KORONA ViRÜSÜN KDV’Si

KORONA ViRÜSÜN KDV’Si

Bağımsız Denetçi SMMM Serkan Kumdakçı, Covid-19 virüsü sonrası gerçekleşen vergi düzenlemelerini anlattı.

CSK Denetim ve Mali Müşavirlik’in sahibi Bağımsız Denetçi ve S. M. Mali Müşavir Serkan Kumdakçı Covid-19 virüsü sonrası gerçekleşen vergi düzenlemelerini anlattı. 

"2019’un son günlerinde ilk kez Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs küresel salgınının dünya üzerinde yayılmasını haber bültenlerinde izlerken 11 Martta ilk vakanın ülkemizde de görülmesi ile birlikte bir anda kendimizi bir korku filminin setinde bulduk" ifadelerini kullanan Kumdakçı sözlerine şöyle devam etti: "Ülkemizin sağlık politikaları salgını daha makul düzeyde atlatmamız açısından umut verse de yinede endişeli bekleyişimiz devam ediyor.Ülke genelinde evde kalma konusunda bir irade ortaya koymaya çalışsak da dönmeye devam eden ekonomi çarkları bazı kesimler açısından hala çalışma ortamlarında içerisinde bulunmayı zorunlu hale getiriyor. Devlet bütçesi olarak bütçe gelirlerimizin yaklaşık %90 'ının vergi gelirlerinden oluştuğu düşünülürse , salgın dolayısı ile devletin sağlık politikalarının yanı sıra vergisel anlamada mali politikalarının da ne kadar önemli olduğu daha net anlaşılacaktır. Bu dönemde hem vergisel olarak hem istihdam ve sosyal güvenlik anlamında bir çok düzenleme yapıldı ve yapılmaya devam ediyor."

Bu dönemde en çok telaffuz edilen kavramlardan biri ‘’ Mücbir Sebep ‘’ yani ; önüne geçilmesi elde olmayan, istek dışında dışında oluşan olağanüstü durum. Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere , ortada bir mücbir sebep durumunun olduğu sanırım su götürmez bir gerçek. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından İlk önce vergisel anlamda mücbir sebep hali içerisinde olan sektör belirlemeleri yapıldı. 24 Mart tarihli 518 sayılı VUK genel tebliği ile; AVM ler dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik, madencilik, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv, araç kiralama, depolama faaliyetleri ,ulaşım, sanatsal hizmetler, matbaacılık, konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil , etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükelleflerin bu salgından etkilendiği ve mücbir sebep halinde olduğu belirlendi.

Mücbir sebep hali içerisinde olan sektörlerde faaliyet gösteren firmaların KDV-Muhtasar-Ba/Bs –Defter Beratları gibi beyan süreleri, temmuz ayına ( 27 Temmuz ) bu beyanlara ilişkin ödemeler sırası ile Ekim-Kasım-Aralık aylarına ertelendi. Aynı şekilde Sosyal Sigortalar kurumuna yapılacak ödemeler de aynı takvimler dahilinde ertelendi.

Yapılan işlem çok yerinde ve zamanında, ama bu sektör ayrımı biraz mağduriyet yarattı,mesela bir inşaat şantiyesi düşünün burada elektrik taşeronluğu yapan firma bu salgından etkilenmemiş ama ana müteahhit inşaat şirketi salgından etkilenmiş gibi bir durum oluştu. Bu tip vergi ertelemesi müessesesinden hiçbir sektör ayrımı gözetmeksizin tüm sektörleri faydalandırmak sanırım daha yerinde bir karar olurdu.Şunu da kabul etmek gerekir perakende yada toptan gıda ticareti yapan firmalar dışında tüm sektörler bu krizden fazlasıyla etkilendi.

Bu mücbir sebep durumunun belirlenmesinde bu kez NACE kodu adıyla bilinen ada faaliyet kodları sıkıntı yarattı. Çünkü Hazine ve Maliye bakanlığı Mücbir sebep halindeki şirketleri belirlerken sektör ayrımını NACE koduna göre yapıyordu. Ama bu kez NACE kodu farklı, yaptığı faaliyet farklı olan firmalar mağduriyet yaşama endişesine kapıldı. Bu durumu da Gelir İdaresi Başkanlığı 03.04.2020 tarihinde yayınladığı bir iç genelge ile düzelmeye çalıştı. Firmaların NACE kodlarının herhangi başka bir tespite gerek kalmaksızın,elde ettikleri oransal gelir dağılımına göre yeniden belirlenmesine imkan tanındı.

Tabi yapılan bu düzenlemeler mükelleflerin mağduriyet yaşamaması adına yapıldı ama en başta sektör ayrımı yapılmaksızın tüm mükellefler "Mücbir Sebep" kapsamına alınsa daha yerinde bir düzenleme olurdu diye düşünmeden edemiyoruz.

Kısa Çalışma Ödeneği de İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında sağlanan bir imkan olarak, bu salgın dolayısı ile iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltan veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durduran iş yerlerine işçi maaşlarının bir kısmının devlet tarafından karşılanması olarak sunuldu.

Burada ödenecek ücret hesaplaması, sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak günlük ortalama kazancın %60’ı üzerinden yapılmaktadır. Bir işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, işverence Kuruma yapılan başvurunun uygun bulunmasının yanında, kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde kesintisiz çalışmış olması ve son üç yıl içinde adına en az 600 gün işsizlik sigortası primi bildirilmiş olması gerekmektedir. Asıl sorunda burada başlıyor , çünkü işsizlik sigortası almaya hak kazanmayan işçiler bu bahsedilen Kısa Çalışma Ödeneği nden de faydalanamıyor. Hal böyle olunca mesela, iş yerinde çalışmaya 4 aydan daha önceki sürede başlayan işçiler bu imkandan maalesef faydalanamıyor.

Bu konuda oluşan mağduriyet 16.04.2020 tarihinde yayınlanan 7244 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler ile giderilmeye çalışıldı. Bu yasa ile KÇÖ den faydalanamayan çalışanı ,ücretsiz izne ayırarak , günlük 39,24-TL ödeme alması sağlanabilecek şeklinde düzenleme yapıldı.

Bu kanunun genel gerekçesini şirketlerin varlıklarının sürdürülebilmesi açısından şirket likiditesinin Korunmasının sağlanması ve istihdamın devamlılığına yönelik bazı tedbirlerin alınması olarak özetleyebiliriz.

Yasal düzenlemelerden bazı ana başlıklar şöyle;

-Sermaye Şirketlerinden nakit çıkışlarını azaltmak ve likidite planlaması açısından , kar dağıtımı %25 ile sınırlandırılmıştır.

-Covid-19 Sebebiyle yapılan kısa çalışma ödeneği başvuruları uygunluk tespiti beklenmeksizin mükellef beyanına göre sonuçlandırılacaktır . Bu düzenleme ile KÇÖ ile ilgili bürokrasi azaltılması ve başvuruların daha hızlı sonuçlandırılması amaçlanmaktadır.

-Tüm iş yerlerinde işten çıkartma "Ahlak ve iyi niyet kuralına aykırı hareketler hariç olmak üzere" 3 ay yasaklanmıştır.

-İşveren tarafından ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmayan çalışanlar ile 15 Mart 2020 tarihinden sonra iş akdi feshedilenlere günlük 39,24 TL işsizlik fonundan ödeme yapılacaktır.

-Dernekler tarafından yapılacak bildirim ve beyanlar ile dernek toplantıları dahil bazı toplantılar ertelenmiştir.

Görüldüğü gibi bu salgından psikolojik olarak etkilenmenin yanı sıra ekonomik olarak da oluşan travmanın biraz da olsa üstesinden gelebilmek adına bazı düzenlemeler yapıldı. Kimine göre yeterli kimine göre yetersiz olarak görünse de en azından bu etkilerin azaltılması adına bazı adımların atılması memnuniyet verici olarak karşılanabilir.

Asıl mesele bence bu kriz ortamı bitip toz duman dağıldıktan sonra gün yüzüne çıkacak. Bu kez de sektörel bazda destek ve teşvik paketleri beklentileri oluşacak . Çünkü bazı sektörler gerçekten de bu süreçten sonra ciddi destekler bekliyor. Aklıma ilk gelen şehirler arası otobüs işletmeleri seyahat kısıtlamaları dolayısı ile bu süreçten çok yara alacağa benziyor aynı şekilde restaurantlar, hazır giyim ve AVM sektörleri bu süreçte hep kapalı kaldılar. Çarklar tekrar dönmeye başladığında bu sektörler başta olmak üzere tüm sektörler üzerinde yine vergiler üzerinden teşvik paketleri gündeme gelecektir. Örneğin; Hava yoluna uygulanan KDV indirimi karayolu ile insan taşımacılığı yapan firmalara uygulanabilir yine AVM lerde ödenen kiralardan alınan KDV belirli bir süre kaldırılabilir. Tabi bunları bu süreç bittikten sonra Hazine ve Maliye bakanlığımız en iyi şekilde değerlendirerek sonuçlandıracaktır.

Sonuç olarak devlet-millet el ele gerçekten zor bir süreçten geçiyoruz. Her kesim kendince fedakârlıklar yapıyor ve millet olarak Korona Virüs maliyetine( Koronavirüs + KDV ) olarak fazlasıyla katlanıyoruz. Umarım bu süreç en kısa zamanda atlatılır ve yine eski güzel günlerimize sağlıkla döneriz.