Bölge çalışmalarını sürdüren İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve Balıkesir Milletvekili Op. Dr. Turhan Çömez bugün Erdek ve Ocaklar'da temaslarda bulundu. Erdek'te İYİ Partiye olan katılımları sağlayıp rozet takan Çömez, şu açıklamayı yaptı:
“Tarım ve hayvancılık çöküyor. Girdi maliyetleri ile boşa çıkamıyoruz. Köyler boşaldı. Gençler köyleri terk etti. Artık çiftçilik yapmıyorlar. Yerlerine sığınmacılar geldi. Köyde 30-40 Afganlı var çalışan. Arazilerin çoğu satıldı, yabancı şirketler alıyor. Ovadaki çeltik tarlalarına atılan ilaçlar toprağımızı, suyumuzu zehirliyor. Derelerimizde balık kalmadı. Derelerden, kanaletlerden suladığımız domateslerimiz, biberlerimiz zehirleniyor, kuruyor, verim düşüyor. Bu zehirli su, Marmara Denizi’ne akıyor.
Tarımı bitirdiniz, hayvancılığı yok ettiniz, doğayı mahvettiniz! Bunun bedelini biz de, gelecek nesiller de çok ağır ödeyeceğiz.
Yazık bu ülkeye!”
Op. Dr. Turhan Çömez; "Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Temel problem ekonomi. Sahadasınız, sokaktasınız; olanı biteni görüyorsunuz. Köyleri dolaşıyoruz köylü bitmiş. Çiftçi ve hayvan yetiştiricisi yok olma noktasında. Maalesef Türkiye’yi çok ciddi bir gıda yokluğu, gıda krizi ve gıda enflasyonu bekliyor. Bunun temel sebebi, yıllardan beri iktidarın beceriksiz, çapsız ve bana göre ihanete varan politikalarıdır. Bu ülke hayvan, buğday, mısır ve pamuk ithal eden bir ülke olmamalıydı. Artık her şeyi ithal ediyoruz ve ithal ederken ödediğimiz para da kendi paramız değil. O parayla borç alıyor, tefecilerden aldığı parayla ithal ediyor ve o tefecilere de akıl almaz faizler ödüyor. Bu faizler de cebimizden vergi olarak çıkıyor, enflasyon olarak yansıyor, hayat pahalılığına, yokluk ve sefaletin artmasına sebep oluyor.
Sanayi çökmüş durumda. Sadece tarım ve hayvancılıkta değil, sanayinin birçok kolunda, başta tekstil olmak üzere çok ağır bir kriz yaşanıyor. Türkiye’nin her yerinde durum aynı. Şu anda 13,5 milyon işsizimiz var. Evinde oturan, ev genci dediğimiz ve ailesinden para isteyemeyen 5,5 milyon genç, çaresizce, umutsuzca bekliyor. Ne yazık ki hepsi hayal kuramıyor ve baktıkları tek yer yurt dışı; ‘Acaba nasıl gideriz?’ sorusunu düşünüyorlar. Sokaklarda çeteler hâkim. Uyuşturucunun geldiği nokta çok ciddi. Emekçiler 16-17 bin lirayla geçinmeye çalışıyor. Kıyma fiyatı 700-800 lira. Dünyada etin en pahalı olduğu ülke burası. İngiltere’de kıyma 280 lira, bizim ülkemizde 700 lira. Neden? Çünkü beceriksizlik var. Kendi hayvanlarımızı sattık, telef ettik. Şu anda harıl harıl hayvan ithal ediyoruz.
Tüm bunları konuşmak ve çözüm üretmek varken, iktidar milletin önüne bir komisyon diye bir kurum koydu. Hadi bununla oturun, meşgul edin. Neymiş efendim, bu komisyonla Türkiye’de terör bitirilecekmiş. Terörün bitmesine hayır diyen her kim varsa vatan hainidir. Ama şu soruları sormamız gerekir: 23 yıldır neredeydiniz ve neden yapmadınız? Hangi adımları attınız, hangi adımları atmadınız? Daha düne kadar İçişleri Bakanımız ‘86 tane terörist kaldı, ayakkabı numaralarını biliyoruz’ diyordu. Şimdi oturup pazarlık yapıyorsunuz teröristlerle. Neden? 2014 yıllında Erdoğan’a bütün yetkileri veren bir yasa geçti Meclis’ten. Diyor ki her türlü yetkinle terörü bitir. Ama bir adım atmamışsın. Şimdi diyorsunuz ki, ‘Bu komisyona gelin, gelmezseniz terörsüz Türkiye istemiyor musunuz?’ Biz terörsüz Türkiye istiyoruz ama hainlerle ve çetelerle pazarlık yapılan bir ülke istemiyoruz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kandil’le pazarlık yapamaz. Ona kurucu önder diyemez. Bu ülkede bir tane kurucu önder var; o da Atatürk’tür. Ülkeyi bu hale düşürdüler. İşte bu nedenle hepimize tarihi bir sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğu hakkıyla ve layıkıyla yerine getirmezsek, çocuklarımız bizden hesap soracak. ‘Size böyle mi bırakıldı bu ülke?’ diyecekler.
Sanayisi çökmüş, ekonomisi yerde bir olmuş, toprakları satılmış, madenleri talan edilmiş, bazılarına peşkeş çekilmiş, gırtlağına kadar borç batağına batırılmış bir ülke. Bizim tarihi bir sorumluluğumuz var, arkadaşlar. Onun için gece gündüz çalışacağız. Bugün yaptığımız mücadele, verdiğimiz mücadele sadece bir siyasi mücadele değil; aynı zamanda bu ülkeyi ayağa kaldırma mücadelesidir. Bu ülkeyi bölünmekten ve yok olmaktan kurtarma mücadelesidir. Onun için hepimize düşen tarihi bir sorumluluk var. Biz sadece bir siyasi parti kardeşi değiliz. Birbirimize dava arkadaşı, yoldaş ve kardeş olarak bağlıyız. İnşallah el birliğiyle, omuz omuza, Kuvâ-yı Milliye ruhuyla bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracağız."