Soner Atabek EĞİTİMCİ YAZAR


AH BURSAM AH!

AH BURSAM AH!


 AH BURSAM AH!
 AH BURSAM AH!

Bu aralar dilime hep Mehmet Akif Ersoy’un Bursa için yazdığı “Bülbül” şiiri dolanmakta…
SALÂHADDÎN-İ EYYÛBÎ'lerin, FATİH'lerin yurdu.

Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN'ın;

Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!

Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;

O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!

Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM Hân'ın;

Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN'ın!

Ne heybettir ki: vahdet-gâhıdînin devrilip, taş taş,

Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!

Yıkılmış hânumânlar yerde işkenceyle kıvransın;

Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!

Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhındanâ-mahrem...

Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!


AH BURSAM AH!
Şairin dediği gibi;

“Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!”
Devlet, Güneydoğu Anadolu’yu boşaltma, köy okullarını kapatma hem de Kürt asıllı vatandaşları Batı’ya yerleştirme politikasıyla bu kentin plansız, programsız büyümesine göz yumdu.

Hatta bunu teşvik etti.

Her belediye başkanı, bir kez daha seçim kazanabilme umuduyla kendi taraftarlarının yüzbinlerce kişilik kaçak mahalleler inşa etmesine izin verdi.

Hatta bu kaçak semtlere belediye hizmet götürdü.

Bursa’nın hızla artan yoğun nüfusuna Suriye ve hangi ülkelerden geldiği belli olmayan mültecileri de eklenince, kirli, gürültülü, her tarafı kokan, trafiği sıkışmış bir rezalet şehir haline geldi.

Bırakın Yavuz Selim'i, Arabayatağı'nı, Çınarönü'nü, Çarşamba caddesi bile lağım kokar oldu. 

Bu kadar nüfus yoğunluğu olunca, mafya da çok kolay örgütlendi Bursa’da.

Anadolu’dan göç etmiş kitlelerin hemşerilik dayanışması ve bölgeci davranışları, adresi olmayan sokaklara, caddelere sahip kaçak mahallerle birleşince buna bir de Suriye, Afgan, Irak gibi ülkelerden akın akın şehrimize gelenlerde eklenince inanılmaz bir mafya egemenliği çıktı ortaya.

Osmanlı’nın başkentine kara paranın, kaçakçılığın egemenliği hakim olmuş durumda.

Üstelik  bu para hem kara hem de görgüsüz.

Hemen kendi üslubunu, usülünü yaydı şehre.

Türkiye’nin en çürümüş, en yoz eğlenceleri bu kentte yapılır oldu.

Balık baştan kokuyor ve Türkiye, Bursa’dan çürümeye baladı.

Bu kez de deprem korkusuna kapıldı Bursa halkı.

Hadi pisliğe, trafiğe, mafyaya, kabalığa, görgüsüzlüğe, pahalılığa göğüs germişlerdi ama depremle nasıl başa çıkacaklardı? 

Periyodik olarak sallanan depremlerle insanlar ciddi bir can tehdidiyle karşı karşıya kaldılar. 

Her gece korkuyla yatağa girer oldular. Yatak odaları, mezarlık gibi görünmeye başladı gözlerine.

Geçmiş Maraş depremi ile gelmesi muhtemel olan deprem arasında sıkıştılar.

Bu korkuların üstüne bir de kapkaç terörü ve hırsız korkusu bindi.

Bütün bunları düşününce Bursalılara üzülmemek elde değil.

Nasıl bir hayattır, nasıl bir kaderdir bu?

Yine de sabırlı ve alçakgönüllü insanlar ki fazla sesleri çıkmıyor.

Efendiliklerini bozmadan işlerine gidip geliyor, yaşamlarını sürdürüyor ve BEKLİYORLAR…

Başlarına gelen her şeyin “kader” diyerek geçiştirileceği o elim sonu bekliyorlar.

Eğitimci Yazar

Soner Atabek

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 15.4 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 15 ° / 10.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

29.04.2024

  • İMSAK 04:20
  • GÜNEŞ 05:58
  • ÖĞLE 13:06
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:05
  • YATSI 21:37