-Bunun çatlağı var, bu paraya almam.
-Bu çatlamış, at gitsin patlar matlar maazallah.
-Dikkatlice taşı, düşürüp çatlatma, kaç para verildi ona biliyor musun?
Çanak çömlek çatladı...
Nedir alıp veremediğiniz bu çatlaklarla anlamadım. Çatlak teknendeyse su alır, batarsın ya da suyu boşaltırsın.
Japon sanatı uygulayıp çatlakları altın tozuyla doldurup, çatlağı onurlandırabilirsin. Çatlağa ne yapacağın sendeki çatlaklarla ilgili bence. Sende olanı beğenmediğinden, kabul etmediğinden başka yerde, başka kişide görünce çatlağın seni çatlatması anlaşılır olabilir. Bu kadar çatlak deyince çatladın değil mi okurken, belki üç cümle önce bıraktın okumayı.
Çatlağa ne yapacağın sende ki çatlaklarla alakalı, demiştim. Hadi oradan deyip okumadın, oysa çatlağından sızdım bile sana. Çatlak acısı da benzemez hiçbir acıya, kâğıt kesiği gibi yüreğinden sızlar incecik çatlak içine bir şey kaçmış gibi unutturmaz kendini.
Çatladım dersin; olgun karpuz çatlarken ses çıkarır, sen sessizce çatlarsın. Olgunlaştığından değil erken olduğundan, birde çatladın diye sevmezler. Oysa çatlaklardan sızabilir ışık ancak içeriye. Yaşam koçu gibi konuştum galiba hadi yazdım, diyelim.
Çatlak alt tarafı, yarık değil ya sevin, diyenler var birde. Ben suyu akışına bırakanlardanım ne yalan söyleyeyim. Üstüne baskı yapınca çatlayan yerden dağılır koca ağaç bile yoksa bir balta darbesiyle nasıl yıkacaksın.
Kilo aldığında deri tabakanın çatlamasını düşündün mü hiç, sınırlarının zorlandığının kanıtı o çatlaklar. Çatladım gitti bende artık yazmaktan.
Hadi çatlak yumurta alıp ıssız adam keki yapalım...
