Arıların ekosistemimiz için olan değerini biliyoruz, peki ya arıcılarımız için arının değerini biliyor muyuz? 40 yıllık Bal Üreticisi Ahmet Bağran Aksoy, “Marmaris, Türkiye’de üretilen çam balının yüzde 80’ini tek başına karşılıyor. Zaten iklim koşulları nedeniyle zorlu geçen 2 yılın ardından böyle bir felaketle karşılaşan arıcılarımızın bu zorlu süreci atlatması için devletimiz zorda kalan arıcılara tüm imkanlarıyla topyekün destek olmalı” diyerek yapılabilecek destekleri anlattı.
Sera gazlarının artmasıyla meydana gelen küresel ısınmanın sonucu olarak ortaya çıkan iklim değişikliği, arı nüfusunu tehlikeye sokan ciddi bir etken olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliğinin yarattığı olumsuzluklarla son 2 yıldır mücadele eden arıcılar, Marmaris yangınıyla kaybettiğimiz 3 bine yakın kovanla daha da büyük bir yara aldı.
ABD Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre arılar, çiçekli bitkilerin yüzde 80’ini ve sert kabuklu yemişlerin, meyvelerin ve insanların yediği sebzelerin yüzde 75’ini tozlaştırıyor. Dünya gıda üretiminde büyük bir paydaya sahip olan arıların yok olması demek tarım sayesinde elde ettiğimiz besinlerimizin tükenmesi anlamına geliyor. Ayaklarında polen taşıyan arılar 130 binin üzerinde farklı bitkinin üremesini sağlıyor. Bir kovan arının, 1 günde 400 kilometrelik bir alanı dolaşarak 1 milyonun üzerinde çiçeğin döllenmesini gerçekleştirdiği biliniyor. Bir kovan arının bir günde gerçekleştirdiği polenleme işleminin insan yoluyla gerçekleştirilmesi neredeyse imkânsız.
ARICILARA TAM DEVLET DESTEĞİ GEREKİYOR
Etabal Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, ‘’Arılar insanlığın geleceği için hayati önem taşıyor. Onlar olmadığında gidip piknik yapacak bir ormanımız, kahvaltıda yiyecek domatesimiz, özel bir günde sevdiğimize hediye edeceğimiz bir çiçeğimiz bile olmayacak. Marmaris’te hayatını kaybeden binlerce canımız için çok üzgünüz. Marmaris’teki arıcılarımızın yaşamlarını sürdürebilmeleri ve çok değerli olan Marmaris çam balının devamlılığı için, Türkiye arıcıları olarak onlara desteği esirgemeyeceğiz’’ şeklinde konuştu.
Aksoy, ‘’Arıcılığın devam etmesi ve bölgedeki arıcıların eve ekmek götürebilmesi her geçen gün daha da zor hale geliyor. Arıcıların zorda kalması, onları arıcılığı bırakmaya, yeni ekmek kapıları aramaya itiyor. Bu, özel olarak sadece Türkiye ve Yunanistan’ın Ege kıyılarında üretilen bal olan çam balının da üretiminin tehlikeye gireceği anlamına geliyor. Arıcıların zor durumda kalmaması için biz elimizden geleni yapacağız ancak en önemlisi devletimizin arıcılara tam destekte bulunmasıdır’’ dedi.
DESTEK HAMLELERİNİ SIRALADI
Ahmet Bağran Aksoy, arıcılığın canlanması için devletin gerçekleştirebileceği destek hamlelerini sıraladı;
‘’Kovanları yanan, geçimini arıcılıkla sağlayan, başka da bir geliri olmayan arıcılara özel destekler yapılması.
Yanmamış bölgelerin aracılığın hizmetine sunulması, arıcılar için yeni bölgeler tayin edilmesi.
Kovanlarını kaybeden arıcılara kovan desteği verilmesi.
Yeni dikilecek çam fideleri yetişkin hale gelene kadar bölgenin ekosistemine katkı sağlayacak ve arıların da faydalanabileceği flora zenginliği oluşturabilecek bitkilerin dikilmesi.
Karşılıksız veya uzun vadeli, faizsiz kredi desteği verilmesi.
Arıcıların devlete olan vergi, kredi vs. borçlarının ertelenmesi veya affedilmesi.
Mecliste bir komisyon kurulması.”
Ahmet Bağran Aksoy ayrıca; Ege bölgemizde, özellikle Marmaris’te yanan kovanların bal fiyatlarını da olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtti.