Recai ÇEVİK

Tarih: 02.07.2015 07:36

BARDAK ve SEN

Facebook Twitter Linked-in

 

/resimler/2015-7/2/0748436763307.jpg

Bardak, bardaktır.

Koyduğun yerde sessizce durur.

Bir şey demez.

Gerektiğinde alıp kullanırsın.

Bardak düşer, kırılır da.

Ama bardak neden düştüğünü, neden kırıldığını bilmez, bağırmaz.

Dilsizdir.

Bardak, bardaktır işte.

Ya sen ?

/resimler/2015-7/2/0749156295215.jpg

Bardak, bardaktır.

Bardak, bardak olduğunu bilmez.

Su koyarsan dolar, koymazsan boştur. Tın tın öter. Bardağın ne sudan, ne doluluktan , ne de tın tın ötmekten haberi vardır. Suyun ne kadar önemli olduğunun ve adının sudan geldiğini de bilmez.

Hayat o kadar anlamsızdır ki...

O bardaktır.

Ya sen ?

/resimler/2015-7/2/0749402233063.jpg

Bardakları yan yana koyarsanız, bardaklar yan yana olur.

Dizerseniz, dizilirler.

Ama bardakların birlikte olduklarından haberi yoktur. Renk renk, çeşit çeşit, ince şişman, kocaman küçük bir çok bardak. Ve hepsinin görevi de farklıdır, adı da su bardağı, rakı bardağı, şarap bardağı, likör bardağı... Her biri başka bir işe yarar, hepsi de insanların hizmetindedir. Ama onlar neden farklı olduklarını, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilmezler. Merak da etmezler, soru da sormazlar.

Kırılan bardağın yerine hemen yenisi konur. İnsanlara hizmetin aksamaması gerekir.

Bazıları da köşede unutulur.

Tozlanır.

O bardaktır.

Varlığını bilmez.

Merak etmez, soru sormaz.

/resimler/2015-7/2/0749555670898.jpg

O bardaktır.

Bardak olduğunu bilmez.

Ya sen ? Sen nesin ?

/resimler/2015-7/2/0750392234328.jpg


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —