Devletin bir tek memurunu, bir kuruşluk benzinini, bir arabasını haksız yere birine verenin de kullananın da Allah belasını versin! Burunlarından fitil-fitil gelsin!
Bu kadar ağır konuşmak ve beddua etmek hakkını izninizle kendimde görüyorum. Çünkü;
Tüm siyasi yaşamım boyunca, bir gün olsun devlet konukevlerinde kalmadım.
Bakanlık görevlerini bitirdiğim gün, henüz devir teslim yapmadan, makam aracını gönderip taksiye bindim. Görev yaptığım Bakanlıklara, ayrıldıktan sonra bir kez bile gitmedim.
Bakanlık süresince, özel işlerim için veya ailemin yanına İzmir´e geldiğimde hep kendi arabamı kullandım. Önde ve arkasında polis eskortu ve korumalarıyla restorana gidenlerden hiç olmadım.
Dönemin Valilerine şu talimatı verdim;
İlinize resmi görevle gelsem dahi, bakanlıkla işi olan yerel bürokratlardan başka, beni karşılamaya gelen olursa onu görevden aldırırım. Herkes, benim gibi işini yapsın, devletin kesesinden gösteriş değil!
Eşim ve çocuklarım, bensiz bir kere bile makam aracına binmediler.
Bunları niçin yazıyorum, biliyor musunuz?
Doğrusu budur da ondan! Doğrusunu herkes bilsin ve ona göre davransın diye! Bundan başkası hem devleti hem de milleti istismar etmektir?
Saatçi Zafere, Türk Devleti hem koruma hem araç hem de ayda 200 litre mazot kullanım hakkı vermiş! Saatçi de utanmadan bunları kabul etmiş!
Binali Bey şu soruya yanıt vermelidir;
Saatçi Zafer´e neden devletin aracını ve devletin polislerini koruma olarak veriyorsunuz? Aynı şekilde Eskort Egemen´e, boyunsuz Muammer´e niçin hala korumalar ve araçlar kullandırıyorsunuz ?
Siz koruma verecekseniz, Türk Milletine vereceksiniz ki bizi bunlardan korusun ve bizi daha fazla soymasınlar!
Hangi devlet kendisini soyana, hırsıza, rüşvetçiye koruma ve araç verir ki?
(Mafya Reisine Polis Eskortu veren, tarikat ve cemaat liderlerine koruma veren tek devlet var dünyada, o devlet verir!)
Değerli Okurlar;
Hepimiz şöyle davranmalıyız;
Bu sepetlerden birini görünce ?Ne hakla milletin parasıyla alınan bu aracı kullanıyorsun? deyip yüzlerine tükürmeliyiz! Yapamazsın, kullanamazsın, haram olsun deyip bunları sokağa çıkamaz hale getirmeliyiz.
Bunların can güvenliği tehlikede imiş, korunmaları gerekmiş diye mazeret beyan edenlere şunu soralım;
-Can güvenliğinizi tehlikeye atacak kadar hangi terör örgütü ile mücadele ettiniz?
-Koruma işe yarasaydı, ABD Başkanları bile öldürülebilir miydi?
-Şimdi koruma ile devletin arabalarında dolaşan eski Bakanlar-Milletvekilleri-Belediye Başkanları- eski Müsteşarlar- eski Paşalar-eski Genel Müdürler zamanında görevlerini tam olarak yapsalardı, kimsenin korunmaya ihtiyacı olmazdı! Avrupa ülkelerinde bırakın Bakanları, Başbakanlar dahi tek başlarına bisikletle işlerine gitmiyorlar mı? Onlar kadar yüreğiniz yok mu?
Ne oldu Osmanlı ruhuna?
Bir daha söylüyorum;
Türk Milletinin bütün problemlerini çözdünüz, aç ve açıkta kalan kimse bırakmadınız da sıra sizin mabadınızın korunmasına mı geldi?
Korumayı usulsüz verenin de kullananında yüzlerine yuuuhh olsun?
Not; Barzani´nin sazcısı, Şivan Perver aşığı, Ahmet Kaya´nın mezar ziyaretçisi, çözüm süreci destekçisi İbrahim Kalın adlı atanmış memur gazetecilere ?Gündemimizde Bakan değişikliği yok? dedi! Binali Bey hayrola? Başbakanlığı bu memura mı devrettiniz? Bu kişinin siyasi sorumluluğu var mı?
Türkiye Cumhuriyeti Devletini ne hallere düşürdünüz, yazıklar olsun!
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Ocak 2018
Rifat Serdaroğlu
