Bir kadınlar günü daha ne çabuk geçti değil mi?
Meydanlar, sokaklar, işyerleri, dernek ve siyasi parti ofisleri, alışveriş merkezleri, kafeler seçim öncesi olunca siyasilerle, yeni eski milletvekilleriyle, belediye meclis adaylarıyla doldu taştı. Gazeteciler hangi etkinliği takip edip yazacağını, yayınlayacağını şaşırdı, haber atlayan bile oldu zaten gazeteciler ayrım yapmazdı haber konusunda laf aramızda.
Meydanlarda, protesto yürüyüşlerinde kimler vardı kimler. Kendine destek veren fahri üyesini (üyelik formu doldurulmuştu aslında) başka bir kadın derneğine üye oldu diye (vatandaşlık hakkı olarak istediği derneğe üye olma hakkı varken) grubundan çıkaran kadın derneği; kız çocuklarını korumak misyonuyla kurulan ve bu amaç doğrultusunda destek veren kadın üyesini koruyamayan dernek mensupları; üyelerinin etkinliklere katılması için ikna sanatının tüm inceliklerini icra eden dernek başkanları; kahvaltı ve yemek ikramlarına katılarak bir öğünü bedavaya getirmeye çalışan halkla ortamın havasını görmeye meraklı eski siyasetçiler, yeni siyasete atılanlar; çiçekleriyle, vaatleriyle bir gün, bir kaç saat süren bir rüzgarla esip geçerek, Oh çok şükür, bugünde bitti, diyerek evlerine gittiler.
Emekçi kadınlar günü kapsamında yapılan etkinliklerden iki tanesini seçtim sizin için. İlki Bandırma Ticaret Odası ve Girişimci Kadınlar topluluğunun katkısıyla gerçekleşti. Toplumsal cinsiyet rolünden farklı olarak erkek mesleği yapmayı seçmiş işinde başarılı dört kadın arkadaşımız 17 Eylül üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Serap Palaz’ın moderatörlüğünde bu meslekleri neden tercih ettiklerini ve yaşadıkları zorlukları anlattılar. Serap hocamın sloganı “ Bayan değil, kadın “ dı. Bende yıllarca balıkçılık sektöründe çalışarak erkek işi olarak görülen pek çok mesleği kadınların daha başarıyla yaptığına şahit olmuş bir mühendis olarak iş piyasasında aynı işi yaptığımız halde aynı ücreti alamayışımızı sorgulamışımdır hep. Girişimci kadınlar tarafından katılımcılara verilecek hediye çekilişinde bendenize de sinema bileti çıktı, inanın hiç torpil yoktu. Tabi benim biletim üniversite öğrencisi bir kızımıza hediye edilecek.
İkinci etkinliğimiz, Social Parents Clup ve Kadın Dayanışma derneğinin desteğiyle gerçekleşti. Sosyolog Dr. Eda Kılıç’ ın cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrası öncü kadınlarıyla tanıştığımızda hem anne olurum hem kariyer yaparım sözünün anlamını bir kez daha kavradık. İş piyasasında yer edinmek anne olan kadın için gerçekten zor. Hâlbuki evladının babası da iş piyasasında hiç rahatını bozmadan çalışmaya devam ediyor. Kadın hem işte hem evde çalışarak daima çifte mesai yapıyor, dedik bir ağızdan. Çözümü de yine seçim vaatlerine proje olarak dahil etmeleri için siyasilere ve kamuya bıraktık ne yazık.
Etkinliğin ikinci bölümünde masal anlatıcısı matematik öğretmeni Alev Peşte’nin masallarına daldık. Bende masalları çok severim, anlatılan masal Şahmeran olunca Mardin sokaklarında turistlere anlatılan efsanevi masala ve turistik eşyalara figür olan yarı yılan yarı kadının hayaliyle onun bilgeliğini alan adamı kıskanarak güzel anlatıya kapıldık gittik ağzımız açık dinledik, bize masal anlatan siyasileri bir süre unutup.
Bu senede bir günlüğüne sizi baydık efendim, seneye hazırlıklar başlasın. Bayan değil, kadınız unutulmasın.
F.K.