FAZİLET KIRTAY (POSTALLI DENİZ KIZI)

Tarih: 24.05.2023 15:30

BARETLİ KADINLAR

Facebook Twitter Linked-in

Sömestr ve yaz tatilinde, memlekete dedemin evine gidince nalbant olan dedemin dükkandan, eve getirdiği boş nal ve mıh kutuları oyuncağım olur, onlara anneannemin biten dikiş ipi makaraları eşlik ederdi.

Kimini keser, biçer, yapıştırır evler; kimini iple birbirine ekler trenler yapardım. Evler, trenler bitince bahçedeki erik ağacına kurulmuş salıncakta sallanır, bazen hoop diye ortanca dikmek için dedemin yeni kestiği yağ tenekesinin üstüne düşer, kolumda bacağımda çocukluk yaraları olurdu. Mobiletin arkasında gittiğimiz bağda dedem elmalara aşı yaparken asmaların dibinde köy ekmeği ve peynirin yanında dalından yeni koparılmış misket üzümü yemek, en sevdiğim menüydü.

Yaşım geldi deyip elime tutuşturulan tığ ve iplikle el bezleri örerken favori rengim turuncuydu. Sarı, turuncu, kırmızıyı birbirine katar üç renkli iplikler yapar ondan örerdim el bezlerini. Siz hiç misafir gittiğiniz evde ikramlardan sonra gelen biri sabunlu diğeri ıslak rengarenk iplerle örülmüş el bezlerine elinizi sildiniz mi? El bezi tahtını ıslak mendile kaptırdı tabi artık.

Dedem nalbanttı demiştim; işinin ehliydi, ustaydı, çırağı vardı. Çırağı ustasından öğrendiği maharetle kalfa olmuş, kendine dükkan açmış ama her bayram eşini yanına katıp el öpmeye geldiğinde çıraklığını unutmamıştı. Atlara nallarını çakmadan özenle toynağını tıraşlayan dedemi hayranlıkla seyreder, soyadım gibi kır bir tayım olsun isterdim. Aklım bebeklerde değil dayımın erkek kardeşime aldığı plastik gemideydi. Çeyizime işlediğim seccadede en zor deseni seçer, kardeşimle yarışarak en çabuk bitiren olurdum. Anlayacağınız kıza, kadına yapışmış, yapıştırılmış, yapıştırılmak istenen ne varsa hiçbirini çocukluktan kabul etmemişti özgür ruhum.

Mıh kutularını kesip biçen ellerim mühendisti.
BARETİM BEYAZ’dı.

Salıncaktan düşünce kanayan dizime tentürdiyot basan ellerim sağlıkçıydı.

BARETİM YEŞİL’di.

Dedemin bağında ağaçlara aşı yapan ellerim doğayı koruyandı.

BARETİM MAVİ’ydi.

Anneannemin rengarenk artık ipleriyle onlarca el bezi ören ellerim üreticiydi.

BARETİM SARI’ydı.

Farklı renkleri birbirine katarak yeni renkler ortaya çıkaran, kanaviçe desenlerini kışlık örgü kazaklara aktaran aklım ustaydı.

BARETİM TURUNCU’ydu.

Dedemden, anneannemden, babaannemden, annemden, babamdan, yaşamdan öğrendiklerim kendi kalitemdi.

BARETİM KIRMIZI’ydı.

Yarım asıra tüm renkli baretleri sığdırmış olarak mühendis olarak yıllarca Beyaz Baret kullandım. Son yıllarda iş güvenliği uzmanı olarak baretimin rengi kırmızı oldu. Bareti seçen tüm kadınları kendime benzetirim; mücadeleci, araştırmayı üretmeyi seçen, öz güvenli olup ayağı yere sağlam basan kadınlar.
Baretinin altında röfleli olsa da uzun saçı; çekinmeden elini toza, boyaya daldıran; kırılan tırnağını törpüleyip akşam ojesini sürüp, evladının ödevine yardım edebilmek için internette araştırma yapan kadınlar.  

Azı çok yapmak için bedeniyle, elleriyle, aklıyla çalışan; yaratan kadınlar. Bareti hak etmek için omuz hizasındaki erkeklerden iki katı fazla çalışmak çalışmak, kat be kat mobinge uğrayan kadınlar.

Cinsiyetçi meslekler içinde baretini takamayıp, masaya takılan kadınlar.

Her renk baretin hakkını verip, hakkı verilmeyen kadınlar. Asker olup nöbet tutabilen, nöbet geçirtilen kadınlar…

Haydi hep birlikte beyaz baretimizi takalım; hayatta ziyaretçi kalalım.

F.K.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —