Aran KARAN


YER SARI GÖK LACİVERT

YER SARI GÖK LACİVERT


   Çocukluğumun en güzel günleriydi mahalle arasında top oynadığımız zamanlar. Bıraksalar Sabahtan akşama kadar top peşinde koşar kendi aramızda ve mahalleler arasında kıyasıya maçlar yapardık.

    Kimimiz Fenerbahçeli, kimimiz Beşiktaşlıydık. Galatasaraylı olanımızda vardı ben Trabzonluyum diyenimizde, hepimiz biri birimize takılır ama asla ve asla maç için birbirimizin kalbini kırmazdık. Gönlümüzü verdiğimiz takımlarımızın yıldız futbolcularının yerine kendimizi koyarak yaptığımız maçlarda o dönemlerin ünlü futbolcuları; Fenerbahçeli; Selçuk, Aykut, Oğuz, Rıdvan, Beşiktaşlı; Metin, Ali, Feyyaz ve Rıza Galatasaraylı Tanju, Cüneyt, Raşit´i hayal ederek üstümüzdeki yırtık pırtık eşofmanlarla sanki o isimlerinin adlarının yazılı olduğu formaları taşıyormuşçasına coşkuyla mücadele ederdik.

    Bizim çocukluğumuzda daha çok yabancı oyuncu olarak Yugoslav futbolcular vardı. Begoviçler, Repçiçler, Pesiçler, Kovaceviçler, Şekerbegoviçler, Seydiçler, Prekaziler, Hodziçler vazgeçilmezlerimizdi. Hele kaleye geçenler o zamanın meşhur kalecileri Simoviç, Scuhumacher Şenol olur, topu tutmak için canla başla sağa, sola uçarlardı. Uçarlardı derken böyle çim sahalar, sentetik sahalar hak getire tozlu topraklı sahalarda kıyasıya maçlarımız olurdu. Her bir tarafımız yara bere içerisinde meşin yuvarlağın peşinde en güzel günlerimizi yaşadık. Malum imkânların kısıtlı olduğu yıllardı o günler. Doğru düzgün malzeme, ayakkabı, eldiveni kim bulmuş ki biz bulalım. Düşünün koca mahallede sadece 1 tane futbol topumuz var. O da patlayıp topsuz kalmayalım diye gözünün içine bakıyoruz. Renk renk plastik topların olduğu sokaklarda meşin top sahibi olmak büyük bir ayrıcalık? O ayrıcalık ki; Nazım Hikmet´in ?Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?? sorusuna Abidin Dino´nun Saman Sarısı şiiriyle verdiği cevabı aratmayacak güzellik de bir mutluluğun kaynağıydı? Çocuktuk, sokaklardaydık ama son derece mutlu ve de huzurluyduk? 

  Hiç unutmam 1988-1989 Sezonu Federasyon Kupası Çeyrek Final ilk maçı Fenerbahçe´ nin standında oynanmış ve 2-2 lik skorla sonuçlanmıştı. Bu maçın rövanşı 03.05.1989 Çarşamba günü Galatasaray´ın sahası Ali Sami Yen stadında oynanmıştı. Tabi o zamanlarda bırakın interneti özel televizyonlar bile yok. Televizyonlarda sadece milli maç yayınları var. Durum böyle iken her kesin gözü kulağı radyoda, ben o yıllarda Bandırma Şehit Mehmet Gönenç lisesinde okuyorum. Son ders çıkışında duyuyoruz ki, ilk yarıyı Galatasaray 3-0 önde kapatmış. Doğal olarak tüm Galatasaraylı arkadaşlar da büyük bir sevinç ve mutluluk içerisinde Fenerbahçelilere takılıp, onları kızdırıyorlar. Ben dâhil tüm Fenerbahçeliler büyük bir üzüntü içerisindeyiz, yaşadığımız hayal kırıklığını anlatmaya kelimeler yetmez, ümitsizlik içinde aklımızdan geçen inşallah ikinci yarı da daha fazla gol yemeyiz oluyor. Âmâ o an için unuttuğumuz bir şey vardı ki; o da Can Çıkmadan Ümit kesilmezmiş, bir başka deyişle hakem doksan dakikanın bitiş düdüğünü çalmadan maç bitmezmiş, Evet, o gün bir mucize oluyor ve Fenerbahçe´m muhteşem bir geri dönüşle ikinci yarıda bulduğu 4 golle maçı 4-3 lehine çevirerek Ezeli ve Ebedi dostu Galatasaray´ı kupadan elemeyi başarıyordu. İşte o gün bugündür. ?YER SARI GÖK LACİVERTTİR? benim için. O gün Fenerbahçe´m aldığı bu galibiyetle sadece beni sevindirmekle kalmadı. Bana İnancın, azmin, çalışmanın, başarıdaki önemini bir kez daha ispat etti. Ümitsizliğe kapılmadan asla ve asla vazgeçmeden mücadele etmenin önemi bir kez daha öğrenmiş oldum.

  Günümüzde özellikle günlük hayatta çoğu zaman şartlar istediğimiz gibi gitmiyor, Bazen yok yere kendi kendimize dertler edinip, kendi kendimizi sıkıntıya sokuyoruz. Sürekli yakınıp, hayıflanıyoruz. Şartlar ne olursa olsun moralimizi bozmadan onurlu bir şekilde hayatla olan mücadelemize devam edelim. Bu mücadelede kimi zaman sevinip, kimi zaman üzüleceğiz. Aldatılmayı, hayal kırıklıklarını yaşayacağız. Doğumları, ölümleri göreceğiz tüm bunları yaşarken genel anlamda Kâh gülüp, kâh ağlayacağımız anlar olacaktır. Şu bir gerçek ki; Hayat bazen sadece ikinci yarısı kalmış bir maç kadar kısa, bazense rövanşı olan bir maç kadar uzun, olabilir. Son olarak ünlü spor yazarı merhum İslam Çupi´nin bir sözü ile yazımızı sonlandıralım: " herhalde kazandığını düşünen bir takım, kaybetmeyi düşünmeyen bir ekiple yarışırken, ne onun kadar inançlı, ne onun kadar yırtıcı, ne onun kadar hırslı, ne onun kadar onurlu olabilir." 26.10.2018

  • BIST 100

    9727,84%0,86
  • DOLAR

    32,53% -0,05
  • EURO

    34,79% -0,20
  • GRAM ALTIN

    2425,45% -0,18
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00
  • Çarşamba 26.4 ° / 14.4 ° Güneşli
  • Perşembe 21.3 ° / 10.9 ° Güneşli
  • Cuma 20.9 ° / 10.4 ° Güneşli

Balıkesir

24.04.2024

  • İMSAK 04:39
  • GÜNEŞ 06:11
  • ÖĞLE 13:12
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:02
  • YATSI 21:29