Bandırmalı yazar Pakize Başaran’ın on sekizinci kitabı olan “Bir Gün Sonra Bugün”ün söyleşi-imza günü etkinliğinin moderatörüydüm. Bandırma Belediyesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamındaki söyleşi gerçekten çok sıcak geçti.
Kaymakam Günhan Yazar ve Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun’un yanı sıra önceki belediye başkanı Dursun Mirza’nın da hazır bulunduğu etkinliğe izleyicilerin ilgisi de memnuniyet vericiydi.
“Bir Gün Sonra Bugün”ü bir solukta okudum.
“Topal”, “Şaşı”, “Küçük Adam” ve “Âşık” roman kahramanlarının iç dünyalarını yansıttığı eserde en önemli vurgu, “yaşam sevgisi ve bağlılığı”, “insanın aklını iyi kullanması”dır, kuşkusuz.
Pakize Başaran, sadece bu son romanında değil, bundan önceki diğer yapıtlarında da özellikle “yaşam sevgisi”nin altını çizerek, geleceğe hep iyimser duygular içinde yaklaşır.
Başaran, bu yaklaşımını “Bir Yıl Sonra Bugün”ün de önsözünde de şu cümlelerle aktarıyor:
“Yeter ki yaşarken yaşayabilelim. Yaşarken yaşamayı bilen insanın hiçbir zaman eskimeyeceğine yürekten inandım. Bu kitabın tek ana konusu var değerli okuyucularım. Yüce tanrının insanlar için hazırladığı yasaya harfi harfine uymak zorunluluğu. Bu yasada insanlara bahşedilen en üst düzeyde olan akıl… Bu öyle bir yasa ki, dünya yüzündeki tüm bilim, ilim ve tıp dehaları bir araya gelse, yıllarca ama yıllarca üzerinde çalışsa değil tümünü bir harfini bile değiştiremez. Çünkü bu bir tanrı yasasıdır. Hepimiz çok iyi biliriz ki, dünya yüzündeki tüm canlılar doğar, yaşar ve ölür. Evet, doğmak, yaşamak ve ölmek. Çünkü bu bir tanrı yasasıdır. Amacım, bu kitapta sizleri asla karamsarlığa sürüklemek değil. Tek amacım var. O da uzun yıllar var ki, toplum olarak unutmak üzere olduğumuz gerçek yaşam biçimimizin doğruları ile yaşayabilmek. Az da olsa bu konuda bir katkım olsun istedim.”
Yüreği sevgiyle dolu Pakize Başaran’ın, on dokuzuncu kitabını merakla bekliyorum. Çünkü O, yaşamayı ve üretmeyi çok seviyor. Zaten yazmak da, “yaşamak” değil mi?
