Tarih: 30.08.2017 14:37

CHP den alternatif 30 Ağustos

Facebook Twitter Linked-in

Bandırma´da 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenen resmi törenin ardından CHP Bandırma İlçe Örgütü de alternatif tören düzenledi. Cumhuriyet Meydanı´ndaki törende; Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından CHP, Eğitim İş, Genel iş sendikaları Atatürk Anıtına çelenk koydu. Törene; Belediye Başkanı Dursun Mirza, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, CHP İlçe Başkanı Atilla Atakay, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra 200 kişi katıldı. Törende konuşan Başkan Mirza, Bandırma adının Kurtuluş savaşının başlangıcında Bandırma vapurunda var olduğuna işaret etti. Atilla Atakay´da konuşmasına Nazım Hikmet´ten bir anekdot ile başladı. Atakay Konuşmasına şunları söyledi. ?

/resimler/2017-8/30/1440400482973.jpg

        "26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile biten ve emperyalist devletlerin işgal kuvvetlerini yurdumuzdan defeden bu savaş aslında Anadolu halkının Milli İradesinin bir tecellisidir? O zor günlerin karanlığında iradesini ortaya koyan Anadolu halkı bu günde üzerindeki kara bulutları kovacak güce ve iradeye sahiptir.."

 "Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Meydan Muharebesi´ni sevk ve idare ettiği Zafertepe´de 1924 yılında Büyük Zafer´in önemini şu şekilde ifade etmiştir. "... Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti´nin, genç Türkiye Cumhuriyeti´nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan kanlar, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır..." 

"Türkiye Cumhuriyeti´ni kuranların arasında başta Türk ordusu ve Başkomutan GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yer alır. Cumhuriyet´e düşmanlıklarını açıkça ilan edemeyenler, onu kuranlara ve felsefesine saldırarak Cumhuriyeti yok etme görevini dolaylı bir yoldan yerine getirmeye çalıştıklarını görüyoruz.."

"Devletin ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk´e, Annesine manevi kızına, silah arkadaşlarına TSK ya buldukları her fırsatta her türlü saldırıyı yapmaktan, kinlerini açıkça ifade etmekten kendilerini alıkoyamıyorlar."

"Bugün dahi çeşitli adlar altında soruşturmalarla ve davalarla Türk ulusunu ve ülkeyi bağımsızlığa kavuşturan, çağdaş bir ülke yaratan bu kuruma yapılanlar, verilen cezalar, yıpratma girişiminin yanı sıra Cumhuriyet´le hesaplaşma oyunlarıdır.  Ancak unutulmamalıdır ki yüce milletimiz ve şanlı Türk ordumuz asla ve asla emperyalist güçlere ve onun maşası içerideki düzenbazlara bezirgânlara hainlere geçit vermeyecektir."

"Gittikleri ülkelere demokrasiyi götüreceğini söyleyen emperyalist ülkeler, o ülke halklarına kan, zulüm ve gözyaşından başka bir şey götürmemişlerdir."

"Bağımsızlığımızı, egemen bir devlet ve ülke olarak onurumuzla ve namusumuzla yaşamamızı sağlayan, bu uğurda mücadele eden başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, erinden generaline kadar bütün şehitlerimize- gazilerimize-  askerlerimize, minnet ve şükranlarımızı bir kere daha ifade etmeyi bir borç biliyoruz..  30 Ağustos Zafer Bayramı´mız kutlu olsun."

/resimler/2017-8/30/1446592521697.jpg

Tarih: 30 Ağustos 1961.

Nazım Hikmet, Budapeşte´deki Bizim Radyo´da Spiker Togay Benderli´ye konuşuyor.

Spiker: Bugün 30 Ağustos. Sizin ve dolayısıyla Türkiye halkının en büyük bayramlarından biri. Bu münasebetle hem size, hem bütün Türkiye halkını candan tebrik ederim. Acaba bize bu münasebetle bir şeyler söyler misiniz?

Nazım Hikmet: Evvela tebrikinize teşekkür ederim. Cidden, 30 Ağustos bizim Türkler ´in en büyük bayramlarından biri ve zannediyorum ki yalnız bizim değil; insanlığın bayramlarından biri. Çünkü 30 Ağustos´ta ilk defa biz Türkler insanlığa, sömürgeciliğe karşı ve emperyalizme karşı muzaffer olabilmenin yollarından birini gösterdik. Bu da sömürgeciliğe karşı silah elde çarpışmakla olur.

Ve sömürgeciliğin her şeye rağmen yıkılmaya mahkûm olduğunu gösteren milletlerden biri de benim milletimdir. Bunun için cidden bu bayram büyük bayramdır. Ve bir daha tekrar ediyorum: Yalnız Türk milletinin bayramı değil, insanlığın da bayramlarından biridir.

Ben, yalnız izin verirseniz bu bayram günü benim "Milli Kurtuluş Destanı" ismindeki şiirimden kısa bir parçayı okumak istiyorum. Zannederim bu şiirden size muhtelif parçalar okumuştum zaten. Şimdi kısa bir parçayı okumak istiyorum. Büyük Taarruz´a takaddüm eden son saatleri, en son dakikaları okumak istiyorum.

(Nazım Hikmet konuşmasının ardından şiiri okuyor?)

/resimler/2017-8/30/1448215023215.jpgo

BÜYÜK TAARUZ

Dağlarda tek Tek, ateşler yanıyordu.

Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki

Şayak kalpaklı adam

Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

Güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,

Birden bire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar ?üç´ dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun kenarına kadar,

Eğildi durdu.

Bıraksalar, ince uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe´den Afyon Ovası´na atlayacaktı.

?Dörtnala gelip Uzak Asya´dan, Akdeniz´e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim?´

Bu savaşta Yunan Ordusu´nun zayiatı 100.000´in üzerindeydi. Batı Anadolu,  geri çekilen Yunan Ordusu tarafından uygulanan yakıp yıkma taktiği ile büyük ölçüde harap olmuştur.

Meydan savaşından sonra, çevreyi gezen Mustafa Kemal Paşa, düşmanın ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini, ölülerini, sürü sürü esirin kafilelerle geriye götürülmesini gördükten sonra çok duygulanmış ve yanındakilere,

"Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir" demiştir.

Savaştan hemen sonra, Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ordulara şu ünlü emri vermiştir:

"Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz´dir. İleri!"

Bu emir doğrultusunda üç koldan İzmir´e ilerleyen ordu; 1 Eylül´de Uşak´ı, 2 Eylül´de Eskişehir´i, 6 Eylül´de Balıkesir ve Bilecik´i, 7 Eylül´de Aydın´ı, 8 Eylül´de Manisa´yı geri aldı ve 9 Eylül´de İzmir´e girdi.

/resimler/2017-8/30/1520471780019.jpg

Bu savaşın sonuçları..

Büyük Taarruz,  o tarihe kadar yaklaşık 200 yıldan beri Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan ilk taarruz savaşıdır. Çanakkale ve Sakarya´da Türk zaferi, hücum eden düşmanı durdurmakla sınırlı kalmıştır. Oysa Başkumandan Meydan Muharebesi´nde düşman ordusu topyekûn yok edilmiş, yaklaşık 150.000 kilometrekare alan 14 gün gibi kısa bir sürede ele geçirilmiştir.

Zafer, Yunan işgaline son vererek Kurtuluş Savaşının kesin bir askeri sonuca ulaşmasını sağlamıştır. Böylece Türk tarafı Lozan´da önemli bir diplomatik avantajla katılmış, askeri durumun barış görüşmelerinde aleyhte pazarlık kozu olarak kullanılmasını önlemiştir. (Taarruz olmasaydı Yunan ordusu belki İzmir´e çekilecek, barış konferansında Yunanların İzmir ve Ayvalık´taki durumu pazarlık konusu olacak, bu yerler sonuçta bir olasılıkla kurtarılsa bile karşılığında birçok taviz verilecekti.)

Mustafa Kemal Paşa´nın Anadolu hareketi üzerindeki önderliği bu zaferle pekişmiş, böylece zaferden sonra kurulacak olan siyasi düzenin temelleri atılmıştır. O düzen demokratik laik Türkiye Cumhuriyetidir.

30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun.. 

/resimler/2017-8/30/1521197874598.jpg




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —