Zübeyir ÇÖMLEKÇİ

Tarih: 08.02.2023 17:50

ACIMIZ ÇOK BÜYÜK

Facebook Twitter Linked-in

                                  ACIMIZ ÇOK BÜYÜK

          Kur’an-ın Yönetim İlkeleri adıyla, seri halinde yazdığım makalelerin son bölümünü (Sonuç-Değerlendirme) tam gazeteye uyarlamaya hazırlanırken, herkes gibi acı deprem haberiyle sarsıldım.

          Evet, acımız çok büyük. Çünkü yaramız çok derin. Hem de kışın en şiddetli olduğu, yağan karla birlikte, canlı-cansız her şeyi donduran ayazı bile hissettirmeyecek ve içimizi-dışımızı yakacak kadar. 

          Büyük geçmiş olsun canım Türkiye’m!.. Rabbim ölenlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ihsan etsin! Hala enkaz altında olanlara yaşama ümidi, kurtarma ekiplerine de onlara ulaşma kolaylığı versin. Depremi yaşayan tüm insanlarımıza sabır ve metanetler versin. Deprem bölgesinde her konuda hizmet ve yardım aşkıyla çalışan tüm görevli ve gönüllülerle basın mensuplarına güç-kuvvet versin. Yurdumun her bir köşesinden deprem bölgesine yardım için çırpınan resmi ve sivil tüm vatandaşlarımızın emek ve gayretlerini de kat kat artırsın! Tüm kalbimizle yaptığımız dualarımız, sizler içindir.

          Canım ülkemin güzel insanları!.. Acıların paylaşıldıkça azaldığını unutmayalım!.. Gün; sen-ben günü değildir. Gün; kısır çekişmelerle kaybedilecek zaman değildir. Gün; hamasi duygularla zaman kazanma günü de değildir. Gün; birlik olma günüdür. Gün; matem günüdür. Matemi, tüm hücrelerimizde en ağır şekliyle hissetme günüdür. Eğer matemi tam anlamıyla yaşayamaz ve tez elden birbirimizi suçlamaya kalkarsak, çektiğimiz acıları çabuk unutup yine ders almayacak bir duruma düşmekten korkarım. 

          Millet olma bilinciyle bir ve beraber olarak 100 yıl önce atalarımız, yıkılmış bir imparatorluğun enkazından nasıl yeni bir Türkiye kurduysa, ölenleri geri getiremeyiz ama bugün de yaraları sarar, şehirlerimizi hep birlikte yeniden yaparız inşallah. Onun için yüreklerimiz alev alev yansa da ciğerlerimiz param parça olsa da ayakta durmaya, ayakta durmak için de birlik ve dirlik içinde olmaya ihtiyacımız var.

                 O HALDE; GELİN CANLAR, BİR OLALIM!..

          Elbette deprem; hiç akıldan çıkarılmayacak şekilde bu ülkenin temel bir gerçeği iken, neden sürekli hata yapılıyor ve neden hep büyük felaketler yaşıyoruz? Matemle beraber bunları tartışarak en radikal kararların alınıp uygulanmasında güçlü bir şekilde kamuoyu baskısıyla görevlileri uyarmalıyız. Bunları yaparken de horoz döğüşü gibi kapışmak yerine; gerçekçi, ayakları yere basan, ülkenin kaynaklarını en doğru ve en verimli bir şekilde kullanmayı amaçlayan, somut projelerle ortaya çıkmalı ve kamuoyu olarak siyasilere de yön verebilmeliyiz. Konuya örnek olması bakımından 2023 yılına girerken yaptığım bir girişimden söz etmek, böylece matemin ardından ilk projeyi tartışmak üzere gündeme getirmek istiyorum.

          Bilindiği gibi ülkemizin sırtında ağır yük olan ama göze görünmeyen birçok konuda kaynak israfı var. Bunlardan bir tanesi de Mecliste grubu bulanan siyasi partilere her yıl yapılan hazine yardımıdır. 2023 yılı itibarı ile 5 partiye yapılan hazine yardımı, 4.5 milyar liradır. Ancak yasa gereği, mahalli seçimlerin olduğu yıllarda bu rakam 2 katına, genel seçimlerin olduğu yıllarda ise 3 katına çıkmaktadır. 2023 genel seçim yılı olduğu için rakam bu sene; 4.5x3=13.5 milyar lira olacaktır. TÜİK verilerine göre 2023 Ocak ayında açlık sınırının 8.864,00 lira, yoksulluk sınırının ise 28.287,00 lira olduğu, milyonlarca insanın da açlık sınırının altında gelire sahip olduğu bir ülkede 13.5 milyar lira hiç de azımsanacak bir rakam olmasa gerektir. Kaldı ki, yaşadığımız bu ağır depremden sonra bir tek kuruşun bile hesabı yapılmak zorundadır artık. 

          1960 yılına kadar dünyanın hiçbir yerinde gündeme gelmeyen hazine yardımının, o tarihten sonra Avrupa ülkelerinde de yayılmakla birlikte bizdeki gibi yüksek meblağlarda değil, sembolik rakamlarda kaldığı görülmektedir. Uygulamanın bizde 1965 yılında başladığı, geçen süre içerisinde zaman zaman konunun Anayasa Mahkemesine götürüldüğü, yüksek mahkemenin de değişik zamanlarda farklı kararlar verdiği anlaşılmaktadır. Bunların içerisinde; Siyasi Partiler Kanununun 74.maddesini yeniden düzenleyen 1219 sayılı kanunun iptal gerekçesi için 02.02.1971 tarih ve 1971/13 sayılı kararında yüksek mahkeme şu değerlendirmeyi yapmıştır: 

          “Siyasal partilerin devlet örgütü dışında kuruluşlar oldukları, devletten gelebilecek etkilerden uzak tutulmalarının zorunlu olduğu, kamuoyunun devletin etkisi dışında oluşması gerektiği, siyasal partilerin esas olarak kamu hizmeti gören ya da kamu yararına çalışan kuruluşlar olmadıkları, partilerin devlet yardımı ile ortaya çıkarılıp ayakta tutulamayacakları, Anayasa koyucunun böylesine önemli bir konuyu düzenlemediği, siyasal partileri görüşlerini paylaşan insanların yaşatacağı görüşlerine yer verilerek bu tür bir düzenlemenin yapılamayacağı, özetle ilke olarak devletin siyasal partilere yardımda bulunamayacağı” hükmünü vermiştir.

          Kanaatimce bu açıklama; kamu kaynaklarının doğru kullanılmasının yanında, siyasi partiler arasında haksız rekabeti de önleyeceği için tüm kamu vicdanını rahatlatacak bir düzeyde olsa gerektir. Ancak geçen zaman içinde bireysel durumlar istisna edilirse, meclisteki siyasi partilerin kamu kaynaklarını kullanmaktan vazgeçmedikleri, hatta başka konularda asla bir araya gelemeyen partilerin bu tür konularda genelde ortak hareket ettikleri ve zaman zaman yeni yasalarla konuyu güncelledikleri görülmektedir.

          Ülkenin kaynaklarını verimli kullanma konusunda duyarlı bir vatandaş olarak bendeniz; biri 30.12.2022 tarih ve 2206159465 sayılı (Hazine ve Maliye Bakanlığı’na), diğeri 03.01.2023 tarih ve 2300056493 sayılı (Cumhurbaşkanlığı Makamına) olmak üzere iki defa Cimer’e yazılı müracaat ederek, yasanın çıkarıldığı tarihle günümüz şartlarının çok değiştiğini, yeni bir seçimin eşiğinde devletin sırtından bu yükün kaldırılmasının çok hayırlı bir hizmet olacağını bildirerek kaldırılmasını talep ettim. Şahsıma verilen cevapta yasa değişikliğine ihtiyaç olduğu bildirilmiştir.

          Yaşadığımız büyük acının etkisiyle, ülkenin her bir kuruşunun bile değerli olması gerektiğini yeniden hatırlayarak, siyasi partilerin bu konuda yeni bir düzenleme yapmak için ortak hareket etmesi, tüm vatandaşlarımızın da kamuoyu oluşturarak siyasileri etkilemesi ve yönlendirmesi çok önemli bir başlangıç olacaktır. Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde; siyasi yelpazesi ne olursa olsun, devlet ve millet hayrına olan işlerde birlikte hareket etme anlayışını hakim kılma adına da çok önemli bir adım atılmış olacaktır.

ACI BİZİ DEĞİL, BİZ ACIYI TESLİM ALIRSAK; ONU YENERİZ.

        

 

08/02/2023 – Zübeyir ÇÖMLEKÇİ


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —