Melisa GÖNEN
Doğruluğun izini sürerken ona giden yolda aydınlandığımız mumdur cesaret. Kimileri kelimelerini giyer üzerine doğruluk yolunda, kimileri doğruluğun yolunda gideni tek bir kelimeyle yolundan eder. Bu yoldan şaşmayanlar ancak ve ancak ruhunda özgürlüğü yaşayanlar ve bunu davranışlarında sergileyenlerdir. Dünya bazen kötülüğün ve güçlünün sözüne boyun eğmeye mahkum kalıyor. Ancak her mahkumiyetin sonunu getiren ve ona baş kaldıran bir cesaret bulunur! 22 Ağustos 1942 yılında Kırşehir´de dünyaya gelen Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 yılında, Ankara´da arabasına konulan bombanın patlaması sonucunda suikasta uğrayarak aramızdan BEDENEN ayrılmıştır. Çünkü bazı insanların ruhu tanrısına kavuşsa da izlerini hep ardında bırakır. Dünya gününde sözü kesilir, tehdit edilir ama yolundan ayrılmaz mesleğine sıkıca sarılır yüreği güzel Uğur´umuz.
Hem doğruluğu hem cesareti aynı bedende bulundurup Atatürk ilkelerine bağlı bir gazeteci olduğu ve yanlışla doğruyu, iyiyle kötüyü ayırdığı için kendisini saygıyla anıyorum. Bundan yıllar önce iyi ki doğmuş, ne mutlu ki ülkemizde gazetecilik mesleğini icra etmiş.
Uğur Mumcu, hayattan ve doğru haberlere doğru bilgilere ihtiyacı olan bizlerden çalınmış olsa bile kelimeleri ve ortaya koyduğu eserler hâlâ aramızda.
Onu hukukçu kimliğiyle, araştırmalarıyla, yazdığı kitaplarla ve hakkında yazılan kitaplarla, ödülleriyle, araştırmacı ve yazar kimliğiyle hatırlayacağız.
Uğur Mumcu´nun duygularımızı, yaşadığımız adaletsizlikleri sessizin sesiyle kaleme aldığı SESLENİŞ şiirinden küçük bir bölümü sizlerle paylaşarak yazımı noktalıyorum. Ancak Uğur´umuzun ruhunu dinlemek isterseniz SESLENİŞ´İN TAMAMINI OKUYUNUZ.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi?Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi?
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi?