Cumhuriyet Kadınları Derneğimizin Türkiye genelinde başlattığı “Madde Bağımlılığına Karşı Anneler Hareketi” çalışmamızı sizlerin aracılığıyla Kamuoyuna duyurmak amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Bu çalışmanın başta anneler olmak üzere ailelerimize en geniş şekilde duyurulması ve tanıtılması son derece önemlidir. Çünkü Derneğimiz bu çalışmada, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerin kullanılmasını önlemede anneler ve ailelerle beraber çalışacaktır.
"KÜRESELLEŞMENİN NEOLİBERAL İDEOLOJİSİNDEN UYUŞTURUCU SORUNUNA"
Batı ülkelerinde başlayan ve 19. yüzyılda doruğa çıkan üretime dayalı rekabetçi kapitalizm bir yüzyıl içinde, bu ülkelerin, kapitalizme geçememiş ülkeleri ve yoksul kıtaları acımasızca sömürdüğü emperyalizme evirilmiştir. 20. Yüzyıl emperyalizm çağıdır ama aynı zamanda emperyalist devletlere karşı milli devletlerin uyanış ve mücadele çağıdır. Nitekim 1. Dünya Savaşı dediğimiz Paylaşım Savaşında, emperyalist Batı ülkelerinin en başta gelen hedefi Osmanlı Devleti’ni yıkıp paylaşmaktı; buna karşılık Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde milletimiz bağımsızlık savaşını verdi ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.
ABD ve diğer emperyalist devletler yalnız silahla değil, ekonomik, siyasal ve sosyal baskılarla da bağımsızlıkçı milli devletlerin güçlenmesini engellemeye çalışmaktadır. Bu baskıları “küreselleşme” adı altında yürüttükleri politikalarla hayata geçirmektedirler. Küreselleşmenin ideolojik aracı ise neoliberalizmdir. Neoliberalizmin gerçek yüzünü tek cümleyle anlatmak istersek “özgürlük ve demokrasi kandırmacasıyla bireyleri bütün değerlerine yabancılaştırarak milletleri parçalamak” olarak tarif edebiliriz.
Ülkemiz 1980’lerden itibaren dâhil olduğu küreselleşmenin ve neoliberal ideolojinin etkisi altında zorluklar yaşayarak bugünlere gelmiş, fakat 2015 yılından itibaren, ABD’nin kuklası bölücü ve gerici terör örgütlerine karşı büyük bir mücadele içine girerek emperyalist tahakkümü kabul etmeyeceğini göstermiştir.
Bununla birlikte neoliberal ideolojinin milletimizi ve özellikle gençlerimizi; soylu tarihsel gerçeklerimizden, milli ve manevi değerlerimizden, kültürümüzden ve öz sanatımızdan uzaklaştırıp “tek dişi kalmış” Batı medeniyetinin “yeni özgürlükçü” yoz kültürüyle zehirleme amacının devam ettiğini de görmek zorundayız. Silahla esir alamadıkları Türk Milletini gençliğimizi bozarak ele geçirme planları emperyalist devletler için şüphesiz ki çok daha ekonomiktir. Küreselleşmeyle birlikte kendimizi içinde bulduğumuz neoliberalizmin hedefinde, yarınımız olan çocuklarımız ve gençlerimiz vardır. Ülkemizi daha çok sömürmelerinin yolu gençlerimizin milli kimliğinden koparılması ve uyuşturulmasından geçmektedir. Ailesine, milletine, diline ve ülkesine yabancılaşmış, yalnız kendi çıkarları için yaşayan bilinçsiz, düşünmeyen, okumayan, sorgulamayan, üretmeyen, haz peşinde koşan, sahte özgürlüklere esir olan, uyuşmuş nesillerin yolunu açmaya uğraşıyorlar.
Böylesi bir yabancılaşmanın ön şartı bireyin kendisine yabancılaşmasıdır. Burada sınır tanımıyorlar. Küçücük çocuklarımıza cinsiyetlerini sorgulatıyor ve işe bedenlerine yabancılaştırmayla başlıyorlar. Yaşı gelen çocuklarımızı ise bağımlılık yapan maddelere övgüler düzen müziklerle, dizilerle, sosyal medya fenomenleriyle etki altına alıp uyarıcı ve uyuşturucu madde kullanmaya ve sonunda bağımlı olmaya teşvik ediyorlar.
Yarattıkları bu yoz kültürle uyuşturucu kullanmayı, gençliğin başkaldırı ve isyan dürtüsünde geçerli bir biçim olarak gençlerimize sunuyorlar. Emperyalizmin, sistemi yeniden üretmesi için kendi gençlerine giydirdiği “hiçlik gömleği”, milli devletlerde gençliği kendi emelleri için kullanma silahına dönüşmektedir. Biz gençlerimize hiçliğin, kimliksizliğin giydirilmesini asla kabul etmeyiz.
"TÜRKİYE’NİN UYUŞTURUCU SORUNU"
Günümüz dünyasının en önemli sorunları arasında yer alan madde kullanımı, bağımlılığa neden olan ancak tedavi edilebilir bir hastalıktır. Madde kullanımının hafıza, muhakeme, dikkat, düşünme gibi bilişsel işlevler üstüne kalıcı etkilerinin yanı sıra suç ile ilişkileri de önemli bir toplumsal güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Bölücü terör örgütü PKK ve FETÖ ile mücadele içinde olan ülkemiz açısından son derece önemli olarak; uyuşturucu imalatı ve kaçakçılığıyla terör örgütleri milyarlarca dolar gelir elde etmekte, buradan kazandıkları paraları teröristlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve silahlanma için kullanmaktadırlar. PKK’ya yönelik operasyonlarda tonlarca uyuşturucu madde ele geçirilmektedir.
Türkiye uyuşturucu kaçakçılığında çok önemli bir güzergâh olan “Balkan Rotası” üzerindedir. Ülkemiz hiçbir yasa dışı uyuşturucu maddenin ana üretim alanlarından biri olarak gösterilmemektedir. Buna rağmen, gerek Asya’dan bitkisel kökenli uyuşturucunun, gerekse Avrupa’dan sentetik olarak üretilen uyuşturucunun karşılıklı kaçakçılığında transit ülkeyiz ve %15 oranındaki genç nüfusumuzla hedef durumdayız.
UYUŞTURUCU SORUNUNU BATAKLIĞI KURUTARAK ÇÖZERİZ
Madde kullanımı önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Yalnız kullanan kişide değil, aynı zamanda ailesini ve çevresini de etkileyen, toplumda ekonomik, sosyal ve güvenlikle ilgili zararlara yol açan çok yönlü bir sorundur. Bu nedenle çok yönlü çözümler gerektirmektedir. Devlet kurumlarımızın bu mücadelede aman vermeyen yaklaşımlarını büyük takdirle izliyoruz. Sahada görev yapan emniyet güçlerimize, jandarmamıza başarıları ve güçleri daim olsun diyoruz.
Ancak, az önce belirttiğimiz gibi, toplumumuzu ve özellikle gençlerimizi hedef alan çürümüş, yozlaşmış kültürel saldırı ile bu sorunun sürekli beslenmesi karşısında topluma ve kitle örgütlerine de görev düştüğünü kabul ediyoruz. Eğitim ve sosyal çalışmalar yapan kurumlarımız başta olmak üzere, bütün kurum ve kuruluşların ve demokratik kitle örgütlerinin uyuşturucu maddeye bağımlılık gelişmeden önce, bu maddelerin kullanılmasını önleme aşamasında yapacağı çalışmalar, sıtmaya karşı bataklığı kurutmak ölçüsünde değerlidir.
"MADDE BAĞIMLILIĞINA KARŞI ANNELER HAREKETİ"
Cumhuriyet Kadınları Derneği kuruluş amacı ışığında, milli devletimize ve milletimize yönelik tehditlere karşı mücadele etmeyi varlığının temeli olarak görmektedir. Derneğimiz emperyalizme ve onun neoliberal ideolojisine karşı durma mücadelesi içindedir. Bir demokratik kitle örgütü olarak, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşan madde kullanımı ve bağımlılığını bu çerçeveden ele almayı uygun görüyoruz. Bu toplumsal sorunumuzla mücadelede, neoliberalizmin hedef aldığı “güçlü kadın, güçlü anne, güçlü aile” olgusunun en önemli silahımız olduğunu milletimizin dikkatine sunmak istiyoruz.
Madde Bağımlılığına Karşı Anneler Hareketi, madde kullanımına karşı koruma ve önleme amacıyla düzenlenmiş olup hedef kitlesi anneler ve ailelerdir. Uyuşturucu bataklığının kurutulacağı yer ailedir; aile içinde de çocukla, oluşumundan itibaren başlayan özel bağı nedeniyle, annedir. Çalışmanın isminde Anneler Hareketi ifadesi var, çünkü milletimiz harekete geçen annelerin asla pes etmeyeceğini bilmektedir. Bununla birlikte çalışmamızda elbette ki ailenin iki temel direği olan anne ile babayı beraber ele aldık.
Gençler arasında giderek yaygınlaşan madde kullanımını önlemeye katkıda bulunmak amacıyla hazırladığımız çalışmanın hedeflerini şöyle sıralayabiliriz:
Madde kullanımını önlemede aile denetimini doğru bir çerçeveye oturtmak;
Toplumda madde kullanımını sıradanlaştırmaya yönelik algı oluşturma çabalarına karşı madde karşıtı duruşu güçlendirmek;
Madde kullanımının zararlarının, olumsuz sonuçlarının farkında olan bilgili, bilinçli, bilgisi sayesinde sesini duyuran güçlü bir kitle oluşturmak;
Aile içi bağları kuvvetlendirmek, çocukların aile değerlerini benimsemesini sağlamak.
Çalışmanın geniş toplum kesimlerine duyurulması için yerel basınımızdan güçlü bir destek beklediğimizi başta belirtmiştik. Lütfen sesimize ses olun. Bu çalışmayı ne kadar çok anne ve aileye duyurursak, bataklığı kurutmaya o kadar katkı veririz. Bu da, neoliberal safsataya kulak asmayan, ailesine, milli değerlerimize, milletine ve ülkesine bağlı, bireyci değil toplumcu, bencil değil paylaşımcı tertemiz gençlerimizle geleceğe güvenle bakmamız demektir.
CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ (CKD)
BALIKESİR ŞUBESİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ
ELİZ ECE ALBAYRAK