasın istiyor. Her gün
şehit gelsin istiyor. Bu hainliktir? diye hakaret edildi. 7 Haziran
seçimlerine kadar. Her türlü olaya göz yumuldu. Seçimden sonra işler
tersine döndü. Çünkü AKP doğudan istediği oyu alamamıştı. Tek başına
iktidar olma şansını kaybetmişti. Bu oyları geri getirmenin tek bir yolu
vardı. Milliyetçilik kimliğine bürünmekti. Buda örgütü düşman ilan
etmekti. Ne yapmak gerekiyor? Önce dolma bahçe mutabakatı yok
sayıldı. Sonra barış sürecine karşı çıkanlara bu hainliktir diyenler
tarafında son verildi. Bir konu var. Şimdi HDP milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor. Hem de yetkili kişiler
tarafından. Burada bir konuyu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Seneler
önce o zamanki BDP milletvekilleri kırsalda PKK militanları ile buluştular
basına sarmaş dolaş poz verdiler. Bu olay tepkilere neden olmuştu.
Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan bu kabul edilemez. Gerekli yerlere
gerekli talimat verildi dokunulmazlıklarının kaldırılması için demişti. Bu
söz milleti gazını almak için söylenmiş bir laftı. Ne tekim o vekiller için
hiçbir işlem yapılmadı. Şimdi iktidarın yetkilileri dokunulmazlıklarının
kaldırılmasını istiyor. Ah eski dostlar ah menfaat doğrultusunda dostluk.
Menfaat bitiğinde unutulmuş eski dostlar. Düşman ilan edile biliniyor.
Şimdi iktidar menfaati olmayacağı hiçbir birlikteliğin içerisinde olmaz.
Durum meydandadır. Yarın koalisyon konusuna değineceğim.
Saygılarımla. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 13- 08- 2015 M. KOÇAL