Acılar-Savaşlar ve gözyaşı
2023 yılı bizi bırakıp giderken, gelecek 2024 bize nasıl oyunlar- kurgular-hikâyeler-meddah gösterileri ve senaryolar hazırlayacak yaşayarak göreceğiz...
Az kaldı!
Özellikle orta yaşı geçmiş bireyler; bayramlar-doğum günleri-yıl başı için güzel hatıralarını ve belleklerinde kalan anıları çocuklarına ve torunlarına anlatarak, eskiyi mutlulukla yad ettiklerini görüyoruz.
Biz çocukken-gençken.. vs. gibi başlayan cümlelerle mutluluklarını dile getirdiklerine şahit oluyoruz. Onlar, o gün gelecekten umutluydular. Bu günkü gibi yozlaşma-kamplaşma-kutuplaşma yoktu.
Hep beraber cümbür cemaat yılbaşı kutlanırdı. Aileler bir araya gelip şahane sofralar hazırlanır meyveler-çerezler-tombala oyunu-televizyonda müzik ve gece yarısı dansöz Nesrin Topkapı beklenirdi. Ve tabi Milli Piyango
Çünkü bir umut vardı. Hayaller vardı. Yeni yıl bereket, zenginlik, huzur ve mutluluk getirsin istenirdi. Öyle de oluyordu o yıllarda.
Büyüklerimizin çocuklukları ve gençlikleri diğer bireylerin yaşamları, hayata bakış açıları mutluluk-gelecek-umut-iş ve aş üzerine kuruluydu. İnsanlar kardeşçe ve hakça hayatı paylaşıyor, özgürce yaşıyordu.
Yine bugün orta yaşı geçmiş olanlar gençliklerinde çalışarak- üreterek-memur-işçi-zanaatkar-serbest meslek-çiftçi ... vs. gibi meslek sahipleri, sonunda emekliliklerinde yine gelecek adına ailelerini güvence altına alıp çocuklarını okutabiliyor, emekli olduklarında ev ya da araba alabiliyorlardı. Refah ve huzur vardı. İş ve aş vardı. Tencere her zaman kaynardı.
Ne zaman? Yıllar önce!
Peki bu gün?
Hepsi geçmişte kaldı. Hayal oldu. Çünkü siyaset eliyle politikacılar ülkenin hayallerini çaldılar.
İnsanlar yine siyaset ile ortadan ikiye bölünüp bugün ekmek askıda kampanyası gibi demokrasi-hukuk-insan hakları ve yaşam adına doğuştan elde ettiği tüm haklar askıda.
Yine;
Bırakınız aylık bir işi; haftalık- günlük- saatlik iş ile bu gün çalışanlar, anne ve baba hatta dedeleri gibi düzenli çalışıp bırakınız emekli olmayı, sonunda ev ya da araba almayı, bu gün artık Türkiye’de ev ve araba almak, rüya da bile hayal oldu.
Emekli olmak mı? O daha da zorlaştı.
2023 giderken, 2022’den-2021’den-2020’den-2019...vs. daha kötü bir dönemi bize bırakıp gidiyor. Çünkü 2018’de değişen sistem ile ülke bugün artık siyasi-sosyal-ekonomik ve askeri anlamda alınan kararlar tek bir kişinin iki dudağı arasın da olunca, maalesef kimse sistemin dışına çıkamıyor. Karar veren tek kişi. Konsensüs yok. O ne derse o.
Demokrasi-insan hakları-kültür- siyasi-hukuk ve diğer tüm normlar bu anlamda dezenformasyona uğrarken; gençlerin-çalışanların-üretenlerin-vatandaşların ve emeklilerin umutları da çalınarak; derin bir yoksulluk ve geleceksizlik hiçte hak etmediğimiz bir düzeni bize dayatanların mutlu, diğer kesimin ise mutlu olmadığı hatta pişman-çaresiz ve umutsuz olduğu bir yılı geride bırakıyoruz.
Umutsuz-yorgun-çaresiz bir halk, 2024 gelirken yine yüksek enflasyon-hayat pahalılığı-ücret adaletsizliği şeytan üçgeninde kıskaca alınırken, 2024’ten beklenti de maalesef geminin limana girmeden daha battığının açık resmi olarak, 2024’ten beklentisi; sadece yaşanmaktır.
Yaşamak; sadece nefes almak ise eyvallah. Bu yaşamak değil.
Ama yaşamak; sadece yaşamak, Nazım Hikmet’in dediği gibi,
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan. Bu memleket bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşcesine. Bu hasret bizim mısralarıyla biten ‘Davet’ şiiri gerçekten güzel ve muhteşemdir.
Yaşamak ama kimseye el etek öpmeden. Kimseyi kırmadan. En önemlisi özgür-bağımsız-hür yaşamak bizim genlerimizde vardır. Birde bu ülkeyi bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine sahip çıkarak, bir ağaç ve bir orman gibi hep birlikte yaşamak.
2024 gelirken dedeler, nineler, babalar, anneler kendi çocuklarından ve torunlarından utanır oldular. Ama onların suçu yok.
Torunlarına ve çocuklarına bayram-doğum günü ve yılbaşında hediye alamadıkları ve cep harçlığı veremedikleri için.
Şimdi çocuklar ve torunlar dedelerini-ninelerini-babalarını maruz görsünler. Bu düzeni yaratan onlar değiller.
Bizler değiliz. Onlar..!
Sistem ve düzen bunu getirdi. Türkiye aslında büyük ve güçlü bir ülke. Ama politikalar ve sistem bugün bizi buraya getirdi. Evet 2024 geçip giden 2023’ten daha iyi olmayacak. Daha fazla kemer sıkılacak. Daha fazla fakirleşeceğiz.
Peki neden?
Kim suçlu? Kim sorumlu?
Bunun analizini ve sağlamasını yaptınız mı? Yoksa yine aynı nağme ve nakaratları söylemeye devam mı ediyorsunuz? Tercihleriniz, rant sevdanız bugün geldiğimiz durumun sorumlusu sizlersiniz. Hiç öz eleştiri yaptınız mı? Yapıyor musunuz? Bizi yönetenler kadar sizlerde bu günkü durumdan sorumlusunuz!
Tek dileğim; bugün sistemin böyle olmasını isteyenlerin, yetmez ama evetçilerin-yandaşların-partizanların-oy verenlerin-halkın artık gerçekleri görmesidir. Tercihleri bugün geldiğimiz durumun sebep ve sonucudur.
Çünkü; Başka Türkiye yok...
Yaşamak sadece yaşamak; nefes almak değildir.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamak ve yaşlanmaktır...
Özgür ve bağımsız...
2024; kimsenin ötekileştirilmediği-söyledikleri ve yazdıklarından dolayı hapse girmediği-hukuk ve adaletin eşit uygulandığı-üniversitelerin özgür olduğu-insanlar arası ayrımın olmadığı-kemer sıkmadığımız-torunlarımıza ve çocuklarına hediye alabildiğimiz-çorbamızın kaynadığı-bacamızın tüttüğü ve en önemlisi Anayasamızın değiştirilemez hükümlerinin gündemde olmadığı-zenginliği-dil-din-mezhep ayrımı yapılmadan-vatandaşlar arasında ekonomik ve sosyal uçurum olmadan güzel bir yıl ve ülke olmasını diliyorum. Tabi savaşsız bir 2024 diliyorum.
Çok bir şey değil. Çok bir şey istemiyorum. Biliyorum zaman tersine işlemez. Geçmiş geride kaldı. Ama gelecek hepimiz için iyi olsun istiyorum. Çünkü bu gün yaşadığımız çaresizliğin-fakirliğin-adaletsizliğin sorumlusu biz değiliz.
Sadece iyi şeyler düşünüp, iyi dileklerde bulunuyorum hepimiz ve ülkem için.
Çünkü 2023 bizi çok üzdü. Çok.
İyi seneler hepinize...
2024 hepimize iyilikler getirsin.
Yine bir ağaç ve orman gibi hür ve özgür yaşayalım.
Ve kendimize şunu soralım.
Neden geçmişi arar olduk? Niçin bugün çaresiz-amaçsız ve geleceksizlik kaygısı yaşıyoruz?
Neden?
Sevgiyle kalın...
Can Emre 29 ARALIK 2023