Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


VAH POLİSİM VAH

VAH POLİSİM VAH


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

29 Ekim 2012 Ankara ilk meclis binasının olduğu ulus meydanı. Sivil toplum örgütleri, ulus meydanındaki ilk meclis binası önünde cumhuriyeti kutlamak için toplanacaklarını ilan ettiler. Ankara valisi buradaki kutlamaya izin vermeyeceklerini bildirdi.  Vatandaşlar her türlü tehlikeyi göze alıp ulus meydanına gittiler. Polis vatandaşları meydana sokmamak için tedbir almıştı. Çünkü valinin yasaklamasına başbakanda destek vermişti. Bu yasaklama gereği olarak polis meydana sokmamak için barikatlar kurmuş. Vatandaşlar bu barikatları yıkıp ulus meydanına girdiler. Orada vatandaşlar biber gazına ve tazyikli suya maruz kaldılar. Anıtkabire gitmek için harekete geçtiler. Oraya göndermeyeceğiz dediler. Yine barikatları yıkıp anıtkabire de gittiler. Barikatları cumhurbaşkanının kaldırttığı ileri sürüldü. Başbakan bu olaya çok sinirlenmişti. “polis görevini yapmadı. Biz bu ülkeyi tek başlı yönetimlerle buralara getirdik” diyerek. Cumhurbaşkanını ve polisi hedef almıştı. İçişleri bakanı İdris Naim bunun için görevden alındı. Polis görevini yapmamanın ezikliğinde idi. Poliste amirleri aracılığı ile içişleri bakanının emirlerini yerine getiriyordu. Muammer Güler içişleri bakanlığına atandı. Yapılan eylemlerde polis daha fazla vatandaşın üzerine gitmeye başladı. Sebebi ise polis görevini yapmadı ithamını üzerlerinden atmaktı. Tabii esas emir veren, yeni içişleri bakını idi. Başbakana şirin gözükmek için çırpınıyordu. Sert beyanatlar veriyordu. Gezi olayı ortaya çıktı. Artık içişleri bakanının kendisini başbakana ispatlama şansı yaratılmıştı. Daha ilk gün sabaha karşı çadırlarda kalan gençlere baskın düzenletti çadırları yakıldı. Kaş yapayım derken göz çıkardılar. Vatandaşlar oradaki gençlere uygulanan bu hareketi protesto etmek için sokaklara döküldü. Polis bu protestoları önlemek için aşırı güç kullandı. Vatandaşlar polisin bu hareketini eleştirmeye başladı. Eleştiriler arttıkça polis daha da hırslanıyordu. Gezi parkı olaylarını anlatacak değilim. Görevini yapmamakla itham edilen polis, bir anda tarih yazan polis, kahraman polis oldu. Bunun karşılığı olarak da başbakan tarafından maaşla ödüllendirildiler.

Polis, muhalefet ve vatandaşlar tarafından devamlı eleştiriliyordu. Başbakan bu eleştirilere “polisimi yedirmem” diyerek cevap veriyordu. Görevini yapmayan polis, tarih yazan polis, kahraman polis, bunun karşılığı olarak ödüle layık görülen polis ve başbakanın kimseye yedirtmem dediği polis olmuştu.  Gezi parkı olaylarında suçlu görülen polisler dahi korunup kollanıyordu.  Ne zaman 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Polis birden tu kaka oldu. Hemen görevden alınmalar, yer değiştirilmeler başladı. Çete olmakla suçlandılar. O da yetmedi casuslukla suçlanır duruma geldiler. Cemaate casusluk yapmakla suçlanır oldular. Vah benin polisim vah sizi ne hale düşürdüler. Şu anda bütün emniyet mensupları diken üzerinde ve huzursuzlar. Yarınlarından emin değiller. Çoluk çocuğunun nafakası için canını ortaya koyan polis. Bu kadar huzursuzluğu ne zamana kadar götürebilecek.

Polis kimin emrinde ise onun emirlerine riayet eder. Bu polislerin atamalarını iktidar yapmadı mı?  Emniyeti koalisyon ortağı olan cemaate iktidar vermedi mi? Hayır böyle bir şey yok diyemezler. Çünkü başbakanın baş danışmanı kendisi söyledi. “Emniyeti o zaman cemaate biz verdik” dedi. Başbakanda “ne istediniz de vermedik” dedi. Polis Ergenekon ortaya atıldığında sabaha karşı dalga dalga operasyon yaptığında kimsenin sesi çıkmıyordu. Generaller, subaylar, astsubaylar, gazeteciler, rektörler, bilim adamlarını tutuklarken iyi idi. Şimdi bu operasyonlar yapılınca sessizlikleri birden bozuldu. İktidarın aleyhine olan herkes iktidara karşı tavır almakla suçlanıyor. Ayni muhalefetin düştüğü duruma polis camiası da düşürülmüştür.

Başbakan uşakta halka hitap ediyor. “ Bu CHP MHP var ya! Ülkeyi bölmeye çalışanlarlar işbirliği yapıyorlar? Diyor. Referandumda ve seçimlerde terör örgütü ile işbirliği yapmakla suçlanan muhalefet. Şimdi onlarla işbirliği yapmayı bırakmışlar. Şimdi ülkeyi bölmeye çalışan cemaatle işbirliği içersine girmişler. El insaf düne gelene kadar cemaatle can ciğer idiniz. Cemaat ne istedi ise vermişler. Altının oyulduğunu hisseden iktidar cemaatin dershanelerini kapatarak cemaatin gelir kaynağını kesmeye kalkınca ortaklık bozuldu. Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye başladılar. Bu kirli çamaşırların içersinde polisin ne işi var. Bu kirli çamaşırlarınızın içersine muhalefeti neden koymaya çalışıyorsunuz?  Artık takke düştü kel gözüktü. Bu kelliği örtecek takke daha yapılmadı. Sahte belgelerle yüzlerce kişinin canı yandı. Şimdi internette baba oğlu arasındaki konuşmanın montaj olduğu iddiasını perçinleştirmek için sahte belge ortaya atıldığı dolaşıyor. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bunu temizleyemeyecekler. Bir köylü ne diyor? “Hakileri, savcıları ve polisleri madem hiç bir şey yoktu da neden görevden aldılar? Biz aptal mıyız bunu anlamayacak” diyor. Bunu cahil kabul etikleri o köyü söylüyor da. Kendisini aydın bir kişi görenler söyleyemiyorlar. Vah polisim vah ne yaptı iseniz iktidara yaranamadınız. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

Ülkenin ve çocuklarınızın geleceğini düşünerek oyunuzu kullanın.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 28 – 02 – 2014

Mustafa KOÇAL 

  • BIST 100

    9539,08%0,09
  • DOLAR

    32,49% 0,14
  • EURO

    34,74% 0,11
  • GRAM ALTIN

    2488,08% 1,06
  • Ç. ALTIN

    4168,04% -0,71
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22