Av. Namık HAVUTÇA


BİZİM KÖY

BİZİM KÖY


   Köylerde Bayramlar Bir başkadır, Her bayram tatilinde köyüme giderken bir çocuk gibi heyecanlanırım. Çocuklukta Balıkesir’de yatlı okulda okumamdan sebep köyüme karşı hep bir hasret vardı içimde belki de. Annem babam, kardeşlerim, arkadaşlarım büyük ailemiz, köylülerimiz. Kökümüz, özümüz, soyumuz, toprağımız, bağımız, bahçemiz orda işte. Ankara’dan yola çıkarken yine sanki okulu tatil edilmiş, köyüne dönen yatılı öğrenci heyecanıyla geliyorum. 

  Bandırma’dan Misakça Köyüme orda herkes teyzemizdir, amcanızdır, dayınızdır, abinizdir. Her yerde Çocukluğumuzun ayak izleri vardır. Taşlar bile tanıdıktır, tanırsınız. Herkes falancaların filancası, atasını, dedesini, soyunu sopunu sülalesini bilir herkes birbirini. Yolda yayan kalmıştır, tarladan, şehirden dönüyordur öyle şose, asfalt yollar yoktur, anayola köy 14 km araba yok şimdiki gibi, yol da yok. Köye şehirden kalkan Koca Usta‘yı kaçırdın mı yandın. 

Bahriyeli Kıraathanesinde sabahlayacak yarını bekleyeceksin. Ya da göze alıyorsan yürüyeceksin. Yolda gören köylü arabasına, traktörüne alır seni, hemen sorulur kimlerdensin? Sağcısı, solcusu, dindarı, dinsizi yoktur. 

Hiç kimse aç ve açıkta kalmaz. Hangi evde bir duman tütse orda bir dilim ekmek de size düşer bilirsiniz. Kavun karpuz tarlalarından, üzüm bağlarından göz hakkın vardır oturup yersin. Çocukların komşunun eriğinden aşırma yapmasına da, bazı yaramazlıklara göz yumulur. Bilinir ki çocuklar böyle yetişir, iyiyi doğruyu böyle öğrenir. Herkese barınacak bir yer de karnını doyuracak bir sofrada, geçimini sağlayacak bir iş de bulunur. Liman dibinde bulunan Köy kahvesi de bir cebinde para olmasa bile bir yıl içecek sıcak bir çayında masasında sohbet edeceğin bir köylünde hep vardır. 

Varlısı, yoksulu, ağası, beyi, okumuşu, çobanı, ihtiyarı genci hep aynıdır. Selam veren herkese buyur çay içelim derler. Karşında Kapıdağı, Erdek’i, Marmara’sı, Avşa’sı, arkanızda Havutça’sı, Gebeçınarı yanınızda Şirin Çavuş. 

Taaa Kazdağılarını aşıp, Gönen ovasını geçip, Misakça ovası ve deltasında Erdek körfezinde Denizle buluşan, çocukluğumuzun billur gibi akan, yüzerken suyunu içtiğimiz şimdilerin kirlilikten balıkların bile yaşayamadığı Gönen çayı. 

Tarlalarından senede üç harman yapan, pirinci, domatesi, zeytini ve lezzeti iyotlu oksijenli havasından gelen zeytinin sütü ile bereketli topraklar Misakça ovası. 

Oradan kazandıkları alın teri helal paraları İle her biri parçası delikanlı ve kızların okul masrafları ve düğünleri yapılır. 

Rüzgârı sert, insanları Mert köylülerim. 

Atalarına Mevlitlerin de, bayramlarında dua da eden, ama komşunun düğününde iki tek parlatıp birlikte memleket havaları da, Debreli de oynayan, dayanışmayla üreten, iyi günde kötü günde birlikte olan büyüğünü sayan, küçüğünü koruyan topraklarımın insanları. 

O zaman bir sülale adı söyledin mi tamam herkes bilirdi. Terzi dedem ve nenem, Mutuş dedem, Ali dedem, babam Terzi Hasan, anam, Karabıyık amcam, Koreli dayım, Komşularımız o zamanlar soylarda lakapla anılıyor tabi, aslında onları da kayda almak lazım benim bazı hatırladıklarım, komşularımız Uzun Yusuflar, Dursun Ali‘ler, Küçük Memişler, Koca Memişler, Şentürkler, Kara Memet, Kara Aliler, Ömer Ağalar, Keklik dedeler, Muhtar Ametler Yavuzlar, Yıldırımlar, Züberler, Çolaklar, Çalık’lar, Topraklar, Bayramlar, Hüsnü Efendiler, Macırlar, Piroşlar, Kara Hasanlar, Sefer dedeler, Martinler, Pireler, Koca Osmanlar, Süleyman Çavuşlar, Çakırlar, Hüseyin ağalar, Donneler Tabi sayarak bitiremezsiniz öyle bir recberlik ki tek başına Bandırma’yı doyuracak üretim var.

Günde 20 kamyon kavun karpuz, bir o kadar buğday, domates. Yol kapansa, dünyayla bağlantı kesilse kendi kendine yeten bir ekoloji ve üretim. Binlerce koyun, keçi ve büyükbaş hayvan varlığı, mandıralar, ağıllar, kerpiç ocakları muhteşem bir üretim. 

Kendi elektriğini üreten jeneratörler ne büyük bir organize üretim ağı. Aaah Memleket “dedikleri 100 Yil önce Selanik’ten, Kavala’dan Lozan mübadelesi ile bu topraklara onların şivesi eskan edilen dedelerimizin toprakları. Hangi partiden olursa olsun ATATÜRK denilince ona derin bir minnetle  “Eey be kızanlar, bu bizim Selanikli Mustafa olmasaydı biz nereye gidecektik” sözleriyle onlara toprak değil sadece, bir vatan verdiğinin bilince olan insanlar. 

Hani diyor ya şair “Ver elini karlı da dağlar aşalım, BAYRAMLAŞALIM.”

 Çocukluk gençlik yıllarında, köyünde anası babası çoğu ilkokulu anca bitirmiş, atların hergele yaptığı çayırları bilen, çiftçiliğin öküzlerle, atlarla yapıldığı, koyun ve keçi ağıllarında kotra haydayan, tarhana çorbası ve ayrana ekmek doğrayarak karnını doyuran, askerlik çağı geldiğinde davulla zurnayla askere gönderilen nesillerin çocuklarıydık biz. Şimdi Her şey değişiyor, değişecek tabi. Günümüzde her yer Köylerimiz de çok değişti tabi be değişecek elbet. 

Artık Her birisi üniversite bitirmiş, çağımızın iletişim devrimi ile büyüyen Facebook,Twitter, İnstagram dünya İle bütünleşen. Farklı kültürleri tanıyan bilen yeni Türkiye’nin aydınlık Atatürkçü gençleri onlar. Değişiyoruz, değişeceğiz, amma bize verilen Atadan, dededen gelen ÖZ’ümüz hiç değişmeyecek. 

İyilik, dayanışma, yardımlaşma paylaşma bizim ÖZ’ümüz ve kaynağımızdır. Onun için bayramlarda köylerimize gelirken Toprağımıza, kökümüze, özümüze geldiğimizi hep hissederim. Gelişeceğiz, değişeceğiz, bayramlaşacağız. Köksüz ve özsüz hiçbir toplum yaşayamaz. Kökümüz Türk Milliyetçiliği, özümüz bayrağımız ve Atatürkçü düşünce sistemidir. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 Yıllık mübadil Misakça köyünden iyi bayramlar.

24.05.2023. Av. Namık Havutça 24&26.Dnm CHP Balıkesir Milletvekili

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 15.4 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

28.04.2024

  • İMSAK 04:21
  • GÜNEŞ 05:59
  • ÖĞLE 13:07
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:04
  • YATSI 21:35