DİNLER DEĞİŞMEZ!..

DİNLER DEĞİŞMEZ!..

DİNLER DEĞİŞMEZ!..

                Dinler değişmez!.. Ama hayat sürekli olarak da değişir!..

                Gazi Mustafa Kemal Paşa, demokrasinin, devrim diyalektiğine sığmadığını, geç de olsa anladı, ve toplum normları değişmedikçe, -bir başka deyişle- altyapı değişmedikçe üstyapı devrimi yapılamamaktadır! Meyveler olgunlaşmadan, ağacı silkelemenin yararı yoktu!

                Bir toplumun oluşmasını, dil, tarih ve bilgi etkiliyordu. ?EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR? diyordu ama, tarih de bir ?MÜRŞİT?´ti. Dil de mürşidin seviyesini belirliyordu! Din, ortak bir dünya görüşü sağlıyordu. Eğer bir toplum, ortak bir tarih şuurunu yaşıyor, ortak ve gelişmiş bir dil kullanıyor, ortak bir dinin sübjektif derinliğinde tutarlı ise; o toplum hem canlı, hem üretkendi.

                İşte Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu hedefe yelken açmış gidiyordu!

                Gazi için, Bolşeviklikle boğuşmak güç değildi. Çünkü, Bolşevikliğin toplumda alt yapısı yoktu! Bazı aydınların ve aydın özentisi hevesindeki işçilerin manifestosu idi! Cezalar, bu takımın susması için yeterli olduğu hâlde; derin bir alt yapıya sahip tutuculuk, cezayla istiklal mahkemeleri ile polisle bastırılamıyordu.

                Atatürk devrimlerini, güçlü bir karşı devrimi sindirebilse bile, silemiyordu!

Silmenin çaresi: Akla dayalı İslamiyet´i, akıl çizgisi içinde geliştirmekti!..

                Din, bir sistemdi. Demokrasi de bir sistemdi!.. İkisini bağdaştırmak, sistematize etmek gerekti. İlahî motifler, aklın ve icapların yarattığı dünyanın üzerine yerleşmeli ve bütünleşmeli idi!..

                Oysa ülke, bugün olduğu gibi, O günlerde de dolu idi.

                Şeyh Said´in ayaklanmasında gösterilen ?SEBEP?, Şeriat´tı!..

                Nitekim Gazi Atatürk, Hamidiye kruvazörü ile Karadeniz´de yaptığı bir gezi sırasında RİZE´ye uğramış, oradan hocalardan ibaret bir grup önüne çıkarak kendisinden ?MEDRESELERİN AÇILMASINI? istemişler, isteyebilmişlerdi! Gazi´nin, bu isteklere bağırarak verdiği cevap da çok da anlamlıdır!

                ?MEKTEP İSTEMİYORSUNUZ!

                OYSA MİLLET İSTİYOR!..

                BIRAKINIZ ARTIK BU ZAVALLI MİLLET, BU MEMLEKET EVLADI, YETİŞSİN!

                HAYIR EFENDİM MEDRESELER AÇILMIYACAKTIR!..

MİLLETE MEKTEP LAZIMDIR!?

Rizeli Hocalar, din ilimlerini: ?İLM-İ ÂLÂ? (En yüce ilim) diye adlandırırken, fizik, kimya, astronomi gibi bilgileri ?İLM-İ ÂDİ? (Sıradan ilim) diye tasnif eden; bu yüzden, fikir ve icat üreten bilgin yerine, es laftan alıntılarla geçinen, müderrisleri yetiştiren medreseler istiyordular!

Çağdaş Türkiye, bu isteklere, direnmelere rağmen kurulmuştur!

2019 yılı hali hazır mevcut günümüzde de hâlâ MEDRESE KAVGASI İÇİNDEYİZ!

DİN´LER DEĞİŞMEZ!..

AMA HAYAT SÜREKLİ DEĞİŞİR!..

BU İKİLEMİ NASIL OLUR DA HİÇ DE FARK EDEMİYORUZ?..

Hıristiyanlık, Luther akılcılığı ile hesaplaştıktan sonra, çağdaş Batı´nın temelleri atıldı.

İSLÂMİYET, AKIL DİNİDİR!..

HİÇBİR HESAPLAŞMADAN KAÇMAZ!

KAÇANLAR, DİNİ İSRAİLİYET VE İCADİYAT İLE DOLDURANLARDIR!

İslâmiyet, akıl köprüsünde kendi kendisi ile hesaplaşmadıkça bunu da göze almadıkça:

KÂBE HEVESLİSİ KARINCANIN ÜMİTSİZ İRADESİNİ YAŞAYIP GİDECEKTİR!..

?Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstesinden gelebilir.? Gazi Mustafa Kemâl Atatürk.

Kur´ân Ne Diyor?

?Kim güzel bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim kötülük yaparsa o da kendi aleyhinedir.?

(45. Câsiye Sûresi, 15. Âyet).