Dünyada milyonlarca canlı var.
Her canlının yaşam mücadelesi kendine özgüdür.
Karıncanın yaşamı kırkayağın yaşamına benzemez, balina ayrı bir havadadır, timsah ayrı. Tilki ile ayının yaşamı benzer mi birbirine. Kurbağanın yaşamı başka, kartalın yaşamı başkadır. Kelebeğin yaşamı ile karganın yaşamı bir mi? İnsanın yaşam şekli ile filin yaşam şekli ne kadar farklıdır. Her canlı doğaya ayak uydurabildiği şekilde, oranda yaşamını sürdürür.
Yaşamı var eden doğadır.
Ama bir böcek var ki, şaşılası bir yaşamı, yaşam şekli vardır. Akıl sır ermez. Ne mi bu böceğin adı: BOK BÖCEĞİ.
Bok böceği hayvan dışkılarıyla beslenen böceklerin ortak adıdır. Latince adı Skarabe olan bu türün 5 bin çeşidi vardır. Boyları 5 ila 60 milimetre arasında değişiyor. 30 parmağı olan bok böceği çok çalışkan bir hayvandır, dur durak bilmez. YUVARLAYARAK top küresi şekline çevirdiği bok topunun içinde yumurtalarını bırakır. 24 gün sonra yavrular belirir. Bok böceği top küreyi alır, suda eritir ve yavrularını bu bokla besler. Anaç-babaç bok böcekleri bok hücrelerinin içinde gelişir. Yani ki hayatı bokla geçen bir böcektir bok böceği.
Ne ki, bok böceği bokun içinde yaşadığını bilmez.
Onun aklı yoktur çünkü.
Ama sen insansın.
Aklı olan tek hayvan sensin.
Ama sen, nasıl bir pisliğin, ilkelliğin, hırsızlığın, yağmanın, düzensizliğin, faşizmin, kan ve ölümün içinde yaşadığının farkına bile varamıyorsun. Ve bu soysuz-aşağılık düzenin içinde çocuklarının yaşamasını istiyorsun. Kurtulmasını, güzel-insanca bir düzende yaşamasını istemiyorsun adeta. Bu düzene uyum sağlamanın peşindesin.
PİSLİĞİN ORTASINDASIN.
Hadi bok böceği bokun içinde yaşadığını bilmiyor. Çünkü, onun aklı ve bilinci yok. Ya senin?
Yoksa sen...