Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleneksel Dış Politikası, AKP-MHP-DEM-HÜDA PAR’ın doğrudan, CHP’nin de dolaylı desteğiyle, adım-adım değiştirildi ve ülke olarak Ortadoğu girdabına atıldık.
Türkiye’de CB Hükümet Sistemiyle birlikte, İktidarın “Hesap Verme” yükümlülüğü ortadan kalktı! İktidar, toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren yasal ve idari tedbirleri uygulamadan önce içimizden yapılan tarihsel-yaşanmış uyarıları dinlemedi, daha çok Emperyalist Devletlerin sözlerine önem verdi!
Sonuç felaket olunca da, sanki karar veren kendileri değilmiş gibi yüzsüzce davrandılar, muhalefeti suçladılar…
Aziz Türk Milleti;
Bir an için, Türkiye’nin Irak ve Suriye politikalarının “Yurtta Sulh-Cihanda Sulh” sistemine göre uygulandığını düşünürsek neler olurdu, berberce bakalım;
-Türkiye’nin Irak-Suriye-İran sınırlarındaki “Kara Mayınları” duracaktı.
-Suriye Devleti yıkılmamış olacaktı. Suriye’nin, PKK Terörü ile beraberce mücadele önerisi gerçekleşecekti ve PKK/YPG bitirilmiş olacaktı.
-Türkiye’ye 10 Milyon Suriyeli Sığınmacı, 2 Milyon Afganlı ABD Askeri giremeyecekti!
-Suriye’nin yıkılmamasıyla, İsrail hem Suriye’yi, Şam’a kadar işgal edememiş, hem de sınırımıza kadar dayanmayacaktı!
-Suriye, HTŞ denen katiller sürüsünün eline geçmeyecekti!
-ABD, davul-zurna ile 120 Bin TIR Ağır Silah-Mühimmat-Askeri Malzemeyi
gönderip, 100 Bin kişilik bir ordu kuramayacaktı!
-İktidarın yanlış Suriye-Irak politikaları yüzünden, MİLYARLARCA DOLAR
kaybımız olmayacaktı!
-YÜZ BİNLERCE Müslüman kadın tecavüze uğramayacaktı. Çocuklar ölmeyecekti. Milyonlarca insan, göç etmeyecekti. 1,5 Milyon insan ölmeyecekti. Yeni bir yaşam uğruna Akdeniz, tarihin en büyük mezarlığı olmayacaktı. Vatanımız, Avrupa’nın sığınmacı deposu olmayacaktı…
Bu yazdıklarım elbette ki tartışılabilir, eleştirilebilir.
Fakat devletlerarası ilişkilerde şart olan karşılıklı yarar esasıdır!
Bu yazılanları eleştirenler, şu soruya yanıt vermek zorundadırlar;
Siyaset, insanları milletleri daha mutlu edebilmek, daha zenginleştirebilmek, daha fazla güvenlik sağlamak, daha fazla huzur içinde yaşayabilmelerini sağlamak için yapılır, değil mi?
Türk Milletini bir parça seven, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun, Atatürk’e minnet duyan, kendisini bu aziz milletin vatandaşı sayan herkese soruyorum;
“Temmuz 2025 yılındayız. 2011 yılına göre neyimiz daha iyi oldu? Zenginleştik mi? Geleceğe daha güvenle mi bakıyoruz? Sağlık ve Eğitim hizmetini daha fazla, daha kaliteli olarak mı alabiliyoruz? Yarınımızdan emin miyiz? Çocuklarımız neden yurtdışında yaşamak için gidiyor? Dünyadaki itibarımız mı yükseldi? Hukuk Devleti yerinde mi? Ya inancımızın garantisi Laiklik İlkesi ne durumda? Devletimizin kurucusu ATATÜRK’ E devlet katında sevgi saygı kaldı mı? Tüm bu kötülüklerin sebeplerinden en önemlisi, yanlış Suriye Politikasıdır.
Siyasette her şey sonucuyla ölçülür!
CB Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli!
Başarılı olamadınız. Türk Devletini, pislik içindeki bir terör örgütünün muhatabı yaptınız. İhanetin kenarındasınız?
PKK Liderlerinden Bese Hozat adlı terörist, sözde silah teslim tiyatrosunda sizlerden ne istedi?
“Çok Acil Yasal-Anayasal düzenlemeleri gerçekleştirin…”
PKK’nın Yasal ve Anayasal düzenleme dediği, ülkemizin bölünmesi demektir. Bunları yapmaya kalktığınız an, “İhanet Çukuruna” düşmüş sayılacaksınız. Sizlere bunları yaptırmayacağız. Kendinize kaçacak yer bulun…
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı