Son zamanlarda gerek depremler gerekse virüsü önleme çalışmaları ile İdlip’te karşılaştığımız hain saldırı sonrası yaşananlarla ilgili olarak sosyal medya üzerinden yapılan abartılı olumsuz değerlendirmelere baktığımızda çok çarpıcı bir şekilde toplumu kaosa sürükleme amacını taşıdığını söylemek mümkündür sanırım
İster olumlu isterse olumsuz hangi pencereden bakarsak bakalım toplumun dikkatini çeken nasıl bir üzücü olay olursa olsun hemen anında abartılı rakamlarla ülke gündeminin değiştirilmek istendiğine tanık oluyoruz.
Hiç unutmam, taa Elazığ depreminin olduğu o ilk saatlerde bile hemen daha yetkililerin ortaya çıkıp açıklama yapmadıkları saatlerde birilerinin gerçekle ilgisi olmayan depremin ağır hasarları ve çok sayıdaki ölüm haberlerini yayma düşüncesi ile toplumun moral ve motivasyonunu bozmaya dönük davranışlar içersine girdiklerini gördük. .
Ne yazık ki böylesi haberlere inananlarımızın sayısı da hiç de az olmadı maalesef. Dedikodu çarklarının hızla döndürülmeye çalışıldığı o ilk saatlerden sonra ne zaman devlet vatandaşın yanında oldu ve ihtiyaçlarını karşılamaya başladı ve işinin başından ayrılmadı işte o zaman bu dedikodular sonlanmış olduğuna tanık olduk.
Aynı benzer hareketler VİRÜS salgını olayında da yaşandı ve ne yazık ki hala da yaşanmaya devam ediyor. Daha dün bir arkadaşımın bana gönderdiği mesajında salgının Türkiye içine de sıçradığı hususu sözlü bir mesajla anlatılıyordu. Aslında toplum olarak çok zor bir durumla karşı karşıyayız. Virüsün onlarca ülkeye girdiği gibi bizim ülkemize de girmesi mümkün. Dolayısıyla bunun siyasi bir malzeme gibi kullanılarak devlete olan güvenin sarsılmasını beklemek veya bu yönde çalışmalar yapmak günümüz modern dünyasında böyle bir anlayışın yeri olmadığını söylemek isterim.
İdlip saldırısında da aynı yolun izlendiğini görüyoruz. Şehit sayıları çok fazlaymış, sayılar gizleniyormuş. Böyle mantıksız bir düşünce olabilir mi yahu? Örneğin benim oğlum şehit olacak ama benim oğlumun ismi gazetelerde, söylemlerde yer almayacak, buna kim cesaret edebilir veya bunu kim gizleyebilir ki? Unutmayalım ki günümüz dünyasında çok yaygınlaşan sosyal medya ağında artık kimsenin bir şey gizleyebileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak bilelim ki devlete güven hepimizin ihtiyacı olduğu bir kavramdır. Dolayısıyla gerçeği yansıtmayan duygu ve düşünce çalışmaları ile bu güvenin azaltılması tüm toplum adına bir kayıptır. Zararı da birilerine değil herkese olur. Erhan Göçmen 06-03-2020
