10 Ağustos 2104 bir devrin kapanışı. Yeni bir devrin başlangıcı olacaktır. Bu yeni devrin karanlık bir devir olacağını göremeyen milliyetçiler kendi partilerinin müşterek çıkardığı adaya oy vermeyerek. Ülkenin geleceğinin karanlık olmasının vebaline ortak olmuşlardır. Particilik ilkelere göre yapılır. Söğüt ağacı gibi rüzgâra göre eğilerek siyaset yapılmaz. Partinin ilkeleri kendi mizacına uyuyorsa o partide siyaset yapılır. Bir partinin saflarında bu ilkelere göre yer alınır. Ay gibi güneş gibi kararlılıkla siyaset yapılır. CHP ve MHP çatı adayında birleşmeyi başardılar. Fakat çatı adayına sponsor olamadılar. Ekmeleddin beyi aday gösterdiklerinde köşemde. Bu aday tanınan bir aday değil. Onun için CHP ve MHP müşterek mitingler düzenleyip adayı vatandaşa tanıtmalılar demiştim. Böyle mitingler yapmış olsalardı. Tabanlarından Tayyip’e oy gitmesini önlerlerdi. Müşterek yaptıkları mitinglerde tabanlarını bir birine kaynaştırırlardı. Böylelikle her iki patinin tabanına da heyecan gelirdi.
İlginç bir tablo çizeceğim. Edirne’den Hataya kadar bütün sahil kesimleri ekmeleddin beye oy verdi. İstanbul’dan Rize’ye kadar olan sahil şehirleri Tayyip beye oy verdi. Bunun sebebi kültür farkıdır. Bunun farkı sadaka kültürünü kabul etmektir. Ege ve Akdeniz sahilinde olan emekçilerin bu sadaka kültürünü ret etmelerinin bir göstergesidir. Karadeniz sahilinde fazla emekçi yoktur. Devletin verdiği ile yetinirler. Tayyip Erdoğan’ı kurtaran şehirler Erzurum, Erzincan, Sivas, kayseri, Konya gibi şehirlerdir. Bu şehirlerde din istimrarı yapılarak oy alınmıştır. Orta Anadolu da MHP’nin güçlü olduğu yerlerde din istismarına uyarak kendi partilerine oy vermemişlerdir.
Milliyetçi geçinen bir kısım milliyetçiler milliyetçiliğini unutarak partilerine oy vermemiştir. Partinizin gösterdiği adayı beğenmemiş olabilirsiniz. Partinize küsebilirsiniz! Türk milliyetçiliğini ayaklarımızın altına aldık denilmesini. Göz önünde bulundurarak milliyetçiliğe küsemezsiniz. Atatürk’ün itibarsızlaştırılmasına çalışıldığını göre göre Atatürkçülüğe küsemezsiniz. Ne böyle milliyetçilik olur. Ne de Atatürkçülük olur. Bunlar insanın kırmızıçizgileridir. Bir ülkede kişiler menfaatler. Millet ve vatan menfaatlerinin önüne geçmişse o ülke huzur bulamaz. Kişisel menfaatler uğruna bir şeylerin üzeri örtülüyorsa. Kişisel menfaat elde edenler bunu görmezlikten geliyorsa. Bu toplum ahlakının erozyona uğradığının göstergesidir. Bizim en büyük derdimiz toplum ahlakının erozyondan kurtarılmasıdır.
Bu böyle ilelebet devam edecek değildir. Yokuşun mutlaka bir inişi olacaktır. Hiçbir uçak havada kalmaz mutlaka o uçağın amma öyle. Amma böyle bir inişi olacaktır. Bizim bir üs komutanımız vardı. Bir gün bir uçağımızın ön iniş takımı inişe gelirken açılmadı. Havada tur atmaya başladı. Bu olaydan komutan haberdar edildi. Komutan hemen uçuş kulesine çıktı. Pilot komutanım nasıl ineceğim diye heyecanla komutana soruyor. Komutan bak oğlum hiçbir uçak havada kalmamıştır. Şimdi telaşı bırak. Beni iyi dinle! Yakıtını bitir! Bitir dedi isen son damlasına kadar demedim. Pisti karşılayacak kadar yakıtın kaldığında süzülerek piste arka tekerlerini koy. Uçuş kulesinin hizasına geldiğinde burnunu indir. Talimatını verdi az bir hasarla bu olay atlatıldı. Onun için her çıkışın bir inişi olacaktır. O zaman o milliyetçiyim, Atatürkçüyüm diyenler. Pişman olacaklar amma iş işten geçmiş olacak. Belki cumhuriyet kaldırılacak. Yerine yeni Türkiye adı ile İslam cumhuriyeti kurulmuş olacak. Parlamenter sistem çökecek. Yerine başkanlık sistemi gelecek. İşte bunların olmaması için 2015 genel seçimlerine iyi hazırlanılması gerekmekte dedir. O gelecek seçimde mutlaka bu milletin aklı başına gelmelidir. O seçimlere kadar karanlık bir yolda yürümeye mecburuz.
Ülkemize yeni cumhurbaşkanımız hayırlı uğurlu olsun.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk’ün askerleri! Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 11- 08 – 2014 Mustafa KOÇAL
