Eğitim Sen "EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR ARTMIŞTIR"

Eğitim Sen

Eğitim Sen, “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu hakkında hazırladığı raporu kamuoyu ve veliler ile paylaştı.

2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 20 Ocak 2023 yarın sona erecek ve iki haftalık yarıyıl tatili başlayacak. 

Eğitim Sen olarak, “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu” hakkında hazırladığımız raporu değerli basınımız, kamuoyu ve velilerimizle, paylaşıyoruz. 

2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 20 Ocak 2023 tarihinde sona erecek ve iki haftalık yarıyıl tatili başlayacak. MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) 17,5 milyon öğrenci bulunmaktadır, özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 578 bin 233 (yüzde 8)  iken, açık öğretimde okuyan 1 milyon 738 bin 198 öğrenci bulunmaktadır.

EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR ARTMIŞTIR

Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılırken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları 2022/’23 eğitim öğretim yılının ilk yarısında artarak sürdürülmüştür. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, erken çocukluk eğitiminden (okul öncesi) başlayarak çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemeyi sürdürmektedir.

Siyasi iktidar ve MEB’in bilimsel eğitim anlayışını dışlayarak hayata geçirdiği uygulamalar eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemeyi hızlandırmıştır. 

Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ülke ekonomisinde yaşanan sorunların ardından halkın en öncelikli gündemi olmayı sürdürmektedir. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk istismarı anlamına gelen çocuk yaşta evlendirmeyi engelleyen adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda yaşanan sorunlar sürmektedir. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştiği bir yarıyıl geride kalmıştır.

Eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındadır. Karma eğitimi hedef alan uygulamalar okul yönetimleri eliyle hayata geçirilirken, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin sendikamızın ve kamuoyunun tepki göstermesinin ardından gönülsüzce harekete geçmesi dikkat çekicidir.

Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. 

Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir. 

Eğitim, herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir haktır. Kamusal eğitimden uzaklaşıldıkça eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanağının ortadan kalktığı, eğitime erişim başta olmak üzere, pek çok konuda yeni eşitsizliklerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Kamusal eğitimden uzaklaşmanın iki temel sonucu bulunmaktadır: Birincisi, devlet okulu ve özel okullar arasındaki ayrımı, eşitsizliklere yol açacak biçimde derinleştirmektir. İkincisi ise kamusal eğitimin tasfiyesi devlet okullarını da ayrıştırarak zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar-şubeler oluşturulmasının önü açılmıştır.

Piyasacı eğitim sistemi, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflemiş, toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri daha da belirgin hale getirmiştir.

Başta öğrencilerimiz olmak üzere bütün eğitim emekçilerine iyi tatiller dileriz. Herkesin eğitim hakkından eşit faydalanabildiği laik, bilimsel, demokrasi , anadilde, kamusal eğitime ve ‘’eşit işe eşit ücret’’ ilkesinin hayata geçirildiği eğitim emekçilerinin ayrıştırılmadığı bir eğitim öğretim yılı dileriz..

                                                                          Eğitim Sen Bandırma Baş Temsilcisi

                                                                                       Erdal DOĞRU