Bu ülke şimdiye kadar böyle partizanlık görmedi. Kamu bankaları AKP’li olmayan belediyelere kredi vermiyor. Böyle yapmakla AKP’li olmayan belediyelerin cezalandırıldığını zannedenler. Vatandaşı cezalandırdıklarını unutuyorlar. İstanbul belediye başkanı uygulanamayan projeyi hayata geçirebilmek için yabancı ülkelerden kredi buluyor. Kamu bankaları krediyi ancak AKP’li belediyelere veriyor. Bu ülkemiz için çok zararlı bir olaydır.
Bunun anlamı benden olanlar yaşasın. Benden olmayanlar ne yaparsa yapsın mantığı bu ülkeye hiç amma hiç yakışmıyor. Ve bu işleri yaptırmak için borç bulacaksın diyen bir devlet başkanı. Hadi bakalım yarın İstanbul da su sıkıntısı baş gösterecek o zaman ne yapacaksın diyen bir devlet başkanı. Yağmuru da belediye başkanı yağdıracak değil ya. Böyle hareket edildiğinde belediye başkanını cezalandırdıklarını zannediyorlar.
Bir yerde vatandaşı cezalandırıyorlar. Vatandaşa şunu demek istiyorlar. Bize oy vermediniz belanızı bulun demeye getiriyorlar. Böyle hareketler vatandaşları ayrıştırmaktır. Vatandaşları düşünmemektir. Vatandaşlar sıkıntıdalar sıkıntıda olmaları yetmediği gibi? Birde zehirleniyorlar. GDO’lu tohum ülkeye girdiğinden bu tarafa kanser hastalığı patladı. Yalnız kanser değil diğer hastalıklarda çok arttı. Hastaneler her gün ağzına kadar dolu. Ülkenin daha bir sürüsorunu var. Bu sorunlara çare aranması gerekirken. Sorunlar gündemden düşsün diye.
Muhalefet ile kavga edilmesi yadırganacak bir olay. Bazı siyasetçiler ne söylediğin dahi bilmiyor. Tank palet fabrikasının Ethem Sancaküzerinden Katara verilmesini savunurken. Yeli ve milli olması için Katara verilmesini savunuyor. Bu tank palet fabrikası başka bir ülkenin miydi de yerli ve milli oldu? Bu kadar partizanlık olmaz. Partisini savunmak için böyle bir söylem olur mu? Ben oldum olası şu termik santrallerin verimli araziler yapılmasına karşıyım. Çünkü bu santrallar üretimi etkilediği gibi insanları da zehirliyor.
İktidarların görevi insanların sağlıklı yaşamlarını sağlamaktır. İnsanları yaşat ki? Millet olasın! İnsanlar olmadan millette olunmaz devlette olunmaz. Hasta bir nesil yetiştiriyoruz. Sebep nedir? 1- GDO’lu tohumlar. 2- Termik santrallar. 3- Siyanür ile altın çıkarılmasıdır. Hattı zatında bu termik santrallar yapılırken. Çizilen projeden de mutlaka filtre konmuştur. Bu termik santrallar yapılırken neden konmadı? Hadi bir müddet böyle filtresiz çalıştırıldı. İkinci defa neden süre tekrar uzatıldı. İnsan sağlığı neden düşünülmedi? Siz yöneticiler? Devlet ve şehir hastanelerine hiç gidip de o kalabalıkları gördünüz mü? Hastane koridorlarında adı atılacak yer yok.
İktidarların birinci görevi insanların sağlıklı yaşamasını sağlamaktır. İnsan olmasa millet olmaz. Millet olmazsa devlet olmaz. Ülke öyle bir hale geldi ki? Geçim sıkıntısı bir yandan vuruyor. Hastalık bir yandan vuruyor. İşsizlik bir yandan vuruyor. İktidarın vatandaşlara duyarsızlığı içini yakıyor. AKP’li olmayan belediyeleri cezalandırmak için. Vatandaşın cezalandırıldığı akıllarına mı gelmiyor? Gelmiyor olamaz. Bu millet böyle cezalandırılmayı hak etmiyor. Böyle cezalandırılması partizanlıktır.
Partiler vatandaşın sağlıklı huzurlu yaşamalarını sağlamak için iktidar olurlar. Vatandaşın özgür iradesi ile seçilenlerin bunları yerine getirmesi gerekir.Dünyada bizdeki kadar vatandaşını düşünmeyen başka bir ülke yoktur. Krallıkla hariç. İktidar yaşananları görmezlikten gelemez. Artık partizanlığı bir kenara bırakıp. Milletin dertlerine çare aranmalıdır. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 28-11- 2019 Mustafa KOÇAL