Toplantıda, Bandırma Demokrasi Platformu adına yapılan açıklamayı platform dönem sözcüsü ve Eğitim-İş Bandırma Temsilciliği Başkanı Serdar Polat okudu.
Açıklamada şöyle denildi:
Kıymetli basın mensupları, kıymetli yol arkadaşlarım,
Basın açıklamama başlamadan önce şu an buraya gelmeden önce aldığımız bir son dakika gelişmesini paylaşmak istiyorum. İstanbul’la ilgili verilen hukuka aykırı karara itirazlarımız YSK’da görüşülmüş ve itirazlarımız kabul edilmiştir.
Demek ki neymiş hak verilmez alınırmış!
Partimizin 39. Olağan kongre takvimi açıklanmasıyla ilçemizde de seçim süreci başlamıştır. Biz de beyaz liste olarak daha adil, daha katılımcı, daha birleştirici ve daha dinamik örgüt yapısını hep birlikte inşa etmek amacıyla yola çıktık. Samimiyetle bir irade ortaya koyduk ve desteğimizi, bize olan inancı kar topu gibi büyüttük.
Ben, öncelikle 31 Ağustos günü ezici bir üstünlükle kazandığını iddia edenlerin aksine, bu kadar hileli, baskı dolu bir seçim atmosferinde seçime gelerek oy kullananlara, özgür iradeleriyle bizlere destek veren binin üzerindeki üyemize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Biz mahalle delege seçimleri propaganda sürecinde nezaketten ve iyilikten, sevgi dilinden asla ayrılmadık. Bizim derdimiz partimiz dedik. Kişileri ağzımıza dolamadık. Biz daha iyisini yapacağız dedik. İftira atmadık. Hakaret etmedik. Yalan asla söylemedik.
Ama parti içi demokrasinin olağan bir süreci olan adaylık yarışında her türlü hakarete, iftiraya, yalan söylemlere maruz kaldık.
Bugün burada söyleyeceklerim ve yapacağım tespitler, açıklamalar, asla partimizin kurumsal kimliğine yönelik olmayıp yalnızca kongre sürecinde taraf olan güç zehirlenmesi yaşayan ve kişisel hırs ve koltuk hesapları yapanlarla ilgilidir.
Sondan başa doğru gideceğim. Acısıyla tatlısıyla beyaz listenin gönüllüleri olarak sevabıyla, ama turuncu listenin destekçileri olarak birden fazla günahıyla 31.08.2025 tarihinde mahalle delege seçimlerine ulaştık. O gün genel olarak kavgasız gürültüsüz ama seçimin başlama saatlerinden itibaren bir tuhaf durumlarla karşı karşıya idik. Önce seçim başlamadan bana bir stampa ve partimizin mührünü uzattılar. Bu ne diye sorunca da pusulaları mühürleyeceğiz ya dediler. Ben de tarih yazmış mı hiç, mahalle delege seçimlerinde pusula mühürlemek kongreler yönetmeliğinde böyle bir şey yok, angarya yaratmayın diyerek itiraz ettim. Ve il başkanımızın da kesin talimatıyla ilçe başkanlığımız bu tuhaf talebinden vazgeçti. Ama şimdi çıkmışlar, pusulalara mühür vurmayı Merve kabul etmedi diye anlatıyorlar. Parti içi mevzuatta yeri olmayan değişik icatlar çıkarıp bu tuzaklara düşmemizi mi bekliyorsunuz? Kimsenin aklıyla alay etmeyin.
Hepiniz biliyorsunuz süreç içinde belediye personeli üyelerimize yönelik baskılar olduğunu bizzat kendilerinin telefon ve mesaj yoluyla bana ulaşması üzerine öğrendiğim için üstüne basa basa herkesi uyardım. Belediye personelimizin üzerinden elinizi çekin, ekmeğiyle oynamayın, iradelerini rahat bırakın dedim. Ama tabiki hırs gözünü bürüyen güç zehirlenmesi yaşayanlar beni dinlemediler? Onlara yakışan da buydu zaten. Ardından seçim günü sabahı belediye personeline, -ki Pazar olması nedeniyle neredeyse tamamı hafta sonu tatilindeyken- belli saatlerde belediyeye çağrılarak topluca oy kullanmaya gidileceği söylendi. Bu bir rica değil bir emirdi. Ve sonra tek derdimiz partimiz diyenlerin yazdığı senaryo işlemeye başladı ve bizler üyelerimizi seçim alanında beklerken belediye personeli arkadaşlarımız tek sıra halinde geldiler oylarını verdiler. Ve herkes şahittir ki bizden bir Allah’ın selamını almaya korktular. Belediye emekçilerimize bu muameleyi yapan zihniyeti kınıyorum. Ve gün içinde belediye personelimizden bazıları bizzat ulaşarak, kendilerine mühürlü hazır zarf dağıtıldığını söylediler. bu zarfı atmaktan başka şansımız olmadığı için hakkınızı helal edin başkanım dediler. Ben salt o arkadaşlar ekmek parasından olmasın diye o an olay çıkarmadım. Canımız sağolsun kardeşim hak yerini elbet bulur dedim. Benim o kardeşlerime hakkım helal olsun. Onların hiçbir suçu yok. Sürecin en çok zarar göreni onlar oldu. Çok üzgünüm.
Seçim anında bir sürü başka problemi de yine sakinlikle ve diyalogla çözmeye çalıştık. Ama sayım döküm işlemleri sırasında sonuçlar açıklandıkça göbek atanları da utançla izledik. Biz parti içi bir vizyon yarışına girmedik mi başka bir partiyle mi yarıştık arkadaşlar. O araç içinde dağıtılan mühürlü zarfın içinden çıkan - ilçe başkanımızın dediğine göre- chp ise bu göbekler neden atıldı bize bir açıklayıversinler bakalım.
Seçimin sonuçlarına bizim saygımız sonsuzdu ama güçten başı dönenler, gözünü hırs bürüyenler için aynı şey geçerli değildi. Ezici üstünlükle aldık, büyük farkla aldık söylemlerinin amacı nedir? Siz kimi ezdiniz kendinize gelin. Seçilen delegeler hangi listeden olursa olsun partinin delegesidir. Sizin babanızın malı mıdır? Bu delegelere de partimizin değerlerine de alenen hakarettir.
Parti içi demokrasimizde benim ilçe başkanlığına aday olmam kadar doğal bir şey yokken neredeyse bizden izin alması gerekirdi diyecek, neredeyse özür dilemesi lazım nasıl aday çıkar diyecek bu zihniyet sanırım turuncu listeye oy vermeyenlerden de özür mu bekliyor anlamadım?
Seçimlerin sonuçları başımız üstüne delege listeleri kesinleşsin de kongreye hazırlığa başlayalım derken bir skandalla karşı karşıya kaldık. O malum görüntüleri değil sadece bizler maalesef tüm Türkiye gördü. Bizler utandık ama partimizin adını lekelemeye yönelik bu usulsüzlüğe imza atanlar/attıranlar hiç utanmadı. Yaşadığım şoku ve üzüntüyü size anlatamam arkadaşlar. Bir ilçe seçimlerini kazanmak uğruna mı her şey?
Partimizin üzerinde kara bulutların dolaştığı İstanbul İl başkanlığımıza iktidarın siyasi operasyon çekmeye çalıştığı bu kara günlerde alenen ifşa olan bu görüntülere sessiz kalmam, hem bir hukukçu olarak bana hem de beyaz listeye güvenen yol arkadaşlarıma yakışmazdı. Bu nedenlerle partimizin kirlenmemesi ve art niyetli odaklara ileride malzeme çıkmaması adına seçime ve sonuçlarına itiraz ettim. İlçe yönetimi bu konuyla ilgili toplantı yaptı ve bu güvenlik zafiyetine sebep olan ilçe başkanı o toplantıya katıldı ve kendi lehine oy kullandı. Belediye başkanının, kadın kolları başkanının özel gündemle toplanan bu toplantıda ne işi var arkadaşlar? Partimizi bu derece zor durumda bırakan sizler hiç mi utanmadınız?
Ama o vahim görüntülerin ortaya çıkmasından sonra bu sorduğum sorunun cevabını aldık. Evet bunu yapanlarda hiç utanma yokmuş. Ortaya çıkan görüntüler sonrasında biraz erdemli olunsa derhal istifa etmesi gerekenler, “olur öyle şeyler” diyerek hem zımnen kabul ettiler hem de olayı basitleştirmeye çalıştılar.
Partinin mührü namustur arkadaşlar. Mühür dediğin şey semin masandaki kolonya peçete değildir. Hiçbir ilçe örgütünde 8 tane mühür olamaz. Eğer yapıldıysa bu da büyük bir sorundur. Mühürlü zarflar öyle ortalık yerde gezmez. Herkesin ulaşabileceği yerlerde olamaz. Kullanılmadıysa ya imha edilir ya da muhafaza altına alınır. Ama bizim ilçe başkanımız çıkmış elinde bir mühürlü zarf sallayarak insanın aklıyla alay edercesine açıklama yapıyor. Ve yine olayı basitleştirmeye çalışırken aslında aslında ilçe örgütümüzde nasıl bir güvenlik zafiyeti yarattığını alenen itiraf ediyor. Biz şimdi partimizin namusuna sahip çıkamayan ve yeniden aday olanlarla mı seçime gireceğiz?
O görüntüler ortaya çıktıktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi algı yaratmaya çalışanlar bir de günler sonra hep beraber bir basın açıklaması yaparak yine partim adına son derece tehlikeli ve endişe verici açıklamalarda bulunuyor. Asıl siz bu taktikleri nereden ve kimden öğreniyorsunuz?
Ne acıdır ki yapılan usulsüzlüğü meşrulaştırmaya dönük açıklamadan birkaç saat sonra İl yönetim kurulumuz bu somut delillere dayanarak seçimin yenilenmesine karar veriyor. Bu bile üyelerimize doğru aktarılmıyor. Hem what sapp gruplarından hem de sosyal medya hesaplarında tuhaf, yanıltıcı ve yakışıksız söylemlerle yine aynı saçmalıklara devam ediliyor. Mühürlü zarflar dışarlarda dağıtılmış seçim iptal olmuş daha üzerinden birkaç saat geçmiş bu güvenlik zaafiyetine sebep olan ilçe başkanımız çıkmış video paylaşmış elinde bir mühürlü zarf sallayarak insanların aklıyla alay ediyor. Ben partimin içinde bu zihniyetle mücadele ettiğim için maalesef çok üzgünüm.
Bu rahatlığın sebebi verilen iptal kararının doğru ama eksik olmasıdır. Bu şaibe kesin olarak tespit edilerek seçim yenilenmesine rağmen, o vahim görüntülerdeki iki personel hakkında disiplin süreci başlatılmıştır. Ancak bu arkadaşların kendi kendilerine bunu yapmayacaklarını herkes çok iyi bilmektedir. Buna rağmen gerçek sorumlular hakkında gereken yapılmadığı için belki de bize bir şey olmaz düşüncesiyle yüzleri kızarmadan aynı açıklamalara devam edebiliyorlar. Gerçekten akıl alır değil.
Seçim sürecinin başından beri benim hakkımda hiç utanmadan ulu orta, sosyal medyadan olsun, mahalle toplantısı adı altında yaptıkları seçim çalışmalarında olsun video kayıtlarıyla sabit şekilde söylemlerde bulunmaktan çekinmediler. Benim genel başkanımızla ve cb adayımızla birlikte afiş hazırlamamdan rahatsız oldular. Genel başkanımızla bir fotoğraf çekip paylaştım diye dakikalarca bununla ilgili garip açıklamalar yaptılar. Videoyu paylaşanlar gelen haklı tepkiler üzerine bu paylaşımı kaldırdı ama gören gördü ve ben de ibreti alem için saklıyorum merak etmeyin.
Parti içi seçimde yarış böyle olmaz. Bizler partimizi iktidara taşıdığımız bu yolda, partimize ve partimizin neferlerine dört koldan saldırılar devam ediyorken, genel başkanımız olağanüstü bir irade göstererek hem partimize hem memleketimize sahip çıkmaya çalışıyorken sizin derdiniz nedir Allah aşkına? Biz iktidar yolunda böyle mi partimize ve genel başkanımıza layık bir mücadele vereceğiz? Yakışıyor mu bize? Ben bu partinin bir evladı olarak aday çıktığım için günahkar mi ilan edileceğim? Aday olup olmayacağımı size mi soracağım? Seçimde iradesini ortaya koyan her bir oyun hukukunu koruduğum için ben mi suçlu olacağım? Tabiki hayır. Ben ve beyaz listede koşulsuz şartsız gönül birliği yapan tüm yol arkadaşlarım, her zaman partimiz için mücadele etmeye ve partimiz için memleketimiz için en doğrusu neyse ondan yana taraf olmaya devam edeceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Mahalle delege seçimlerinin yenilenmesi kararı son derece doğrudur. Ancak bu şaibeyi gerçekleştirenler hakkında henüz bir değerlendirme yapılmamıştır. Yani henüz süreç bizim açımızdan tamamlanmamıştır. Bu şekilde partimizin namusunu koruyamayan mevcut ilçe başkanının yine görevinde devam ederek yürüteceği ve rahatça aday olabileceği bu seçime beyaz liste olarak protesto hakkımızı kullanarak katılmayacağımızı buradan ilan ediyoruz.
Baba ocağı diyen ama partimizi babasının çiftliğine çevirmeye çalışan bu zihniyetin hala hiçbir sorumluluk almaksızın aday olabildiği bu seçime girerek şaibeli isimleri asla meşrulaştırmayacağımızı buradan tüm üyelerimize ve kamuoyuna duyuruyoruz.
Hem partili yol arkadaşlarımız hem de tüm kamuoyu zaten kendi vicdanında en doğru tahlili yapacaktır.
Sevdalısı olduğunuz koltuklar sizin olsun. Bu memleket bizimdir diyorum.
Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum.