AKP'den Öğretmen Sorunlarına Red!

AKP

CHP`nin, öğretmenlerin sorunlarıyla ilgili araştırma önergesinin görüşülmesini içeren grup önerisi TBMM Genel Kurulu`nda kabul edilmedi.

CHP; TBMM Danışma Kurulu`nda toplanamadığı için önerisini Genel Kurul`a taşıdı. Öğretmenlerin özlük, ekonomik, demokratik hak sorunları üzerine 2 yıl önce hazırlayıp verdiği araştırma önergesinin gündeme alınması hakkında CHP Grubu adına konuşan CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, 23 Kasım`da sorunlarını dile getiren öğretmenlerin gaz saldırısına uğradığını, şiddete maruz kaldığını fotoğraflarla gösterdi. 11 yılda iktidarın, öğretmenlerin hiçbir sorununu çözmediğini savunan Havutça, “Öğretmenler, haklarını aramak, sendikal haklarıyla ilgili taleplerini haykırmak için Ankara`daydılar. Öğretmenlerimiz terörist değil, Türkiye Cumhuriyetinin öğretmenleri, liselerde, ortaokullarda bize ders veren öğretmenler” dedi.

Öğretmenlerin bir yığın sorunu bulunduğuna dikkat çeken Havutça, öğretmenlerin sorunlarıyla ilgili, hiç kimsenin duyarsız kalmasını düşünemedikleri ifade etti. Havutça, “Ama gelin, bakın, on bir yıllık iktidarınız döneminde öğretmenlerin bir tek sorunu çözmediniz. En önemli sorun öğretmenlerin statüleri. Bakın, eskiden öğretmenler branşlarıyla anılırdı; Türkçe öğretmeni, tarih öğretmeni, sosyal bilgiler öğretmeni, matematik öğretmeni ama şimdi öğretmenlerimizin anılan statüleri sizin sayenizde ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen, part time öğretmene getirildi. Öğretmenlik mesleği kendi statüsünü bile koruyamayan bir düzeye getirildi” dedi.

“Öğretmenlik bir iş değildir” diyen CHP Milletvekili, öğretmenliğin bir meslek olduğu vurgusu yaptı. Havutça, şöyle devam etti:

“Öğretmen, geleceğin liderlerini yetiştirir, inançlı insanlarını yetiştirir; bu ülkenin değerlerini koruyan, tarihini bilen, bugününü bilen ve geleceğini şekillendiren insanları yetiştirir ama siz öğretmenleri parayla, pulla ticarileştirdiniz. Bugün, atanamayan 300 bin öğretmen var, on bir yıldan beri de bu, Türkiye`nin gündeminde. Sayın Başbakan, bizde, Türkiye`nin eğitim sisteminde birçok şeyden öğretmenler şikâyetçi. Evet, dershaneler sayesinde çocuklarımız hafta sonu kitap okuyamıyor, çocuklarımız spor yapamıyor, çocuklarımız sanatla ilgilenemiyor. Bunların hepsi doğru, bunu yıllardır sendikalarımız söylüyor. Peki, siz dershaneleri kapatmak yerine, dershanelerin kapanmasına yol açacak okullarda tedbirleri aldınız mı? Soruyorum; sınavları kaldırdınız mı, okulda eğitimin kalitesini yükselttiniz mi? Hayır. Okulun öğretmen ihtiyacını, okulun müstahdem ihtiyacını, çalışanların ihtiyaçlarını karşıladınız mı? Okulda demokratik bir yaşam, öğretmenlerin bütün karar süreçlerine özgürce katılabildiği, tartışabildiği, özgür, üreten, tartışan, kendini sorgulayan demokratik bir okul yaratabildiniz mi? Hayır. Şimdi, birtakım siyasal hesaplarla bir hesaplaşma içerisinde, bir inatlaşma içerisinde ‘Dershaneleri kapatıyoruz’ diyorsunuz. Ama şunu unutmayın: Şu anda dershanelerde 53 bin öğretmen arkadaşımız çalışıyor, 50 bin yan çalışan var. Zaten mevcut durumda 300 bin öğretmeni atayamazken bir de dershanelerdeki 53 bin kardeşimizi işsiz bırakmaya çalışıyorsunuz. Bunun altından kimse kalkamaz.”

Türkiye`nin en iyi yetişmiş demokratik güçlerinin aydınlık güçlerinin öğretmenler olduğunu ifade eden Havutça, öğretmenlerin siyaset sahnesinde asla yer alamadığını söyledi. Öğretmenlerin ekonomik sorunlarına da dikkat çeken Havutça, şöyle konuştu:

“Yirmi beş yıllık emekli öğretmenimiz bin 125 lira maaş alıyor. Bu adam simitle peynir yese, çay içse bu parayla geçinemez. AKP`li bir milletvekili, bu kürsüde yirmi beş yıllık öğretmenin 2.009 lira aldığını ifade etti, yanlış bu bilgi. Bugün öğretmenlerimizin aldığı paralar bakın, 2008`de yoksulluk sınırı 2.347 lira, 2013`te 3 bin 467 lira, bugün öğretmenlerimiz... Bugün yeni başlayan bir öğretmen bin 700 lira maaş alıyor. Değerli arkadaşlarım, emekli öğretmen bin 125 lira alıyor. Gelin, eğer Türkiye`de gelecek kuşakları yetiştirecek, saygın, kendine güvenen, gerçek anlamda Türkiye`nin geleceğini, cumhuriyetin değerlerini, ülkenin geleceğini düşünen evlatlarımızı yetiştirecek öğretmenlerimize onların hak ettiği saygıyı, baştan ekonomik haklarını tanıyarak, onların özlük haklarını tanıyarak, onlara grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı vererek, onlara toplu pazarlık hakkı vererek, onları gerçekten yönetici atamalarında eşit, liyakate dayanan, ayrımcı değil, eşit ve adil bir yaklaşımla kendi yöneticilerini belirleyen hakları artık bu Parlamento tanımak zorunda. Siz bir taraftan öğretmenlerimize övgüler düzerken eğer Ankara sokaklarında onları tuzla buz ederseniz, o şiddet görüntülerini Türkiye`ye yayarsanız size kimse inanmaz.” 

Konuşmaların ardından CHP`nin grup önerisi kabul edilmedi.