Uğur, susuzluğa son adım kaldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Balıkesir’in can damarları kuruyor.
İkizcetepeler Barajı % 20, Gönen Barajı % 32 doluluk oranıyla kritik eşiğin altına indi.
Bu sadece bir uyarı değil, doğanın kırmızı alarmıdır.
Yıllardır söylüyoruz, bilim insanları uyarıyor, üreticiler feryat ediyor. İklim değişikliği kapımızda değil, artık evimizin içinde. Kuraklık artık mevsimsel bir sıkıntı değil, yapısal bir krizdir.
Tarım alanlarında çatlayan topraklar, susuz kalan hayvanlar, verimi düşen tarlalar…
Sanayide üretimi sekteye uğratan su kıtlığı…
Musluktan damla damla gelen suya mahkûm olan haneler…
Bu tabloyu görmezden gelmek, geleceğimizi bile bile susuzluğa teslim etmektir.
Tarımda plansız sulama artık lüks değil, suçtur.
Endüstride suyu hoyratça tüketmek, doğaya ihanettir.
Evlerimizde, işyerlerimizde suyu boşa akıtmak, çocuklarımızın boğazından suyu çekmektir.
Artık söz değil, radikal eylem zamanıdır.
Tarımsal sulamada damla ve yağmurlama sistemleri zorunlu duruma gelmelidir.
Endüstriyel tesislerde gri su kullanımı ve geri dönüşüm sistemleri teşvik değil, zorunluluk olmalıdır.
Şehirlerde su kullanımında kısıtlamalara gidilmeden, kamu spotları ve yerel yönetim işbirliğiyle bilinçlendirme kampanyaları başlatılmalıdır.
Tarım, sanayi ve hane halkı birlikte hareket etmezse, bu kuraklık bir sonraki adımda bir su kıtlığına, ardından da bir gıda krizine dönüşecektir.
Bugün önlem almazsak, yarın çocuklarımız susuz ve aç kalacak.
Unutmayalım ki, su bir yaşam hakkıdır. İsrafı ise geleceğe ihanettir.”
