Ülkede huzur diye bir şey kalmadı. Hükümet dahi huzursuzluk yaşıyor. Vatandaş huzursuz yarınından emin olmadığı gibi can güvenliğinden de emin değil. Ülkede asayiş sorunu da yaşanıyor. Gazetelere baktığınızda her gün 4-5 cinayet haberi görüyorsunuz. Bu kadar cinayetin işlenmesinin bir sebebi olmalıdır. Bence en önemli sebebin ekonomi olduğudur. Bir anne düşünün 3 çocuğunu rezil olmasınlar diye öldürüyor. Rezillikten kasti geçim sıkıntısıdır. Kendisi ekonomi sıkını içersinde olduğu için.
Rezilliğin ne demek olduğunu bildiği için. Çocuklarının rezil olmasını istemediği için çocuklarını öldürebiliyor. Buna cahillik diyemeyiz. Ancak çaresizlik diyebiliriz. Ülkede öyle bir durum var ki? Kendi vatandaşlarımız sefalet içerisinde yaşarken. Gençlerimiz başka bir ülkenin içleri yüzünden şehit olurken. O ülkenin gençleri ülkemizde bir eli balda bir eli yağda yaşıyorlar.
Cumhurbaşkanı Suriyeliler benim için bizim vatandaşımızda daha önemli diyor. Pekiyi Suriyelilere gösterilen ihtimam ülkemizin yoksularına gösteriliyor mu? Önce can sonra canan gelir. Bizde ise tersine önce canan akıllarına gelirse sonra can geliyor.
Son günlerin gündemimde gazeteci kaşıkçının öldürülme olayı var. Suudi Arabistan en çok terörist yetiştiren ve terör örgütlerine destek veren bir ülkedir. Lübnan başbakanına yaptıklarını da düşünürsek böyle olayların yaşandığı bir ülkedir. Türkiye deki başkonsoloslukta böyle bir olayın organize bir şekilde planlanması manidardır. Bu olayın ortaya çıkması nişanlısının dışarıda bekliyor olmasıdır. Şayet nişanlısı olmasaydı.
Bu olayın ortaya çıkması mümkün olmayabilirdi. Bu olayda Türkiye de huzursuzluk yaratmıştır. Bana göre bu bir devlet terörüdür. Kralın bu işten haberi olmaması mümkün değildir. Devletin önemli birimlerinin karıştığı bir olaydan kralın haberi olmaması mümkün mü? Olayın içerisinde başkonsolos da var. Konsolosluktaki kameralar sökülüyor. Cumhurbaşkanımız olaya karışanların Türkiye de yargılanmasını istiyor. Haklıdır çünkü olay burada olmuştur. Fakat burada ince bir konu var. Olaya karışanlar burada yakalansalardı.
Burada yargılanmaktan kurtulmaları mümkün değildi. Kralın olaylara karışanları Türkiye ye göndereceğini tahmin etmiyorum. Kral biz yargılıyoruz diyecektir. Başkonsolosun dokunulmazlığı var. Konsolosluk binasının içerisinde böyle bir olay oldu ise sorumlu konsolostur. Onun için elini kolunu sallayarak Türkiye´yi terk edemez. Bu konu daha çok su kaldırır. Bu olayı planlayanların oyunu kaşıkçının nişanlısı sayesinde bozulmuştur. Yoksa bu olayı öyle planlamışlar ki? Tere yağdan kıl çeker gibi bitireceklerdi. Şeytan ayaklarına dolaştırdı. Amma olan Türkiye´nin huzursuzluğuna sebep oldu.
Bir papaz olayı yaşadık. Hapiste olan bu papaz Branson önce ev hapsine çıkarıldı. Amerika Branson´u istedi. Veremeyiz o casus, ajan, terörist dedik. Amerika yaptırımlar uygulamaya başladı. Dolar yükselmeye başladı. Doların yükselişini Branson´a bağladık. Bizden adam alamazlar dedik. Cumhurbaşkanı dâhil bir heyet Amerika ya gitti. Bir toplantı için. Cumhurbaşkanı orada doların yükselmesinin Branson ile ilgisi yok dedi. Amerika dışişleri bakanı bu ay Branson serbest kalacak dedi.
Cumhurbaşkanımız 12 Ekimde mahkemesi var. Yargının verdiği karara saygı duymalıyız dedi. Nitekim 12 Ekimde Branson serbest bırakıldı. Ve uçtu gitti. Amerika başkanı cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan´a teşekkür etti. Bu olay yargı bakımından ülkede huzursuzluk yarattı. Öyle suçlarla yargılandı ki? Bırakılması imkânsız gibi gözüküyordu. Gizli tanıklar ifade değiştirdiği için serbest bırakıldı. Tabii insanın aklına bu gizli tanıklar neden ifade değiştirdi? Bu bir muammadır.
Ülkede kriz baş gösterdi. Kriz yok! Hile ile kandırma var dendi. Dolar yükselince zam üzerine zamlar yağmur gibi gelmeye başladı. Vatandaş da huzursuzluk baş gösterdi. İktidar her ne kadar kriz yok dedi ise de. Açıkladıkları yeni ekonomi programı da krizin belirtileri ortaya çıktı. 2013 senesinde kaldırılan andımız. Yargı tarafından tekrar geri getirildi. Neden andımızı yargı geri getirdi diye yargı eleştirilmeye başlandı. Yargı anayasa ihlali yaptı diyen mi ararsın? Yargı yönetimin önüne geçti diyen mi ararsın?
Ülkeyi eski günlere döndürmeye çalışıyorlar diyen mi ararsın? Bu andımızın ne kadarda çok sevmeyeni varmış? Milli eğitim bakanı şimdi bu kararı temiz mahkemesine götürüyor. Olmayacak şeyler için ülke huzursuz ediliyor. Şimdi birde cumhur ittifakı huzursuzluğu çıktı. Bu millet bu huzursuzluğu hak etmiyor. Huzur içinde yaşamak bu ülkenin hakkı değil mi? Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 25-10-2018 Mustafa KOÇAL
