Tarih: 30.11.2012 20:15

Bakan hakkında gensoru verdi

Facebook Twitter Linked-in





CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça AKP hükümetine oltadaki balık olmayın” uyarısı yaptı.


Cumhuriyet Halk Partisi Grubu'nun devlet eliyle yapılması gereken bor tuzlarının aranması ve işletilmesi işlerini, ihale ile özel şirketlere yaptırdığı ve bu ihalelere kamu ihalelerine katılması yasaklı kişilerin katılmasına izin verdiği için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi üzerine TBMM Genel Kurulu'nda önerge sahibi olarak söz alan CHP Balıkesir Milletvekili Havutça, Başbakan'ın bile itiraf ettiği bir gerçekle karşı karşıya olunduğunu söyledi. Havutça, Başbakan'ın Türkiye ham bor satarak yıllarca sömürüldüğünü” ifade ettiğini hatırlattı konuşmasında, Başbakan'ın tespiti son derece yerinde ve doğru bir tespit. Fakat bizim oralarda bir söz vardır: ‘Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.' Yani çoklukla düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan, bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felâkete düştükten sonra aklını başına toplar; kendine gelip uyanır. Ama dövünmesi, çırpınması bir fayda vermez; çünkü iş işten geçmiş olur. İşte tam da bu noktada, Başbakan'ı geleceğimizin, ülkemizin serveti Bor madenlerimiz konusunda, muhalefet görevimizi yerine getirerek olacakları hesaplaması için uyarma gayretindeyiz” dedi.

Bor Madenini Önemsizleştirmeyin”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın yeni kullanım alanları bulunmazsa borun bir anlamı yok`` dediğini anımsatan Havutça,  Bakan'ın bor madenini değersizmiş gibi göstermeye çalıştığını söyledi. Havutça,

Sayın Bakan sormak istiyorum. Siz hükümet değil misiniz? Yeni kullanım alanlarının yaratılması için politika, yeni proje üretmiyorsunuz? Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN)'i, Türkiye`de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini teminen değişik alanlarda kullanıcıların araştırmaları için 2003 yılında sizin hükümetiniz kurmadı mı? 10 yıldır BOREN ne yapıyor? Niye kurdunuz BOREN'i?” diye konuştu.

Havutça'nın konuşması şöyle:

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;

Devlet eliyle yapılması gereken bor tuzlarının aranması ve işletilmesi işlerini, ihale ile özel şirketlere yaptırdığı ve bu ihalelere kamu ihalelerine katılması yasaklı kişilerin katılmasına izin verdiği için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak verdiğimiz gensoru üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Değerli Milletvekilleri;

Bugün Sayın Başbakan'ın bile itiraf ettiği bir gerçekle karşı karşıyayız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, ``Türkiye, bor ürünleri yatırımları kapsamında ham bor satarak yıllarca sömürüldü, bu da böyle biline.`` Başbakan'ın tespiti son derece yerinde ve doğru bir tespit. Fakat bizim oralarda bir söz vardır: Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.” Yani Değerli Milletvekilleri, çoklukla düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan, bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felâkete düştükten sonra aklını başına toplar; kendine gelip uyanır. Ama dövünmesi, çırpınması bir fayda vermez; çünkü iş işten geçmiş olur. İşte tam da bu noktada, Sayın Başbakan'ı geleceğimizin, ülkemizin serveti Bor madenlerimiz konusunda, muhalefet görevimizi yerine getirerek olacakları hesaplaması için uyarma gayretindeyiz.

Sayın Milletvekilleri;

Bor madenlerimiz uluslararası sermayenin iştahını kabartıyor. Onlar, bu zenginliğimizi sömürmek, ellerine geçirmek için her türlü yolu deniyor. Biz de siz AKP hükümetine diyoruz ki, oltadaki balık, ağa takılan balık olmayalım! Çünkü, Bor madeni ülkemiz için son derece önemli dünya konjoktörünü etkileyen stratejik bir madendir. Bor minerallerinin, son derece özel kimyasal yapıları nedeniyle, hammadde, rafine ürün ve nihai ürün şeklinde 250'yi aşan kullanım alanı bulunmaktadır.   Sanayinin tuzu” olarak da adlandırılan borun kullanımı ve bor minerallerine bağımlılık, her geçen gün gelişen teknoloji ile birlikte artmaktadır.

Cam Sanayi, Seramik Sanayi, Temizleme ve Beyazlatma Sanayi (Deterjan), Alev Geciktiriciler, Tarım, Metalurji, Nükleer Uygulamalar, Bor Fiberleri , Enerji, Sağlık, Çimento kullanılabilen bor, özellikle Uzay ve Havacılık sektöründe füze yakıtı olarak kullanılabilmektedir. Hidrojen diboran ve hidrojen pentaboran gibi borhidrürlerin uçaklarda yüksek performanslı potansiyel yakıt olarak kullanımı konusunda çalışmaların mevcut olduğunu yani borun gelecek vaad ettiğini artık bilmeyen kalmadı. İşte tam da bu nokta herkesin bildiği, herkesin bilmemek, bilip de bilmezden gelmek siyaset ve devlet adamı olarak sorumluluğunu yerine getirmemektir.

Değerli Milletvekilleri;

Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız, borun bir potansiyel olduğunu dile getirmiş bir siyaset ve devlet adamıdır. Ancak, Sayın Bakan bu ifadesinin ardından borun bir petrol, bir doğalgaz gibi cepteki nakit para olmadığını da birkaç kez farklı yerlerde ifade etti. Hatta, Sayın Bakan, Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var, bunun da yüzde 72`si bizde. Ancak dünyadaki bor tüketimi yıllık 4 milyon ton. Yani bugünkü tüketimle dünyada bin yıl yetecek rezerv var. Türkiye olmasa bile 300 yıl yetecek rezerv var. Dolayısıyla yeni kullanım alanları bulunmazsa borun bir anlamı yok`` dedi. Sayın Bakan'ın bu ifadelerinden anlaşılıyor ki bor madeni için mevcut kullanım alanlarından başka yeni kullanım alanları bulunmazsa bor değersiz bir maden. Sayın Bakan sormak istiyorum. Siz hükümet değil misiniz? Yeni kullanım alanlarının yaratılması için politika, yeni proje üretmiyorsunuz? Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN)'i, Türkiye`de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini teminen değişik alanlarda kullanıcıların araştırmaları için 2003 yılında sizin hükümetiniz kurmadı mı? 10 yıldır BOREN ne yapıyor? Niye kurdunuz BOREN'i? Şimdi BOREN'e de haksızlık etmeyelim internet sitesine girip baktığımızda toplam 114 tamamlanmış proje bulunmaktadır. Balıkesir, Muğla, Dumlupınar, Çukurova, Selçuk ve Anadolu'nun bir çok üniversitesindeki değerli profesörlerin, doçentlerin ve proje yürütücülerinin emekleri olan araştırmalar var. Sayın Bakan bunlardan habersiz olmalı ki bor madenini küçümsüyor! Sayın Bakan'ın bor madenini önemsizleştirme ifadelerinin ardında özelleştirme gerekçelerinin olmadığını ummak istiyoruz.

Değerli Milletvekilleri;

Bor madeni bugün değersizmiş gibi gelebilir sizlere. Ya da bir takım çıkarlar uğruna değersizmiş gibi gösterebilirsiniz. Ancak, vurgulamalıyım ki, ham madene sahip olan ülkelerden ziyade, bu madenle ilgili teknolojiye sahip olan gelişmiş ülkelerin piyasaları kontrol ettiğinin bilinciyle politikalar üretmezseniz ülkenin geleceğini yok edersiniz! Bugün petrol olan ülkelerin elindeki güç dünyayı nasıl şekillendiriyorsa, geleceğin madeni olan bor da Türkiye'nin en önemli güçlerinden biri olacaktır. O nedenle, önemsizleştirmenin ardındaki özelleştirme tuzaklarından uzak durunuz. O nedenle konuşmama başlarken Başbakan'ın ``Türkiye, bor ürünleri yatırımları kapsamında ham bor satarak yıllarca sömürüldü, bu da böyle biline`` sözünün samimiyetine inanmak istiyoruz. Bor madenini hammadde olarak satmayın. Çünkü petrolün 25-30 sene ömrünün kaldığı biliniyor. Türkiye, 1000 yıl süreyle geleceğin enerjisinin sahibidir. Borda dünyanın en büyük rezervlerine sahibiz. Ancak bor'u ihraç ettiğimiz ülkeler, Bor'u işleyerek elde ettikleri değişik sektörlerde kullanılan ara madde, hammaddeleri, bizim ihraç fiyatımızın 10-20 katı bedelle işleyip bize ve tüm dünyaya satıyorlar. Türkiye Bor madeni dünya piyasasında rezervleri ile orantılı bir üstünlüğe sahip olamamıştır. Gelişmiş ülkeler sanayilerinin pek çok alanında alternatifi olmayan, hammaddede büyük oranda Türkiye'ye bağımlıyken, Türkiye bu avantajını iyi değerlendirememektedir.

Sayın Milletvekilleri;

Her ülke çok doğaldır ki, kendi yeraltı kaynaklarını stratejik olarak kabul eder ve bu doğrultuda gerekli önlemleri alır. Türkiye de genel kurallar kapsamında kendi çıkarlarını koruyucu ve kollayıcı gereken yasal önlemleri almış, bor madenini stratejik maden kabul ederek genel politikasını bu yönde belirlemiştir. Türkiye, merhum Ecevit döneminde 1978 yılında önemli bir çalışma yaparak, bor madenlerini devletleştirmiştir.

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ilgili yasalar çerçevesinde ülkemiz bor minerallerinin üretilmesi, işletilmesi ve pazarlanması görevini yerine getirmektedir. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü kendisine bağlı Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları, Kırka Bor, Emet Bor, Bigadiç Bor İşletme Müdürlükleri ve İstanbul, İzmir, Bandırma, Değirmenözü Lojistik Müdürlükleri ile birlikte Yurt Dışı Temsilcilikleri ve İştirakleriyle Madencilik, Metalurji ve Kimya alanlarında faaliyet gösteren uluslararası bir kuruluştur. Bor madenleri, Burhaniye'den Savaştepe'ye, Susurluk'tan Dursunbey'e, Bigadiç'ten Sultançay'ına, Bursa Kestelek'ten Sındırga'ya, Kütahya Emet'den Eskişehir Kırka'ya kadar 1 milyon 700 bin hektarlık bir Bor maden rezervleri alanı kamulaştırılmış durumdadır. Bu alanların etrafında dolanan uluslararası şirketlerin çıkarlarına karşı bir duruşumuz olmalıdır. Bu karşı duruş her müdahaleye rağmen Türkiye'nin zenginliklerinin kamu eliyle işletilmesi ile sağlamlaşacaktır.

Bu zenginliğimizin kamu eliyle yürütülürken uygulanan taşeron ve sözleşmeli istihdamdan vazgeçilerek, sosyal güvencesi olan kadrolu kamu görevlileri ve işçilerle yapılması bu rezervlerimizin ve işletmelerimizin milli bir politika olarak değerlendirilmesi açısından da yaşamsal bir önem arz etmektedir. Bugün, hizmet alımıyla istihdam edilen Bandıma'da 358, Kırka'da 198, Emet'de 518, Bigadiç'te 693 ve Merkez'de 379 olmak üzere toplam 2.146 kişidir. Yılda 47.238.168 lira hizmet yoluyla istihdama ödeniyor.  Hizmetlerin tamamının kamu işçiliği marifetiyle yapılması halinde yıllık ödenecek tutar 69.083.288 lira olacak deniyor ve kamu işçiliği için 21.845.112 lira fazla ödeme yapılması durumundan Hükümet şikayet ediyor. Oysa Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 841 milyon TL`lik kar ediyor. Bunu iş güvencesi talep eden taşeron işçiden, emeğinin karşılığını isteyenden esirgemek hangi adalet anlayışının ürünüdür? Bu emekçiler kadroya alınmalıdır. Böylelikle hem iş güvenceleri sağlanacak hem de stratejik ürün olan bor madeni, taşeronlaştırma politikaları ile özelleştirme gayretlerinden sakınılacaktır.








Orjinal Habere Git
— HABER SONU —